Yaptığı Deneylerle Cansız Varlıklara Can Veren Bir Bilim İnsanı : Andrew Crosse

Crosse, yaptığı elektrik deneyleri sonucunda tesadüfen bir canlılık ortaya çıkarmıştı. Halk ve dindarlar tarafından suçlanmış, deneylerini tam olarak açıklayamamıştı...

''Ben ne sözle ne davranışla, ne de ima yoluyla bunları yarattığımı iddia etmedim.Bunlara bir oluşum gözüyle bakmıyorum...''

Olayımızın kahramanı Andrew Crosse, döküntü bir evde oturur, topraklarını işleyen ortakçılardan aldığı üç beş kuruşu elektrik deneylerine yatırırdı.

Bilimden, deney yapmaktan hoşlanıyordu. Bunlara ayıracak zaman ve paraya sahipti. Fakat bilimsel eğitim görmediği, aynı alanda çalışan başkalarının ne yaptıklarını bilmediği için, herşeyin üstüne el yordamıyla gidiyordu... Kısacası amatör bir bilim adamıydı.

Peki komşularının, tüm İngiltere'nin dindarlarının şerrini neden çekmişti?

Crosse, 1837 yılında uzun süreli zayıf elektrik akımları vererek yapay biçimde kristaller oluşturma konusunda deneyler yapıyordu.

Deneyler temelde basitti. Gözenekli taş parçalarının içinden amaca uygun bir sıvı akıtarak ve kitleyi bir aküyle sürekli biçimde elektrikli tutarak silika kristalleri elde etmeye çalışıyordu.

Fakat bu deneyi hiç tahmin etmediği bir yöne kaymıştı: Normal hayvanları kolayca öldürebilen zehirli solüsyonlar içinde, Acarus (peynir kurdu) adıyla bilinen canlıları üretmişti.

Bu canlılar yaşıyor, hareket ediyor, daha da önemlisi kendi kendine ürüyordu.

Sonuçlarına kendisinin bile şaşırdığı deneyinin o ilginç aşamasını şöyle anlatıyor:

''Deneylere başlamamın on dördüncü gününde, elektriklendirilmiş kaya parçasının ortalarında, beyazımtrak bazı çıkıntılar belirdi. Deneylerin on sekizinci gününde, bu çıkıntılar biraz daha irileşti ve yanlarından yedi-sekiz ince tel çıktı. Bu teller çıktıkları gövdenin kendisinden daha uzundu. Deneylerin yirmi altıncı gününde, bu çıkıntılar, kusursuz bir böcek görünümü aldılar. Aradan birkaç gün geçtikten sonra kaya parçasından kendilerini ayırdılar ve serbestçe etrafta dolanmaya başladılar. Şaşkınlığım sonsuzdu.''

Bu olay, herkesin hışmını üstüne çekmesine yol açmıştı. Elektrik akımlarını kullanarak cansız maddelerden canlı yaratmaya çalışmakla suçlanıyordu.

Artık dincilerin, yarı-dincilerin, dinsizlerin aile söyleşilerinde hep onun adı geçiyordu. Hatta onu, Prometheus'a, Dr. Frankestein'a benzetenler vardı. Çevresindekilere göre kendisini yaratan tanrıya ''rakip'' olmuş, yaradanın yaratma yetkisine ortak çıkmıştı. ''Kutsal dinimize dil uzattı'', ''Ailelerimizin huzurunu kaçırdı'' suçlamaları ona yöneltilenlerin en hafifleriydi.

Yapay biçimde cansız maddelerden ''hayat'' ürettiği yönündeki suçlamalara şu karşılığı vermişti:

''Ben ne sözle, ne davranışla, ne de ima yoluyla bunları yarattığımı iddia etmedim. Bunlara bir oluşum gözüyle bile bakmıyorum. Yaratmak, yoktan var etmek demektir. Yok etmek ya da var etmek ancak yaradanın yapabileceği bir şeydir. Bizim gibi ölümlülerin değil...''

