Korsanlık M.Ö. 2000'li yıllarda Fenikeliler tarafından başlamıştı. Korsan kelimesi ''Deniz akıncısı'' anlamına gelir. Şimdi size derlediğim 10 tane korsanımızı açıklayacağım. Aslında bir sürü büyük korsan var fakat bunlar içlerinden en büyükleri olarak görülenler.
Karasakal ünlü bir korsan, ama bunca şeyi ona öğreten kim hiç düşündünüz mü? Bu kadar gücü ona veren kim? İşte sorunuzun cevabı burada.
Bahamalar'da bir kaç kanoyla işe başladı Benjamin Hornigold. Zamanla döneminin en güçlü filolarından birine sahip oldu. Ağır silahlı filo tam 30 gemiden oluşuyordu. Artık Benjamin Hornigold işi fanteziye dökmüştü, zevk için saldırıyordu. Hatta bir seferinde ticaret gemilerinin birinden sadece şapkaları almıştır. Sebebini sorduklarında ''Tayfam geçen saldırıda şapkalarını yitirdi.' olmuştur.
Bu kadar rahat bir adam nasıl mı ölür? Öylesine yaptığı saldırılardan tayfası rahatsız olmuş, onu tahtından indirmişti ve sıradaki isim tabii ki de ''Karasakal'' diye anılacak olan insan Edward Teach idi.
E peki bunun üstüne ne oldu? Karasakal'ın kafası direklere asıldı. Ondan daha uzun süre yaşamış olan Hornigold, Kraliyet affını kullandı ve korsan avcısı olarak işe başladı. 1719'da girdiği bir savaşta öldü tıpkı bir korsan gibi.
Not: Kendi resmini bulamadığım için Black Sails'tan yararlanmak zorunda kaldım.
Hepinizin bildiği üzere en ünlü ve en kötü korsan olarak anılan Teach... Uzun örgülü siyah sakalları ve saçları olduğu için ona ''Kara Sakal'' lakabı tayfası tarafından takılmış. Zamanın en güçlü gemilerinden biri olan ''Kraliçe Anne'nin İntikamı'' adlı gemisi ve yürek yiyerek yaptığı savaşlarla tanınmıştı. Savaştan hemen önce sakalının içinden piposunu çıkarıp içtiği için ona ''Duman Saçan Şeytan'' da diyorlarmış.
Tarih raporlarında hiç bir adamı öldürdüğü geçmemiştir fakat acımasızlığı ile tanınan Teach, diğer korsanların aksine Teğmen Maynard'ın unvan peşinde koşmasından sonra onunla dişli bir şekilde savaşmış fakat kaybetmiştir.
Maynard'ın gemisine adım attığı anda omuzundan vurulan Teach, kılıç dövüşünde Maynard'a kaybederek ölmüştür. Maynard, gemisinin önüne kafasını asmış ve İngiltere'ye gidene kadar çıkarmamıştır.
Şimdi aklınızdaki bütün o korsanları çıkarın... İmajı, pisliği, çirkinliği... Şimdiki bahsettiğimiz korsan Dampier, dünyayı tam olarak 3 kere dolaşmış bir korsan. Evet 3 kere dolaşmış bir korsan. Gittiği her yeri, gördüğü her şeyi arşivine kaydeden bir korsan.
Temiz, zamanına göre yakışıklı Dampier nasıl oldu da korsan oldu? Bu İngiliz arkadaşımız bir sadist. Yok, diğer korsanlar gibi değil, bu hobi olarak yapıyor bunu. İspanyol kıyılarını yakıp yıkmayı ve diğer gemileri batırmayı hobi olarak yapıyor arkadaşımız. Öyle bir sadist.
Halbuki kendi çağında çok iyi eğitilmiş bir insandı. Oxford Üniversitesi bu arkadaş hakkında bir sürü çalışma yapmıştır. Barbekü, Çinlilerin yemek çubuğu hatta avokado gibi daha yüzlerce kelime bu arkadaşımız sayesinde İngilizce'ye girmiştir.
