Yarınlara Yaşanması İmkansız Bir Ülke Bırakmamak için Oğluma Açık Mektup!

Oğlum,

Ne yalan söyleyeyim, sen karnıma düşmeden önce, bana “kızın mı olmasını isterdin, oğlun mu?” diye sorduklarında “kız” deyiverirdim. Kız çocuk…

Öyle ya… Süslersin, giydirirsin, saçlarını örersin, daha bir uslu çocuktur, anaya babaya düşkün olur. Ne zaman ki hamile kaldığımı öğrendim, sağlığından başka dileğim olmadı benim. Doktor amcan, oğlunuz oluyor, dediğinde; artık birdi bizim için kızı da erkeği de… Seni kucağıma aldığım andan itibarense, hayatıma giren bu kelimeye aşık oldum. “Oğlum…” Ne muazzam geliyor gözüme bu kelime.

Şimdilerde 5 yaşındasın. Bizim ülke yine çalkalanıyor, haberin yok tabii.

Daha 2 gün önce iki genç kız katledildi buralarda yine oğlum. Eskisi gibi değil memleket. Kadınlar dövülüyor. Bırak sokakları, iş yerlerinde dahi tacize uğruyor, giydiği - gezdiği ayıplanıyor. Deden 80’lerinde biliyorsun. Düşün, bir asıra yakın görmüş bu ülkeyi. “Hiç böyle değildi. Kadın gördüğümüzde aklımıza ilk saygılı olmak gelirdi.” diyor. Ama o zamanlar hak, hukuk, adalet varmış tabii. Cezalar ağırmış.

Hiç unutmuyor deden. Bir kız çocuğu kaybolmuş gençliğinde, ismi Ayla’ymış. 6 yaşında evlerinin yanındaki bakkala bisküvi almaya çıkmış ve bir daha gören duyan olmamış. O güne dek hiç çocuk kaybolmamış ülkede, çok büyük olay olmuş. Gazeteler aylarca yazmış, adına şarkı bestelenmiş, Yeşilçam’da filmi bile yapılmış. Çocuğunu oyun oynamak üzere sokağa gönderen anneler, “gözümün önünden uzaklaşma, Ayla olursun bak” derlermiş. Ayla olmak, sokağa çıkıp üç adımlık bir yolda sırra kadem basmak demekmiş… Tam 40 yıl aramış ailesi, bulunamamış.

Şimdi bakıyorum da, önümüz arkamız kayıp, öldürülen çocuklar ve kadınlar. Gazeteler iki gün yazıyorsa, ertesi gün değişiyor gündem. Ne zaman bu kadar çirkinleştik, ne zaman şiddeti normalleştirdik, bilmiyorum. Lakin ipin ucu kaçtı oğlum. Murathan Mungan’ın dediği gibi; “biz büyüdük ve kirlendi dünya.”

Şimdi ben sana bunları neden yazıyorum? Bencilce gelecek ama bu ülkede büyüyen bir kız olmadığın için, içim daha serin. Gerçi erkek çocuklarında da türlü hikayeler dönüyor da kadınlara hiç rahat yok ülkede yavrum.

Amma velakin, sırtımda öyle büyük bir sorumluluk var ki, onu da kız anneleri hissetmez belki. Kadına, doğaya, hayvana saygı duyan, yeri geldiğinde kadını kendinden üstün tutan bir erkek yetiştirmek zor vesselam. Ama boynumuzun borcu. Sırf benim değil, tüm erkek çocuk analarının.

Bırakacağız hangi okulmuş, hangi aktiviteymiş, hangi hobiymiş olaylarını; işimiz gücümüz eskilerin tabiri ile “adam gibi adam” yetiştirmek olacak. Kız arkadaşlarının yanında küfretmeyeceksin mesela. Bir kızla dışarı çıktın mı, evine sen bırakacaksın, otobüse bindirip yollamayacaksın. Sevgini söylemeyi de bileceksin, yeri geldiğinde özrünü dilemeyi de… Bir kadının sevgisi karşısında şımarmamayı da öğreneceksin, bir kadını giyimi kuşamıyla etiketlememeyi de… Arkadaşların belki kibarlığınla dalga geçecek, cesur olacaksın o zaman. Kadına saygı duymayanı barındırmayacaksın çevrende.

Dediğim ya oğlum, sana bunları öğretmek babanla benim en büyük sorumluluğumuz bundan böyle. Çünkü yeniden anladım ki, biz toplum olarak çürüyoruz. Bu çürük toprağa yeni hayaller ekemeyiz.

Şimdi ya biz ana babalar elimizi taşın altına koyup, erkek çocuklarımıza medeniyeti, değerleri, ahlakı yeniden öğretip, yepyeni tohumlar ekeceğiz; ya da size kokmuş, yitmiş ve dahası yaşanması imkânsız bir ülke bırakacağız. Aklın yolun bir.

Kal sağlıcakla can oğlum.

LinkedIn

Web

Instagram

YouTube

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!