Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Duygu Yarsuvat, Divan Kurulu toplantısında flaş açıklamaların altına imza attı.
Yayın havuzu hakkında konuşan Yarsuvat, 'Yayın havuzundan çıkarsak bizi ligden bile atabilirler. Onun için tek başına bunu yapamazsınız. Kulüpler arasında oy potansiyeliniz varsa bir karar alıp buna gidersiniz. Türkiye'de 3 veya 4 kulüpten fazlası küçük kulüp olarak değerlendirilmektedir ve bizle bir araya gelmeye yanaşmamaktadırlar. Havuz ihalesinden çıkmamızı isteyenler de var. Buna kalkıştığımız vakit bizi ligden bile atabilirler. Bunu tek başınıza yapamazsınız. Kulüpler arasında oy potansiyeliniz varsa bunu yapabilirsiniz. Ancak Türkiye'de 3 veya 4 kulüpten fazlası, küçük kulüp olarak değerlendiriliyor ve bizlerle biraraya gelmek istememektedirler.' şeklinde konuştu.
'AZİZ YILDIRIMI TANIMAM'
Yarsuvat, Aziz Yıldırım'ı tanımadığını kaydederken, 'Beni hep eleştiriyorlar. Ünal Aysal'ın devamı diyorlar. Aziz Yıldırım'ı tanımıyorum. Resmini biliyorum sadece' ifadelerini kullandı. Aysal'ın kendisine söylediği 'Lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye' sözlerini de değerlendiren Yarsuvat, 'Ünal Aysal'ın sözleri beni incitmedi. O sözler Mevlana'nın cümleleridir. O zaten Mevlana'yı bilmez...' dedi.
Galatasaray Başkanı ayrıca, 23. haftada Kadıköy'de oynanacak Fenerbahçe derbine gideceğini ve Aziz Yıldırım ile orada tanışmayı umduğunu belirtti.
'ARENA İÇİN DEVLET KADEMESİNDE SÖZ ALDIK'
TT Arena'nın yol konusunu düzeltmek için devlet kademesinde görüşmeler yaptık, söz aldık. Ama manzara hala böyle. Başka bir sonuç alamadık. Bizim elimizde olan bir konu değil. Devletin yapması gereken bir konu. Viyadük yapılacak. Viyadüğün ayağı da Aslanlı Yol'un yerinde olacak. Bunu da sezon sonunda yapın dedik. ''Olur'' dediler ama bakalım ne kadar olacak.
'KİMSEYE ŞAHSİ OLARAK SATAŞMADIM'
Ben söylemlerim dışında herhangi bir yanlış hareket yapmadım. Kimseye şahsi olarak sataşmadım. Ve o ringde de güreşmek istemiyorum. Benim işim değil o. İstedikleri sözleri sarfedebilirler. Benim için önemi olmaz. Ben söylemek istediğim şeyleri Galatasaraylılar'ın olduğu yerde söylerim. Konuşursam Galatasaray TV'ye konuşurum. Çünkü o Galatasaray Kulübü'nün kanalı...
'RİVA'DA İNCE BİR MÜHENDİSLİK OYUNU VAR'
Riva'dan bahsedildi. Riva için bir ruhsat alınmış. Kanuna göre ruhsat alınmasından sonra 2 yıl içinde inşaata başlamak gerekir. Biz ruhsatı almışız, 2 yıl bir şey yapmamışız. Belediyeden homurtular gelince 23 adet evin acele bir şekilde temeli atılmış. İnce bir mühendislik oyunu yapılmış ama idare kesin olarak her bina için ayrı ruhsat verip, onu istiyor. Biz yönetim kurulu olarak ruhsatı uzatmamaya karar verdik.
KÜÇÜKÇEKMECE'DEKİ TESİSLER İLE İLGİLİ YIKIM KARARI VAR
Küçükçekmece'deki tesisler de konuşuldu. Buradaki tesislerle ilgili olarak yıkım kararı vardır. Bu bize teblip edildi. Biz de hemen iptali için dava açtık. Ve bu davayı da görevli kaymakama götürdük ve durdurduk. Onu şikayet eden bir Küçükçekmece'deki vatandaş var. Israrla şikayet ediyor.
