Sözcü'nün aktardığına göre Yargıtay'ın emsal nitelikteki kararıyla, bilinçli şekilde işi yavaşlatmak, iş akışını aksatmak, çalıştığı işyerinde, aynı sektördeki rakip firmayı övmek, mesai arkadaşlarına ‘Allah kurtarsın' demek işten atılma sebebi sayılacak.
Çalıştığı fabrikada, yönetimin tüm uyarılarına rağmen huzursuzluğa sebebiyet veren söz ve davranışlarda bulunan usta başı, tazminatsız kovuldu.
2. İş Mahkemesi'ne müracaat eden usta başı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile eşitlik ilkesine aykırı davranılması sebebine dayalı tazminatın davalıdan tahsilini talep etti. Davalı işyeri sahibi; davacının sık sık uyarı aldığını, izinsiz işe gelmediğini, çalışma arkadaşlarına olumsuz davranışlarda bulunduğunu, işi yavaşlattığını, tedbirsiz davranışları ve dikkatsiz çalışması nedeniyle müvekkili şirkete zarar verdiğin, davacının söz konusu tutanaklar ile defalarca uyarıldığını ancak davacıda herhangi bir düzelmenin meydana gelmediğini dile getirdi. Mahkeme; davanın kısmen kabulüne hükmederek, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğine karar verdi. Davalı işveren kararı temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi.
ülke ne saçma sapan işlerle uğraşıyor amk
niye kimse her türlü olumsuz eleştiriyi kaldıramıyor amk
Oh iyi olmuş çok ta güzel olmuş. Avukatlar bile söyler işveren olarak iş mahkemesinde 3-0 yeniksiniz diye. Hak neyse o olmalıdır. Adalet yanlı olacaksa ne anladım ben o adaletten mahkeme zaten haklıyı ortaya çıkarmak için var. yeri gelir işveren yeri gelir işçidir haklı. Kimse zengin diye fakire hak etmediği bir tazminat ödemek zorunda değildir.