Böyle görünmek için, üstüne bir de para verdiğini bilmek, akıl alır gibi değil. En belirgin tuhaflıklar burun ve dudak çevresinde görünüyor. Gerçi manzara tümüyle bir garip...
'American Pie' filminde canlandırdığı 'Vicky' adlı karakter sayesinde şöhrete kavuşmuştu. Filmden sonra görünüşünde bazı değişiklikler yapmak istemiş ve işe ilk olarak göğüslerinden başlamış. Daha sonra da yüzüne el atmış. Belki yüzü halen çekiciliğini koruyor. Ancak karın bölgesi için aynı şeyleri söylemek biraz zor...
Biraz daha zorlarsa, soyadını rahatlıkla 'Frankenstein' olarak değiştirebilir. Zaten geçirdiği operasyonlar yüzünden adı 'Kedi Kadın'a çıkmış durumda.
Jennifer Grey de, burnuna olan takıntısıyla biliniyor. Fotoğraflara bakınca Grey'in yıllar boyu uğraşarak en nihayetinde istediği gibi bir buruna sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu değişim bile, oyuncunun düşüşteki kariyerini toparlamaya yetmedi. Zira halen düşük bütçeli yapımlarda rol almaya devam ediyor.
Operasyon sonrası deforme olan göğüsleri yüzünden çok çekti. Çünkü
magazin basını bir dönem çok üzerine gitmişti. Spelling de çareyi doktorunu dava etmekte bulmuştu. Verdiği bir röportajda, neden böyle bir operasyona ihtiyaç duyduğuyla ilgili bir soruya, sinirlenince, 'Ben de bir çok oyuncu gibi 20'li yaşlarımda ameliyat masasına yattım. Ne var bunda.' gibi bir yanıt vermişti.
Jackson ailesindeki estetiğe en meraklı ikinci ismin La Toya olduğunu söylemeye gerek yok. Fotoğraflara bakınca, sonunda kendisini Micheal'a benzettiğini düşünmemek de elde değil.
Bıçak altına ilk olarak 19 yaşında yatan Lepore'un bugüne kadar kaç operasyon geçirdiği belli değil. Zaten estetik onun için artık neredeyse mesai gibi bir şey. Tabii modellik ve oyunculuk yapmadığı zamanlarda..
Not: Fotoğrafa uzun süre bakmak, gözlerinizde kalıcı hasara sebep olabilir:)
Kariyeri boyunca, çeşitli çevreler tarafında 'D' klas oyuncu olarak yaftalanmaktan bir türlü kurtulamadı. Bu yüzden sık sık estetik cerrahiye başvurdu ama yine de olmadı.
The Big Fat Liar” ile aradığı şöhreti yakalayınca, o da ilk iş olarak burnuna el attı. Ve halen çekmiş değil...
Plastik cerrahların kendisine taptığı söyleniyor. Fotoğraflara bakınca, herhalde bir tek onlar tapıyordur diye düşünmemek elde değil. Zaten uzunca bir zamandır, hakkında çıkan haberler de, geçirdiği operasyonlarla ilgili.
İnsan yüzüne neden bu kadar dolgu yaptırır ki. Üstelik güzelim bir görüntüyü bu hale nasıl getirebilir? Gerçekten anlamak mümkün değil. Zaten artık adı, ya bu tür işlerle ya da adli olaylarla anılıyor..
Transformers 2 filmiyle, kendisine milyonlarca hayran edinmişti. Sanırım halen oradan topladığı kredileri yiyor. Bunun dışında da belirli aralıklarla, yüzüne yaptırdığı minik müdahaleler ya da düzeltmelerle basının önüne çıkıyor.
Bir modelin hayatının ne denli zor olduğunu, çoğu insan bilmez. Özellikle de kariyerinin sonlarına gelmiş bir modelin. Çünkü işler eskisi gibi değildir. Ve zamanın önüne geçebilecek sihirli bir formül de yoktur. Bu yüzden estetik bir seçenektir. Ancak asla bir çare de değildir.
Meğer hayattaymış. Biz de bu galeri vesilesiyle öğrenmiş olduk. Geçirdiği operasyonlarla ilgili bir şey söylemeye gerek yok. Zira cerrah eldeki malzemeyle, elinden gelenin en iyisini yapmış görünüyor.
'Country' müziğin efsane isimlerindendir. Ancak o da çoğu ünlü gibi yaşlanmaya karşı durmaya fazla kafayı takmış görünüyor. Bu da akıntıya karşı yüzmek gibi bir şey...
Ünlü isimlerin ölesiye yerin dibine gömüldüğü bir programa konuk olan Rivers'a, Jeffrey Ross ve rahmetli Greg Giraldo'nun yüzü hakkında yaptığı acımasız şakalar unutulur cinsten değildi. Ancak fotoğraflara bakınca çok da haksız oldukları söylenemez. Üstelik Rivers'ın fantastik kariyeri boyunca estetik yaptıran ünlüler hakkında ne kadar acımasız şakalar yaptığını düşünürsek, eden bulur sözü 'cuk' diy yerine oturur.
Bir zamanlar nasıl da güzelmiş. Tabii estetik öncesi zamanlardan bahsediyoruz. Yaşasa acaba Elvis ne düşünürdü? Herhalde 'yapacak başka bir işin yok mu' derdi gibi geliyor.
Geçenlerde yaptığımız bir galeri de facia dekoltesiyle dilimize düşmüştü. Bu sefer de yüzünün haliyle... Notorious BIG, 95 yılında kendisini keşfedip, ortaya çıkarmasaydı acaba nasıl bir hayatı olurdu diye düşünmeden edemiyoruz.