Bazıları keyifli gözükmedi değil. Ama 'Diğerleri de neymiş öyle ya?!' diye düşünmeden edemedik... Hayır durduk yere gelenek göreneklerimize bağlılığımız arttı iyi mi? Peki siz Avrupai geleneklere olan ilgisi ağır basanlardan mısınız, yoksa ille de canım Türkiye'm diyenlerden misiniz? 🙃
Bu içerikte Europe's Not Dead ve Travel Away kaynak olarak kullanılmıştır.
Her sene 23 Haziran gecesi Porto'da tüm geleneklerin bir arada kutlandığı bir kutlama yapılır. Bu kutlamada binlerce insan şehir meydanına iner. Oyuncak çekiçler ya da sarımsak kökleriyle birbirilerine vurarak tuhaf bir eğlence arayışına girerler. 600 yılı aşkın süredir düzenlenen festival, 19. yüzyıl itibariyle şehrin en önemli festivali oldu denebilir.
Her yıl Ağustos ayının son Çarşamba günü, Valensiya'nın Buñol şehrinde insanlar yaklaşık 40 tondan fazla domates ile birlikte devasa bir domates savaşı için toplanır.
Fransa'nın güneyindeki Bessières şehrinde, yerel halk baharın gelişini özel bir şekilde kutlar. Kasabanın ana meydanında 4.500'den fazla yumurtadan oluşan dev bir omlet pişirirler. Bu gelenek Napolyon zamanına dayanır. Efsaneye göre, Napolyon omleti o kadar çok sevdi ki, tüm insanlara yumurtalarını toplamalarını ve ertesi gün kendisi ve ordusu için dev bir omlet yapmalarını emretti…
Ocak ayında birçok İzlandalı Thorri Bayramı'nı kutlar. Koç testisleri, haşlanmış koyun kafaları, karaciğer sosisleri ve köpekbalığından oluşan dünyanın en iğrenç yemeklerini yerler.
Modern İzlanda kültüründe, Thorri Bayramı'nda yemek yemek kişisel gücün bir işaretidir. Afiyet Olsun! 🤤
26 Aralık'ta kutlanan Çalı Kuşu Günü'nde halk sahte bir çalı kuşu avlar ve onu süslü bir direğin üzerine koyarlar. Neden? Çünkü efsaneye göre İrlandalı askerlerin kalkanlarına kanat çırparak ihanet eden bir çalı kuşları sorumluydu…
Caber Toss, yarışmacıların “caber” adı verilen büyük bir konik direği fırlattığı geleneksel bir İskoç etkinliğidir. Sporun, savaş zamanlarında köprü inşası için bir eğitim olarak kullanıldığı söyleniyor.
İskoçya'da kocaman tahta direkler atan insanlarla karşılaşabilirsiniz ve orada bu son derece normal karşılanır. 😃
Son bahar dönemlerinde, Norveçli lise öğrencileri geleneksel olarak Russefeiring'i kutlar. Katılımcılar genellikle kırmızı renkli tulumlar giyerler ve buldukları arabalar, kamyonetler ve otobüsler de kırmızı olmak zorunda olur.
Her şey hazırsa başlasın iki hafta aralıksız parti!
İsveçliler yaz ortasında bir direğin etrafında buluşur, her şeyi bırakır ve şarkı söylemeye, dans etmeye ve ''The Small Frogs'' adlı bir şarkıyı taklit etmeye başlarlar.
Finlandiya'da eş taşıma, erkeklerin eşlerini sırtında taşıyarak özel bir engel parkurunda yarıştığı bir spordur. Efsaneye göre 19. yüzyılda Herkko Rosvo-Ronkainen ismindeki adam köylerden kızları sırtında taşıyarak kaçırırmış...
1999'dan beri her yıl, Roskilde Festivali'nde Danimarkalılar kamp alanının etrafında çıplak bir koşu yapar. Bir erkek ve bir kadın kazanan, gelecek yılki festival için bir bilet alır...
1960 yılından bu yana Hollanda'nın sahil tatil beldesi Scheveningen'de her sene başında yaklaşık 10.000 kişi topluca buz gibi soğuk deniz suyuna dalıyor...
Dinant şehri, her yıl 15 Ağustos'ta Meuse Nehri'nde yarışan tuhaf teknelerin bir alayına ev sahipliği yapıyor ve buna 'Küvet Yarışı' diyorlar...
Lüksemburg'da, ellerinde mendilleri olan ve sokaklarda paskalya tavşanları gibi zıplayan dansçılardan oluşan bir alaya kolayca rastlayabilirsiniz. Etkinliğe beyaz giyimli 14.000'e kadar erkek, kadın ve çocuk katılıyor.
