Ülkemizde ve dünyada her geçen gün yardıma muhtaç insan sayısı artıyor. Buna devletler, kurumlar, kuruluşlar çare bulmaya çalışsa da iş başa düşüp bireysel olarak yardım etmek zorunda hissedebiliyoruz. Tabii yardıma muhtaç insan sayısı arttıkça bu yardımları kötüye kullananlar da artıyor. Eski gazeteci Yeliz Koray da aracına aldığı yardıma muhtaç bir adamı anlattı.
Bu devirde sadece öğrencileri arabama alıyorum. Paraları olsa da ihtiyaçları olmasa da otostop çekiyorlar. Varsın çeksinler yol parasıyla eğlenecek bir şeyler yaparlar en azından
Bunu İnternette okumuştum, hiç unutmadım. Bedevi çölde devesi ile giderken uzakta bir karaltı görüyor. Deveyi oraya doğru sürüyor. Bakıyor ki yerde yatan baygın bir erkek, üstü başı sefil. Hemen deveden iniyor, elinde su matarası, yerde yatan baygın adama yardıma koşuyor. Tam su içirecekken, adam yerinden fırlıyor, deveye koşuyor üstüne atlayıp, deve ile kaçmaya başlıyor. Bedevi arkasından koşuyor ve hırsıza bağırıyor : sakın deveyi nasıl kaçırdığını kimseye anlatma, bir daha kimse çölde gerçekten susuzluktan bayılmış insana yardım etmez. "
İyi niyet bile günah olmuş resmen. Düşünsene sen kişiye üzülüp yardım ettiğin için bir nebze gönül ferahlığı yaşarken dolandırıldığını öğreniyorsun. Düşünsene yapıştıracakları enayi yaftasını. yardım ettiğine ayrı, bunu duyurduğuna ayrı üzülüyor insan maalesef.