Avustralya'da ilk 'Doğa Bilimci' unvanı almıştır William Dampier. 'Nasıl bir korsan bu?' dediğinizi duydum... Bir sürü hayvan için açıklama yapmıştır. Mesela 'Koala=ağaca yapışmış ve ağaçta yaşayan ayılar.' demiştir.
William Dampier ilk dünya turunu tamamlamak üzereyken bütün tayfayı ve gemiyi satıp (mecaz anlamda tabii ki), bırakıp kaybolur. Tam 3 yıl boyunca. İngiltere'de tekrardan ortaya çıkan William Dampier vücudunda otantik saçma sapan dövmelerle gelir. Günlüğünü satışa çıkarır ve deli gibi para basar ama bu onu tatmin etmez ve hobilerine yani korsanlığa geri döner.
Yaşamı gibi ölümü de gizemli olur ve nasıl, nerede öldüğü bilinmeksizin 1715 kendisinin ölüm zamanı olarak kabul edilir.
İskoçyalı ''Macera Kadırgası'' gemisinin sahibi. Korsanları avlayarak üne kavuşan avcı başarılarından dolayı Macera Kadırgası isimli gemiyi özel izinle ele geçirmiş ve aynı yıllarda evlenmişti.
Hindistan tarafında iş yapan korsan, para kazanmak için korsan olmaya girmişti. Silahsız gemiye yaptığı saldırıda 5 kişiyi öldürmüş ve bunu örtbas etmeye çalışsalar da edememişlerdi. Yakalanması için ödül konulmuştu. Bu durumu eve geldiğinde karısından öğrenen korsanımız yakalanıp 1701'de idam edilmişti.
Kızıldeniz'i kontrol eden Osmanlı Devlet'i olmasına rağmen 300 kişilik bir Hint ticaret gemisini çok az ve küçük bir gemiyle ele geçirmesiyle ün kazanmıştı.
Müslüman tüccarlara tam bir bela olan Thomas Tew kolay lokma olarak gördüğü bir Müslüman ticaret gemisi tarafından mağlup edilince orada ölmüştü.
Hani hepimizin bildiği ve içerik fotoğrafında yer alan kafa tası altında çift kılıç resmi var ya, onu bayrağına ilk çizen John Rackham'dı. Ayrıca Karayip Korsanları'ndaki Jack Sparrow, Rackham'dan esinlenerek yapılmıştı.
'Black Sails' adlı diziden tanıdığımız Rackham, Vane tayfasında serdümenken, Vane'nin bir İspanyol gemisine savaş açmaması sonucu ''Bre korkak neden savaşmazsın'' diye isyan çıkarıp Vane'yi öldürmüştü. Bunun üstüne gücüyle değil zekasıyla ün alan Rackham, tayfasında büyük 2 tane kadın korsan barındırıyordu. Anne Bonny, Mary Read ve stratejisi ile ününe ün katmış bir kaptandır.
Nassau'ya İngiltere tarafından yönlendirilen bir savaş gemisi, Rackham'ın kafasını alıp geri dönmüştü.
'Karayip Korsanları - Dünya'nın Sonu', 'The Pirate 1973' ve 'One Piece' gibi ünlü yapımlarda bahsi geçmiş Tsai, Çin'li bir korsan olup bayağı sorun çıkarmıştır.
Peki bu kadar diziye ve filme onu konu yapan özelliği ne? 15 yaşında başlar onunu macerası, tam tamına 15 yaşında denizlere açılır. Denizdeyken başka bir korsan karı koca tarafından esir alınır. Fakat esir muamelesinden çok kendi çocuğu gibi büyütürler Tsai'yi bu çift.
Bu iki karı koca korsanın eline öyle bir harmanlanır ki, miras alacak düzeye bile gelir. Tsai, babası ölünce, babasının işlerini miras olarak alır. 600 gemilik filosu ve 50 binden fazla tayfası olduğu söylenir.
Tsai çok aktif bir korsan olup bir sürü gemi yakaladıktan sonra erkek arkadaşı (kimdir nedir bilinmez) kafasına altın bir mermi sıkar ve bunun etkisinde kalıp Çin'e teslim olur ve artık Çin'li bir kumandandır.