FUTBOL AŞ İLE İLGİLİ GÖRÜŞ AÇIKLAMAYIN
Sportif AŞ'nin hesapları hakkında bilgi istediler. Ancak burada bunu veremeyiz. Halka açık bir şirket hakkında bir bilgi verirsek bu suçtur. Ankara'ya gittiğimiz zaman SPK Başkanı ile görüştük. Bize ''Sizden rica ediyorum futbol AŞ ile ilgili görüş açıklamayın'' dedi.
Havuz ihalesinden çıkmamızı isteyenler de var. Buna kalkıştığımız vakit bizi ligden bile atabilirler.
İKİLİ İBRAYI DÜŞÜNMEYECEĞİM
Mali kongreyi 2 günde yapalım dediler. Acaba bu tüzüğe uygun mu? Mali kuruldan hemen sonra seçim olursa belki 2 günde olur ancak bizim tüzüğümüz böyle öngörmüyor. İkili ibrayı ben düşünmeyeceğim. Siz düşüneceksiniz. Ben madde olarak sadece ibra olarak yazarım, siz yöntemine karar verirsiniz. Bir ibra olabilir, iki ibra olabilir... Ama benim düşündüğüm bütün yönetim kurulu üyelerinin teker teker ibrası söz konusudur. Böyle de yapabilirsiniz.
KIZILYILDIZ MAÇINA GİTMEK BENİM GÖREVİMDİ
Bir spor kulübünün bütün üyeleri, taraftarları sadece ve sadece galibiyeti düşünür. Bu nedenle biz şampiyonluktan asla vazgeçmeyueceğiz. Yarışıyoruz, yarışacağız. Ama oluruz veya olmayız. Biz başarılı gitmek istiyoruz. Yoksa bizlerin mevcudiyetinin nedeni olmaz. Benim Kızılyıldız maçına gitmem görevimdi. Ve bu maçtan önce de yaklaşık bir buçuk ay diplomatik bir çalışma yapılmıştır. Ondan sonra bir plan dahilinde yapılmıştır.
TOKAT OLAYI
Basketbolda bir olay yaşandı. Bir basketbol antrenörü 19 yaşındaki bir çocuğa tokat atmış. Bir, bu çocuk bizim yönetim kuruluna iş gelmeden önce kalkmış babasını almış daha doğrusu babası çocuğunu almış ve Hürriyet Gazetesi'ne gitmiş. Hemen haberin içine girdik o sırada. Yani Pazartesi akşamı sat 7'de bu haber çıkmış. Ardından federasyona şikayette bulunulmuş. Artık bizim yapacak hiçbir şeyimiz yok. Biz üniversite öğrencisinin, 19 yaşındaki bir basketbolcunun velisi olmaz. O çocuk oralara gitmeden bize gelmesi lazımdı. Demek ki bizi dikkate almıyor. Ki hemen ertesi gün antrenörümüz savunma vermek için federasyona gitti. Ama buna rağmen koçla konuştuk. Olayı bana anlattı. Olaya baktığınız vakit; olayınbu genç çocuğun müsabaka sırasında oyuna girdikten sonra bir kasılma geldiği, topu tutamadığı, hemen oyundan çıkardığını ve soyunma odasına gittiğinde uyandırmak için bir tokat attığını söyledi. Böyle bir genç oyuncu kalkıp şikayet edip kendi başına hareket ediyorsa, yönetim olarak benim hiçbir şey yapmamam lazım. O şikayetini etmiş, soruşturma başlamış. Biz de sonucunu bekleriz. Ben şahsen Türkiye'nin ve Avrupa'nın en iyi koçlarından olan bir koçun 50 bin lira, 30 bin lira gibi cezalarla cezalandıramaz. Ben gidiyorum, yeni gelen yönetim yapıyorsa yapsın. Ben yapmam. Yaparsalar da bunun yapılmaması gerektiğini yine açıklarım.
