Yaş Almak ve Ân'da Olmak

Atalarımız binlerce yıldır doğum günlerini kutlamakta ve doğum günümüz yaklaştıkça her birimiz doğumla ilgili birçok enerjiyi içeride hissetmekteyiz. Bu hissedişimiz bir döngü olarak doğum günümüze 2-3 gün kala başlıyor ve birkaç gün sonrasına kadar da devam ediyor.

Günümüzde birçok kişi için yeni bir yaşa girmek bir kazanç değil, kayıp gibi görünmektedir; oysaki edindiğimiz deneyim ve bilgilerle beraber her doğum günümüzde yeni bir döneme geçiyoruz.

Aldıklarını görenler ve bunun faydasının farkında olanlar kazançtadırlar; aldıklarını göremeyen ve sadece verdiklerini görenler ise kayıptadırlar. Bu, hayatımızdaki her türlü şey için böyledir.

Doğum günümüze bir bakalım: Geçtiğimiz yıldan neler aldık? Yıl içinde hangi kazançları topladık? Hânemize artı olarak yazabildik mi yoksa boşa mı yaşadık?

Boşa yaşamaları, hânesinde çoğalanlar; son gün, keşke bu hayatı daha güzel yaşasaydık diyebilirler. Aslında her birimizin yaşadığı hayat çok güzeldir; göremeyen, sadece bizlerizdir. Bizler; hayattan, ilişkimizden, ailemizden aldıklarımızı görüp kabul ettiğimiz ölçüde, hayatımızı iyileştirmeyi kabul ediyorsak değerleniriz. Sadece verdiklerini görenlerimizse sürekli o alana konsantre oldukları için bu alanda bir kader yaratıp, hayatları boyunca kayıp içindedirler.

Doğru tespitlerle, doğru bir şekilde hayatımızı ve aldıklarımızı görebildiğimizde o alanları büyütürüz, aldıklarımızın kazancı artmaya başlar; ki bu bir yasadır. Bir şey aldığında ve karşılığında bir ödeme yaptığında bu ödemeden pahalı diye şikâyet edenler, o aldığını kendisinden daha değerli görür yani aslında alamaz. Bunların her biri, insanın şuur altında kendisine oynadığı oyunlardır; çünkü paha demek, değer demektir.

Bir şeye pahalı diyen, aslında benden değerli demektedir. Bu hayatta bizden daha değerli olan bir şey var mıdır? Bu farkındalıkla baktığımızda; bizim dışımızdaki her şeyin ancak bir ederi olur; bunun ederi ne kadar diye bakar, fiyatı yüksek ya da alçak diye değerlendiririz. Pahalı demeyiz.

Bizim değerimiz nedir ve bu değeri ne ile ölçe ne ile arttırabiliriz? Ne ile bunu daha kazançlı hâle getirebiliriz? An ile…

Çalışabiliriz, iş yapabiliriz, bir arkadaşımızla eğlenebilir, gezebiliriz veya istediğimiz herhangi bir yeri keşfe gidebiliriz; önemli olan, bizim olan bu yegâne şeyi nasıl kullandığımızdır. Kimi insan için en değerli şey paradır ancak o parayı da zamanını vererek kazanıyordur. Bir çok kişi para için çalışırken zamanını, sağlığını ya da ailesinin mutluluğunu da tüketiyor olabilir. Bizler ise bunu şu anda duyarak, “keşke”lerimizi görerek, şu anda hayatımızı nasıl daha iyi yaşayacağımıza, nasıl daha kazançlı hâle getireceğimize bakabiliriz.

Bizim yegâne varlığımız ân ise bunu nerede kullanmalıyız? Nerede kullandığımızda bu hayattan tat alabiliriz? Bir ânın ne kadar hakkını vermeyi seçtik? Bu bedenin, bu hayatın, bir tadın içinde olmanın, bir kucaklaşmanın, bir bakışmanın, bir yemeğin, bir bilginin içeriye girişinin tam da o ân içinde şahitliğini en son ne zaman seçtik?

Bu sorularla emeğimiz, zihnimiz, duygularımız, yaratımlarımız hatta zamanımız bereketlenebilir. Her birimiz kendi hayatlarımızın yapıcısı, oluşturucusu, bir şekilde dizaynlarıyız. Biz kendi değerimizi görüp fark ettiğimizde, dışarıdan onay beklemeyi bırakarak kendi onay merceğimiz oluruz. Kendini onaylayan dışarıda da onaylanır ama bu onun umurunda değildir. Çok şükür, ben kendimden razıyım, der. Eksiklerim var, çözemediklerim var ama ben mükemmel değilim, her hâlimle kendimi onaylıyorum diyebilir. Mükemmel olan ol ‘ândır sadece.

Kendi değerini, zamanın, ânın ve  ona sunulan güzelliklerin değerini bilenler için yeni bir dönem başlıyor. Kendimizin efendisi olmaya başladığımızda, kendi ihtiyaçlarımızı görerek, kendi seçimlerimizi yapmaya başlarız. Bunun adı özgürlüktür. Bu hâl içinde, ayıp olmasın demeyi bırakarak kendimize ayıp etmekten özgürleşiriz. Yeniye doğarken, her adımda hayatımızdaki güzel değerleri kullanarak bunların değerini arttırırız. Hayat dediğimiz bir aynadır ve o aynaya anbean bakan olarak ne görmek istediğimizin kararını bizler veririz.

Sevgilerimle.

Hoşça kalın.

Instagram

X

YouTube

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?