Yarım Asırlık Çarkçı Ali Usta'nın Gidecek Yeri Yok: 'Bayram da Gelse Garibanlık Aynı'

Kastamonu Şenpazar'dan geldiği İstanbul'da 48 yıldır bileyicilik yaparak geçimini sağlayan 82 yaşındaki Ali Yılmaz, 'emektarım' dediği çarkıyla  sabahın erken saatlerinde çıkıp sokak sokak dolaşıyor. 32 yıldır Çengelköy, Gelincik Yokuşu Sokak'ta yaşayan Yılmaz, komşuları tarafından da 'Ali Dayı' olarak tanınıyor.  Ancak Ali Usta'nın yaşadığı ev yıkılmak üzere. Şimdi 'bu yaşta nereye giderim' diye kara kara düşünüyor...

"Çocuklarımı bileyicilikle büyüttüm"

Çocuklarını bileyicilik yaparak büyüttüğünü ve ev yaptığını anlatan Ali Usta 'Esnaf beni çok sever. Her zaman 'Ali amca geç kaldın. Neredeydin.' derler. Bayrampaşa, Aksaray, Sağmalcılar, Yenikapı, Beykoz, Kadıköy ve Üsküdar'daki esnaf beni tanır. Zanaatımız güzel olduğundan dolayı esnaf bana telefon açar, çağırır. Sabah erkenden kalkar giderim, hem müşterimin çayını içer, yemeğimi yerim hem de bilemeyi yapıp ücretimi alırım. Berber ve konfeksiyon makaslarını, dönerci bıçağını, evlerdeki bıçakları bilerim' dedi.

"32 yıldır bu evde oturuyorum"

Ali Yılmaz, eşini 10 yıl önce kanserden kaybettiğini, çocuklarının da yanında olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

'Yalnızım. Bayram da gelse garibanlık aynı. Eşim çok iyi bir insandı. Bizim evimiz her akşam düğün, bayram evi gibi kalabalık olurdu. Çocuklarıyla da çok ilgiliydi. Kazandığım parayı ona verirdim. Üzerimde 25 kuruş taşımazdım. O idare ederdi. Böylelikle hayatı 60 sene sürdürdük. Çok çileler çektik. Acıları da unutamıyoruz. İnşaatta da çalışırken adam bulmayınca bana yardım ederdi. Şimdi yalnız kaldım. 9 çocuğumdan 3'ü vefat etti. 6 yetim torunum çocuk yuvasında kalıyor. 6 çocuğum var ama bana bakacak kimse yok. Yalnız yaşıyorum. Sahip çıkanım da yok.'

"Araziyi bizi kandırarak sattılar"

İstanbul'a geldiğinde ilk Dudullu'ya yerleşen Yılmaz, arsasının istimlak edilmesi üzerine üzerine karşılığında verilen 100 lirayla Çengelköy'den arazi satın aldığını söyledi. 

32 yıl önce Çengelköy, Gelincik Yokuşu Sokak'taki bahçe olan araziyi satın aldığını dile getirerek, şöyle devam etti: 

'Aslında onlar bu araziyi zaptetmişler. Bize burayı Hazine yeri diye kandırarak sattılar. Meğerse bize şahsın tapulu yerini satmışlar. Arsayı alınca kendim ev yaptım. Sonra arsa sahibi geldi, yıkmak istedi ama yapmadı. Ben de belediyeye vergisini verdim, faturalarımı ödedim. Yıllar sonra yerin tapulu sahibinin mirasçıları bizi mahkemeye verdi ve kazandı. Bu arazide 22 ev var. 14 ev kaldı anlaşamayan. Yıkım kararı alındı. Buralar çok değerlendi. Evlerimizi yıkmaya geldiler. Ben buraya 32 sene emek verdim. Dut ağaçlarım var. Bu ayın başında yıkım yapılacaktı. Avukat tutarak 10 gün erteledik. Şimdi 3-5 gün kaldı yıkıma. Gidecek bir yerim yok. 3 bileme makinem var. 48 yıldır sırtımda gezdiriyorum. Çok seviyorum, yediğim içtiğim bu makinelerden. Gidecek bir yerim de yok. Eşyamın üzerine yıkarlarsa yıksınlar. Önemli değil. Kalacak bir yere ihtiyacım var. Bu yaştan sonra nereye giderim? Çocuklarım ilgilenmeyince devlet ilgilenirse sevinirim.'