'SÖYLEDİKLERİ KÜLLİYEN YALAN'
Kalan 360'daki programı izledim. Cevap vermek istemiyordum ama sizden talep gelince konuşmak istedim. Bu programın amacı Galatasaray'a vurmak. Neden gidip onlara muhattap olarak onların reytingini arttırım. İki konu işlendi orada. Bu sözleri Derya Taşdelen diye bir eski yöneticiden söz edildi. Galatasaray Spor Kulübü'ne giremiyormuş, çekleri karşılıksız çıkmış. Bu adam eski bir yönetici. Özhan Canaydın yönetiminde mağazacılıkla ilgilenme konusunda çalışmış. Daha sonra oğlunun adına şirketler kurmuş. Burada hem üretici hem mağazacı hem de markayı kullanan kişi olarak ortaya çıkmış. Ve Galatasaray Yönetimi bu arkadaşı hep desteklemiş. Herhalde işlerini iyi yapamamış, bize vermiş olduğu çekleri ödememiş ve şirketlerini mağazalarını kapatmış. Tutmuş 600 bin liralık üretim yapmış ve yüksek fiyattan Galatasaray'a satmak ve karşılığında da cari olarak hesaplaşmak istemiş. Bunu yaparken de herhangi bir talepte bulunmayan Galatasaray'a bunları zorla satmak istemiş. Fiyatlara bakmışız, yüksek. Almayız demişler. Ondan sonra da ''Niye almıyorsunuz''a iş gelmiş. 2014'e geldiğinde mağazacılıkla ilgili çalışan bir yöneticiyi ''Seni vururum'' diye tehdit etmiş. Bunun üzerine stada bir ay süreyle girmemiş. Hakkında bir disiplin cezası da verilmemiş. Söyledikleri de külliyen yalan. Orada gösterdiği çekler başkalarına vermiş olduğu çekler... Burada Galatasaray Spor Kulübü'nün ne kusuru var?..
İKİ PROFESYONEL ÇALIŞMALARI YÜRÜTMÜŞ
Bir de Soma olayı konuşuldu. Yine ağızlarda sakız oldu. Fenerbahçe'nin İstanbul'da yaptığı gösteri maçından da gidecekti. Oradan da bişe gitmemiş. Bizimkine gelelim. Biz 6 Ağustos 2014'te maç oynamışız. Atletico Madrid ile yaptığımız bir anlaşma var. Resmi olarak 22 bin seyirci var. Ancak daha sonra kapılar açılmış, içeriye birçok seyirci gelmiş. Atletico Madrid maça giren seyirci başına düşünüyor olayı ve sizden şu kadar para isterim diyor. Ekimdeki rakamlara göre Atletico Madrid, 159 bin euro talep ediyor. Bizim hesabımıza göre iki takımın ayrı ayrı 206 bin euro vermesi gerekiyor. Burada bir ihtilaf çıkmış. Aşağı yukarı 106 bin euro bize düşen hasılat. Ve bu böyle kalmış. Ancak bilmeniz için söylüyorum. Bu sözleşmeden Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu'nun haberi yok. Çünkü Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu bu sözleşmeyi imzalamamış, iki profesyonel çalışmaları yürütmüş (GÜLEREK). Bu böyle açık kalmış. Ben öğrendiğimde hemen araştırma yaptırdım, ben de bunları öğrendim.
GALATASARAY'IN MALI DENİZ, YEMEYEN DOMUZ
'Binicilik tesislerinin süresi bitmişti. Fakat GSGM bu sürenin 3 yıl daha uzatılmasına karar verdi. Beni rahatsız eden olaylar var. Biz kendimize ait olan paraları takip edemiyoruz. Hiçbirini alamıyoruz. Kalamış'taki işletmeci 28 Mayıs 2014'ten 30 Ocak 2015'e kadar 5 para vermemiş. İhtar çektik, aramızda sözleşme yok diye cevap verdi. Ama böyle lakayıt bir şekilde Galatasaray'ın gelirlerinin bırakılmasına tahammül edemiyorum. İhtarname sonrası 163 bin lira masraf getirdi. Yemek vermişler... Öyle ayarlanmış ki kira ile eşit duruma getirilmiş. Soma olayındaki gibi imzası 4. dereceden olan iki kişi, onlar imza atmış ve bu olay meydana gelmiş. Onların imza yetkisi yok. Yönetim kurulunun karar vermesi lazım. Bizim gelmemizle beraber bu iki kişi de gitti. Galatasaray'ın malı deniz, yemeyen domuz'' düşüncesiyle hareket etmişler.'
Sporx