Alman babalar Babalar Günü geldiğinde ne yapar? Tabii ki bir veya birden fazla küçük vagonları alıp içine biralar ve geleneksel yemekler doldurup yürüyüşe çıkarlar...
Ağaç gövdeleri genellikle uca kadar budanır ve bir şenlik sırasında köyün merkezi bir yerine insanlar hiçbir makine yardımı almadan kendileri dikerler. Artan kaza olaylarından dolayı bu etkinlik çoğu şehirde yasaklandı...
Her yıl Salı günü saat 15:15'te yüzlerce çocuk ve yetişkin Rapperswil'in belediye binasının önünde toplanır. Belediye başkanının “Bütün çocuklarım burada mı?” sorusuna yanıt olarak. Çocuklar yüksek sesle ve net bir şekilde “Bir, iki, keçi bacağı!” diye bağırırlar. Belediye başkanı ve meclis üyeleri pencereleri açar ve kalabalığın içine sosis, somun ekmek ve hamur işleri fırlatır!
Marostica, küçük bir kasabadır ve satrancı oynama tarzları biraz farklıdır. Normal satranç oynamak pek sarmadı olacak olsa ki satrancı bildiğimiz gerçek hayat versiyonunu oynuyorlar...
Pazartesi günü kasaba ve köylerde erkekler paskalya sopalarıyla silahlanırlar ve bölgelerindeki mümkün olduğunca çok evi ziyaret ederler. Kızlar evde kalır ve erkekler geldiğinde eğilip bu paskalya sopasıyla kamçılanmaktan mutlu olurlar… Hatta o kadar mutlular ki, grup bir sonraki eve geçmeden önce erkek ziyaretçileri sert bir içkiyle bile ödüllendirirler. Batıl inanca göre, bir kadın bir paskalya sopasıyla dövülürse önümüzdeki yıl hem güzel hem de doğurgan kalacaktır…
Polonya'da Aralık ayının ilk Perşembe günü, ülkenin dört bir yanından kreş ustaları szopkalarını Krzysztofory Sarayı'ndaki tarih müzesinde sergiliyorlar. Kazanan modeller Noel sezonu boyunca sergileniyor. Szopka, Orta Çağ'a kadar uzanan geleneksel bir Polonya halk sanatıdır.
Bir kaz, bir sazan, bir horoz, çocukların üzerine binebileceği kadar büyük bir domuz, bir fırın, hatta ziyaretçilerin açılış gününde yiyecek alabilecekleri bir meyhane… Bütün bunlar tamamen samandan yapılmış! Litvanya'nın Naujamiestis köyünde, kış gelmek üzereyken, insanlar samandan bir köy inşa eder ve sonra yakarlar. Kültür merkezinin çalışanları Eylül ayını sekiz ton saman ve 10 kilometre iple heykeller yaparak geçirdi!
Letonyalıların yükselen güneşi selamlamak için ayakta kalarak kutladıkları bir pagan geleneğidir. Kadınlar başlarına taç yapmak için çiçek toplarlar, erkeklerin ise çırılçıplak soyunup yakındaki bir göle veya nehre atlarlar. Herkes ateşin etrafında Orta Çağ şarkıları söyler. Çiftler, efsanevi çiçekli eğreltiotu aramak için ormanda kaybolmaya teşvik edilir.
Her 5 yılda bir aynı anda şarkı söyleyen 18.000 ses duyabilirsiniz! Bu olay, Estonya'nın Tallinn'de gerçekleşen ve 25 veya 30 bine kadar çıkabilen şarkı festivali sırasında gerçekleşir. Şarkı festivali geleneği, Estonya ulusal uyanışı ile birlikte doğdu.
Kupala Günü'nde, Belarus'taki gençler, cesaret ve inançla şenlik ateşlerinin alevlerinin üzerinden atlarlar. Aşık bir çiftin el ele tutuşurken atlamayı tamamlayamaması ayrılığının bir işaretidir. Kızlar nehirlerde çiçek çelenkleri ile yüzebilir. Erkekler, çelengi havaya kaldıran kadının ilgisini çekme umuduyla çelenkleri yakalamaya çalışabilir.
14 Ocakta kalabalık bir grup diğer insanların evlerinde dolaşıyor, şarkılar söylüyor, şakalar yapıyor ve Noel ile ilgili küçük oyunlar oynuyor. Bekâr adamlardan biri kadın kıyafetleri giyip 'Büyükanne Malanka' olarak ekibe liderlik ediyor.
Romanlar Avrupa'nın en tuhaf geleneklerinden birine sahip... Ortodoks bir rahip nehre haç atıyor, yüzlerce kişi izliyor ve genç erkekler dondurucu soğuk suda yüzüyor. Haçı güvenli bir yere geri getirmeyi başarırsanız, bir yıl boyunca size iyi şanslar garanti edilir...
