Türkiye’de bir asırda büyüklüğü 6 ve üzerinde olan 56 deprem yaşanmış ve seksen binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu depremlerden bazıları 1939’da Erzincan’da 8, 1944’te Gerede’de 7.4, 1983’te Erzurum’da 6.9, 1999’da Gölcük’te 7.5, 1999’da Düzce’de 7.2, 2011’de Van’da 7.2, 2020’de İzmir’de 6.6 şiddetinde olan depremlerdir. Bu husus göz önünde bulundurulduğunda depremin artık ülkemiz açısından “mücbir sebep” olarak kabul edilemeyeceği açıktır. İdarenin depremin meydana gelmesini önlemesine imkân yoktur; fakat gerekli önlemlerin alınmasıyla olası zararların minimuma indirilmesi mümkündür. Bu anlamda idareye çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu yükümlülükler deprem öncesi ve deprem sonrası olmak üzere karşımıza çıkmaktadır. Başlıca yükümlülükleri aşağıda sıralıyoruz.
- Yerleşme yerlerindeki yapıların yapı ruhsatının alınarak, 3194 Sayılı İmar Kanununa uygun yapılmasının sağlanması,
- İdarece Kanun ve Yönetmeliklere aykırı bir yapılaşmanın tespit edilmesi halinde bu inşaatın gecikmeksizin durdurulması,
- Deprem bölgelerinde yapılacak binaların 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun dikkate alınması,
- Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik uyarınca, bu bölgelerde yapılacak binaların depreme dayanıklı olarak tasarlanmasının sağlanması,
- Belediye, mülki idare amirleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mevzuat düzenlemelerine aykırı bina yapılıp yapılmadığına ilişkin denetleme yapması,
- Depremin meydana gelmesinin ardından gecikmeksizin kurtarma çalışmalarına başlanılması, yaralanmış olanların tedavi edilmesi, yangın meydana geldiyse buna ilişin söndürme çalışmalarına başlanılması,
- Depremin vuku bulmasından sonra Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun davranılması,
Fakat idarenin depreme ilişkin olan yükümlülükleri bu sayılanlar ile sınırlı değildir. Kanun ve Yönetmeliklerde yer alan başka birçok yükümlülük düzenlemesi mevcuttur.
Dava öncesi idareye başvuru zorunluluğu, dava açma süresi, yetkili ve görevli mahkeme
Deprem nedeniyle oluşan zararların giderilmesi için açılan davalar, idari yargının görev alanına girer. Bu sebeple deprem sonrası zarar oluşması halinde oluşan zararların tazmini için görevli idare mahkemelerinde tam yargı davası açılmalıdır.
2557 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 13’te belirtildiği üzere, tam yargı davasının açılma sebebi idari eylemler olduğundan dava açmadan önce eylemi gerçekleştiren idareye başvurmak zorunludur. Bu nedenle deprem nedeniyle zarara uğranılması halinde öncelikle, yükümlülüklerini yerine getirmemiş olan idari merciye başvurarak, zararın giderilmesi talep edilmelidir. Zararın giderilmesi için yapılan başvuruya idare, en geç 60 günlük süre içinde olumlu veya olumsuz bir cevap verir. İdarenin verdiği kararın olumsuz olması veya cevap vermemesi halinde, zarara uğrayan kişi, ret kararının kendisine ulaştığı ve 60 günlük sürenin dolduğu tarihten sonraki 60 günlük sürede zararının tazmin edilmesi için tam yargı davası açabilecektir.
Deprem nedeniyle zarara uğrayan kişi, bu zararı öğrendiği tarihten itibaren en geç 1 yıl içinde yükümlülüklerini yerine getirmemiş olan idari merciye başvurarak deprem nedeniyle oluşan zararların giderilmesi talebinde bulunmalıdır. İdari merciye yapılacak başvuru, her halde 5 yıl içinde yapılmalıdır.
Yetkili mahkemeye ilişkin düzenleme, İYUK madde 36’da yer alır. Maddede belirtildiği üzere, yükümlülüklerini yerine getirmeyerek zararın oluşmasına sebebiyet veren idari merciin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olur.
Yemin ediyorum hukuğu bu yüzden tercih etmedim avukat hanım kaç yıl ceza alacak şimdi bir yerde beni kaybettiniz hastaneye düşünce biz böle mi yapıyoruz ? Derdin ne tedavisi bu bitti. Kaç yıl ceza alacaklar şimdi ?
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” - Böyle bir kanun mu olur hakim;yaptığı bina yıkılıp altında 50 kişinin ölümüne sebep olmuş müteahhite alt sınırdan 2 yıl ceza verebilir mi mesela bu kanuna göre ?! İmamoğlu'na ağzından çıkan ''ahmak'' kelimesi için verilen ceza 2 yıl 7 ay 15 gündü 😡
Yani kısacası hiç birine bi bok olmaz , üç beş yıl yatar çıkar , sonra insanlara mezar yapmaya kaldıkları yerden devam ederler... Sizin ben adaletinizi...