Bir Fransız olan Lafitte isminde tam bir beyefendi gibi dursa da öyle değil. Louisiana'daki korsan adasında krallık yapmıştır. New Orleans'a giden gemilerin bir çoğunu yağmalamıştır. O zamanki Louisana Devleti'nin bütçesinin yarısı bu adama ayrılmıştır. İşte böyle bir korsan.
İngiltere Lafitte'den çok etkilemiş ona toprak ve vatandaşlık teklif etmiştir eğer ki kabul etmezse adasını başına yıkacağını söylemiştir, -ki o zaman vatandaşlık demek Dük, Sör olmak demek gibi bir şey- Peki bizim yürekli arkadaşımız ne yaptı tabii ki reddetti.
İngilizlere gıcık olduğu dile getiren arkadaşımız ''Gelinde başımıza yıkın'' demiş resmen ama Amerikan sempatizanı arkadaşımız hiçbir Amerikan gemisine saldırmamıştır. Yakaladığı tayfaya iyi davranır bazen gemilerini iade ederdi. New Orleans onu bir kahraman olarak görürdü.
Yukarıda dediğim gibi ''Gelinde başımıza yıkın'' tavrını tabii ki de yapmadı, aksine çok stratejik davranıp New Orleans'a gidip İngilizlerin çıkartma yapacağını söyledi. Bunun üzerine Amerika'dan büyük destek bekleyen Lafitte büyük hüsrana uğradı çünkü Amerika onu takmadı. Üstüne Amerika onu bulduğu yerde kodese tıktı. Andrew Jackson'ın 'Ne yapıyosunuz bre deliler' demesinden sonra onu serbest bıraktılar çünkü Jackson, New Orleans halkı üzerinde çok büyük bir stratejik ve kritik etkisi olduğunu söylemiştir Lafitte için.
Amerika; 'bizi savunursanız sizi serbest bırakacağız' der. Lafitte ve tayfası New Orleans'ın kurtulmasında çok büyük bir rol oynar fakat bu sevgili korsanımız Robin Hood onurlu bir şekilde İspanyollar ile çarpışırken ölür.
Barbaros Hayrettin'in ağabeyi. Mal taşıyarak denizciliğe başlayan Oruç Reis... Rodos Şovalyeleri ile çarpışırken kardeşini kaybedip, esir düşmesi üzerine Memlüklerde, sonra da Osmanlı Devlet'inde görev aldı.
Bizim hoşgörülü şehzadelerimizden biri tarafından verilen 24 gemi ile Akdeniz'de gidilmedik yer bırakmayıp küçük gemilerle büyük gemileri avlaması ile ün kazandı bizim reis.
Cezayir'de bir çok yardımda bulunduğundan ''Baba'' lakabını aldı ve İspanya ile girdiği bir mücadelede hakkı rahmetine kavuştu. Allah rahmet eylesin denizlerin babası.
Bir devlette alınabilecek en büyük rütbeye erişen ilk ve tek korsandır bizim paşamız. Diğer bütün arkadaşlarımız gemisine ve mürettebata güvenirken bizim paşamız güvenmezdi, aslına gerek kalmazdı. Çünkü onun kendi filosu ve kendi devleti vardı. Baba Oruç'un kardeşi olduğu için ona Barba Rossa (Kızıl Sakal) lakabı Avrupalılar tarafından takıldı.
Ağabeyi ile büyük vurgunlar yapan paşa Cezayir'i ele geçirmiştir. Osmanlı Devleti'ne katılarak Akdeniz'i Türk gölü yapmıştır. Allah rahmet eylesin şu an türbesi İstanbul Beşiktaş'ta meydanın oradadır, hepimiz görmüşüzdür.
İsterdim ki Barbaros Hayrettin Paşaya ait güzel bir film veya 1 - 2 sezonluk bir dizi yapılması ama nerede kim yapıcak cinci yönetmenler mi yapıcak!
Monkey D. Luffy'nin üstüne tanımam (Sırf bu yorumu yazmak için içeriğe girdim bu arada)
Hiç birinin tek gözü kapalı değil, kolu veya bacağı kesik değil ne biçim korsan bunlar yada bizi yemişler yıllardır :D