'İyi dans et seni yaşlı ayı, sana ekmek ve zeytin vereceğim.'' Dans, gelecek yıl için toprağı arındırmak ve gübrelemek için yapılır. Ayı kostümü giyen kişiye kemancılar eşlik eder ve aralarında ayının yavrusu gibi giyinmiş bir çocuğun da bulunduğu bir dizi karakter izler.
Paskalya Günü, Genç Macar çiftçilerin evlilik çağındaki kızların üzerine bir kova soğuk kuyu suyu atmasına izin verilir. Oğlan ritüel rolünü yerine getirdikten sonra oğlana boyanmış yumurtalar, ev yapımı kurabiyeler ve alkollü bir içecek sunulur. Daha sonra bir sonraki kıza geçmekte özgürdür.
Slovenya'nın dağlık bölgesindeki yaz sezonu, ülkenin en eşsiz festivallerinden biriyle resmi olarak Eylül ortasında sona eriyor.1954'ten beri Bohinj'de düzenlenen etkinlik, Jülyen Alpleri'nin yüksek otlaklarında geçen bir yazın ardından yerel çobanların ve sığırlarının vadiye dönüşünü kutluyor. Elbette ki herkes geleneksel müzik, dans, yiyecek ve içecekle kutlar.
Ağustos ayının ilk Pazar günü, Hırvat Şövalyeleri ata biner ve mızraklarını iki eş merkezli halkadan oluşan demir bir hedefe nişan alır. Sinj şövalyelerinin 1715'te şehri kuşatan çok daha güçlü bir Türk ordusuna karşı kazandığı zaferi anan bu 18. yüzyıl geleneğine sadece Sinj şehri ve çevresindeki köylerde doğan erkekler katılabilir…
Stari Most dalışı, her yıl yaz ortasında düzenlenen geleneksel bir yarışmadır. Kasabanın genç erkekleri köprüden atlarlar. Köprü 22 metrede ürkütücü derecede yüksektir. Neretva çok soğuk olduğu için bu çok riskli ve önemli bir başarıdır ve sadece en yetenekli ve en iyi eğitimli dalgıçlar bunu deneyebilir.
Ocak ve Şubat ayları ülke genelinde karnaval zamanıdır. Dansçılar, bazen bir metreden uzun olan tepelerinde kuş kanatları ve tüyleri, yaratık kafaları, aynalar ve renkli flamalar ile süslenmiş fantastik maskeler takarlar...
Batı Makedonya'da yaklaşık 2.500 kişilik küçük bir kasaba olan Vevcani, Ortodoks yerlilerin dizginsiz putperestliğe kendilerini kaptırmasına ve yaratıcılıklarını sergilemesine izin veren yıllık bir karnaval düzenliyor...
Arnavutluk'ta hiçbir yerde karnaval Korça'da olduğu kadar fazla kutlanmaz. Bu yaz etkinliği binlerce ziyaretçiyi cezbetmektedir. Karnaval, kentin uzun süredir devam eden geleneklerini canlandırmak, yeni değerler geliştirmek ve eskileri korumak içindir. Etkinlik tamamen müzik, renk ve folklorla süslenmiştir.
İnsanlar, “Güneş onları yolda yakalamasın!” diye geceleri köyleri dolaştıktan sonra meydanda toplanır ve çılgınca dans ederler. Kukeri ayin dansı kostümlü eski bir gelenektir...
Yunanistan'ın Sakız adasında, iki kilisenin bir vadiden karşı karşıya geldiği Vrontados adında küçük bir kasaba var. Paskalya Günü'nde rakip üyeler, karşı kilisenin zilini roketlerle çalmaya çalışırlar. Her bir çan kulesine yapılan doğrudan isabetler kazanmaya bir adım daha yaklaştırıyor...
Anadolu'da da erkekler birbirini elliyo gelenek diye çarşaf altında. Amk coğrafyası. Canım ve güzel ülkemmiş. Bütün Avrupa gelenekleri buradan iyidir
Bir sürü gelenekte olan hep yine kadınlara oluyor. Ayrıca o 4 numarada ne var ki? Adamlar bildiğin taşak ve kelle yiyor. Biz de yiyoruz. (Sevmeyen olabilir ancak taşak mangalda, kelle fırında olur.) Bu arada ısrarla "taşak" diyorum, billur demiyorum zira bundan 40 küsur sene önce ananem kurban kesilince biraderle bize pay ederdi : "Bir taşak sana bir taşak sana" diye. Yani taşak ayıp bir kelime değildi.