Crosse gerçekte ne yaptı?

O dönemki bilim adamları tarafından Crosse'un karşılaştığı Acarus'ların çok yaygın Glycyphagus domesticus alt türünden olabileceği tahmin ediliyordu. En güç koşullarda bile yaşayabilen, havası alınmış teneke konserve kutularına nasıl olduğu anlaşılamayan bir biçimde giren bir yaratık bu... Acaba Acarus'lar yoktan mı üredi, yoksa şu ya da bu şekilde behere girebilmiş olan yumurtalar elektriğin etkisiyle kuluçka sürecine mi girdiler? Bu konuda kesin bir yargı yürütmek olanaksız...

Acarus'ların doğumuyla elektrik akımı vererek meydana getirilen bazı kristal formasyonlarının oluşumu arasında bir eş-zamanlılık, bir paralellik vardır.

Gerek Acarus'un gerek kristallerin ilk oluşumunda, ilk beliren, küçük, beyazımtrak bir küreciktir.  Daha sonra, mineral de, acarus da küçük teller, kıllar çıkarır. Bu aşamada, beliren şeyin, cansız bir mineral mi, yoksa canlı bir yaratık mı olduğunu ayırt etmek gerçekten güçtür.

Dr. Crosse'un ne yaptığı bilinmemekle birlikte, Londra Elektrik Cemiyeti Dergisi onu bize tanıtmıştı.

Bilim ve din çevrelerinince aforoz edilince, bulgularını ve deneylerini kağıda dökmek, başkalarına ulaştırmak, dünyaya duyurmak olanağından yoksun kaldı. Oysa, ayrıntılı bir günce tutmuş, sayfalar dolusu notlar almıştı. Sonuç olarak, Crosse'un tam olarak ne yaptığı ve yaptıklarından ne sonuçlar aldığı konusunda elimizde yok denilecek kadar az bilgi bulunuyor.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti Umut'un En Başından Beri "Umutsuz Vaka" Olduğunu Anlatan Enfes Flood
TikTok’ta "Karagül" Adıyla Açtığı Yayınlarla İnfial Yaratan Kadının Çocuklarını Devlet Korumaya Aldı!
Yalı Çapkını Hayranları Ferit'i Görmek İçin Tekneyle Sete Gitti!
YORUMLAR
30.05.2016

Bu dinciler salak ya. Yine onlar yüzünden bilgiler harap olmuş. Hepsi zarar her dinde zararlar.

02.06.2016

Bu tarz basit bir deneyi tekrar yapmak için kimse kimseye mani olmuyor, al malzemeleri evinde yap, sonra etrafa küfür saçmak yerine gel burada bizimle paylaş olmaz mı? Hatta ben de bir şeyler yaratabiliyorum diye burada havanı at ben de seni tebrik edeyim;)

30.05.2016

elektrik ilk kesfedildigi zamanlarda oluyu dirilten, yasam veren bir enerji oldugu algisi hakimdi. bunun en onemli nedeni olu hayvanlarin ve insanlarin vucudlarina elektrik verildiginde kaslarin hareket etmesiydi. hele ingiltere bir idam mahkumunun cesedinin omurgasina elektrik verilerek yapilmis meshur bir deney vardir. olu oldugu yerde dogrulup oturur posizyona gecer. o devirdeki insanlarin yasadigi saskinligi dehseti siz tahmin edin. frankenstein in hikayesinin kaynagida bu algidir. simdi boyle bir alginin oldugu ortamda deneyin icine kaynagi bilinmeyen bir canli girdiginde dogal olarak yanlis intibalar olusacaktir. sagolsun editorumuzde rating icin o intibayi olabildigince korumaya calismis. yasam gibi komplike bir sistem iki kristale elektrik vermeyle ortaya ciksaydi, simdiye kadar neler yapilmisti.

30.05.2016

ulan taa bilmem ne zaman ölümsüzlüğü arayan insanlar, yeniden can veren bi' deneye karşı çıkmışlar

TÜM YORUMLARI OKU (16)