Popüler İçerikler

Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
19.08.2018

devlet suriyelilere bakmakla meşgul amcam

22.08.2018

yaw deli oluyorum arkadaş vatandaş asgari maaşla nasıl geöçinirim derdinden çocuk yapamıor bunların elınde 3 5 çocuk sex başına para mı alıor bu oruspu evladları

19.08.2018

Sikimsonik suriyeliler bile bayramda 'sözde' savaş bölgesine bayram ziyaretine gidebiliyorken kendi vatandaşının gidecek bir yeri yok kaldığı yer de yıkılmak üzereymiş. Bayramda güvenli bölgeye gidebiliyorsa siktir olup gitsin o zaman o güvenli bölgeye. Hala "savaştan kaçana yardım et..." ya bi siktirin gidin, götümüzün dibine kadar girip sahil kenarında güneşlenirken nargile içen, avm'lerden çıkmayan savaş mağduru da ilk defa görüyoruz amına koyduğumun memleketinde. Kendi vatandaşının bu 'sözde' savaş mağdurları kadar dükkanı, evi yok lan ülkede. Sikerler öyle savaşı da mağduru da. Bu dayı gibi kaç milyon insan var ülkede. Acıya acıya acınacak duruma düştük hala mağdur edebiyatı.

19.08.2018

Olayın bizzat içinde olduğum için biraz detay vereyim, Türkiye'de Suriyeliler hakkında çok fazla yanlış ve eksik bilgi var. Yaklaşık 10 milyon Suriyeli'nin göç etmesi bekleniyordu, bu sayı 8 milyonda kaldı. Yaklaşık 3 milyonu Türkiye'ye geldi, 1,5 milyonu Lübnan'a gitti, diğerleri de diğer ülkelere gitti ve Suriye içinde yer değiştirdi. Türkiye'ye gelenler büyük çoğunlukla Halep, Lazkiye, Hama'dan geldi, bu bölgeler Esad rejiminin elinde olan bölgeler (o dönem), Suriyeli muhaliflerin veya Kürtlerin elinde olan bölgelerden Türkiye'ye yapılmış bir göç yok. Peki bu insanlar neden geldi? Bu insanlar 3 yıl boyunca mücadele ettiler, neredeyse tamamı en az 1 yakınını kaybetti, ailenin erkeği en çok yaşanan kayıp (baba, abi, koca) Önceleri ellerindeki beylik silahları ve Irak savaşından gelme silahları kullandılar ancak mühimmatları bitti, sonraları sapan gibi, mutfak tüpü gibi ilkel yöntemlere başvurdular ancak güçleri yetmedi, en son öleceklerini anlayınca göç etmek zorunda kaldılar. Yani ortada kalıp savaşabilecekleri bir ortam yoktu, çünkü Esad'ın elinde son teknoloji silahlar ve Rusların-İranın desteği vardı, Esad karasal müdahale bile yapmadan bir çok mahalleyi yerle bir etti. Peki bu insanlar neden Türkiye'de sahillerde nargile içiyor, rahat rahat takılıyor, Suriye'den gelenlerin hepsi fakir değil, aralarında toprak ağaları da var, mühendisler doktorlar da var, bu yüzden imkanı olanlar senin benim gibi hayatını istediği gibi yaşayabilir. Peki neden bayramlarda gidebiliyorlarken kalıcı olarak gitmiyorlar? Suriyeliler bayramlarda kendi evlerine gitmiyorlar, Türkiye'nin kurtardığı topraklara gidiyorlar, genellikle Cerablus ve Azez'e gidip oradaki yakınları ile görüşüyorlar, hiçbir Suriyeli Halep'e gidip geri gelmiyor. Peki neden Cerablus veya Azez'e geri dönmüyorlar? Çünkü oralar o insanların evi değil, orada yapabilecekleri yaşayabilecekleri hiçbir şey yok, evleri yok, işleri yok, toprakları yok. Türkiye yaklaşık 3 milyon Suriyeli aldı, sınır kapılarını kapatsaydı BM'ye göre 3 milyon insanın 1,5 milyonu ölmüş olacaktı, benim tahminim bu sayı 2 milyonu bulurdu. Bu yüzden Türkiye mecbur kaldı, yoksa dünya tarihinin en büyük soykırımlarından birisi yaşanacaktı. Peki neden Suriyeliler belirli bir bölgede toplanmadı da Tüm Türkiye'ye gitmelerine izin verildi? 3 milyon insanı bir yerde toplayabilmek için yaklaşık Bursa büyüklüğünde bir şehir kurmak gerekiyordu, oraya yapılacak yatırımlar yine BM tahminlerine göre 500 milyar doları bulurdu. Son olarak avmlerden çıkmayan savaş mağduru olur, hatta keşke tüm savaş mağdurları öyle olsa, travmayı atlatmış ve hayatına bakıyor. Öyle faşist bir düşünceniz var ki o insanların bataklıkta yaşayıp bok yiyerek beslenmesini istiyorsunuz. Umarım bir gün aynı duruma düşmezsiniz.

19.08.2018

şu hayırsız nankör çocukları allah kahretsin ya çıldırıyorum böyle vefasız evlatlar görünce.

TÜM YORUMLARI OKU (32)