Hayatta kaybettiği bir çok şey yüzünden yas tutma konusunda ne yazık ki epey tecrübesi olan, serebral palsi (beyin felci) geçirmiş ve epilepsi hastası Tim Lawrence'ın anlattıklarına kulak verelim:
Hayatta kaybettiği bir çok şey yüzünden yas tutma konusunda ne yazık ki epey tecrübesi olan, serebral palsi (beyin felci) geçirmiş ve epilepsi hastası Tim Lawrence'ın anlattıklarına kulak verelim:
Buraya dikkat; 'senin için buradayım' değil, 'seninleyim'. Senin için buradayım demeniz bir şeyler yapacağınız imasını taşır. Oysa hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Onunla orada olmak, acısını paylaşmak özel bir eğitim veya yetenek gerektirmez. Önemli olan, gerekli olduğu müddetçe yanında olmaya istekli olduğunuzu hissettirmenizdir.
Orada olun. Sadece orada olun. Rahatsız olduğunuzda ya da hiçbir işe yaramadığınızı düşündüğünüzde bile onu terk etmeyin, yanında olun. Çünkü iyileşmenin başlangıcı korkarak girmeye çekindiğimiz o karanlık yerdedir. İyileşme, en karanlık anda bile yanımızda yürüyecek biri olduğunda başlayacaktır. Dünyada her yas tutan kişinin böyle insanlara ihtiyacı var. Emin olun tahmin ettiğinizden daha çok ihtiyaç duyuluyorsunuz.
Rica ediyorum, lütfen böyle insanlar olun.
Peder vefat ettiğinde, 'emekliliği gelmiş miydi?' diye soranlar, 'parmağındaki yüzüğü çıkartmanın derdine düşenler, 'geçen sene rahatsızlandığında ölmedi bir sene daha yaşadı' diyenler bir yana, yanıma oturup tek kelime dahi söylemeden bana sigara uzatan ve sigarayı tellendirdikten sonra yanımdan sessiz sedasız ayrılan komşu bir yana...
katıldığım şey bir insana yas durumunda yapılacak en kötü şey tavsiye vermektir. Tecrübelerimle söylüyorum ki yas tutan kişilere yakınını hemde en yakınını kaybeden birine tavsiye verilmez çünkü zaten olması gereken şeyi sizin tavsiyenizin ne olduğunu biliyodur doğru olan odur belki tamam ama o an duymak istemez doğruları, isyan etmek ister herşeye doğru yanlış ne varsa karışmıştır aklında zaten. Ben "seni anlıyorum." lafına da takıyodum mesela anlayamaz çünkü anlamaya çalışır belki ama tam olarak mümkün değil anlayamaz.
"Acını kabul ediyorum. Burada seninleyim" benzeri lafları kırk kez okudum ama biri de çıkıp "Aga bizde böyle bir kullanım yok, şunun Türkçe karşılığını bulalım" falan demiyor. Ben bugün birisine "acını kabul ediyorum" desem suratıma bakıp "bsg" der. Türkiye'de bunun tam karşılığını bulmak için kimse uğraşmıyor da.