Yapılan Son Çalışmalara Göre Evrende Bulunan Gaz Devlerinde Elmas Yağmurları Yağıyor

Elmaslar, Dünya yüzeyinde çok nadir olduklarından değerlidirler. Hatta insan ırkının şu ana kadar yaptığı gözlemlere dayanarak, odun materyalinin elmastan çok daha nadir ve değerli olduğu tahmin edilmektedir. Daha geçen hafta, gökyüzünden yağan elmasların oldukça gerçek olduğu ortaya çıkarken, Dünya'nın çekirdeğinin manto ile birleştiği yerde bir 'elmas fabrikası' olabileceğini öğrendik. Bununla birlikte, daha evrensel bir bakış açısıyla elmas mineralinin çamur gibi evrende oldukça yaygın ve kolay bulunan bir madde olduğu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

Yıllar önce gezegen bilimciler, "buz devleri" olarak adlandırılan Uranüs ve Neptün'ün içindeki aşırı basınçların elmas yağmuru ürettiğini öne sürmüşlerdi.

Hatta bu koşulları laboratuvarda oluşturarak 'nano elmaslar' üretmeyi başarmışlardı. Elmasların gaz halindeki malzemeye düşme şeklinin ve düşerken sürtünme yaratarak ısı üretmesinin, gezegenlerin ısı dengesini etkilemek için yeterince yaygın bir fenomen olduğuna dair kanıtlar var.

Güneş Sistemimizde iki buz devi ve dört kayalık gezegen vardır ancak galaktik ölçekte gaz devleri aslında en yaygın gezegen türü olabilirler.

Buz devlerinin biraz daha karmaşık atmosferik bileşimlerle modellenmesi, elmas oluşumunun evrenin başka yerlerinde de yaygın olabileceğini düşündürmektedir. Uranüs ve Neptün, gaz halindeki dış katmanlarında oksijen bakımından çok düşüktür, ancak amonyak-su okyanusları H2O için oksijene ihtiyaç duyar. Buz devlerinin başka yerlerdeki muadilleri oksijen açısından daha zengin olabilir. Saf bir metan atmosferinde Neptün benzeri sıcaklıklar ve basınçlar altında nano elmaslar üreten ekip, aynı şeyin oksijen açısından zengin benzer bir gezegende gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini araştırmaya çalıştı.

Araştırmacılar beklenmedik bir malzemeye yöneldiler; tipik meşrubat şişelerinde sıklıkla kullanılan şeffaf, güçlü bir plastik olan pet malzemesine.

Rostock Üniversitesi'nden Profesör Dominik Kraus yaptığı açıklamada, 'pet, buz gezegenlerindeki aktiviteyi simüle etmek için karbon, hidrojen ve oksijen arasında iyi bir dengeye sahip' diyor. Bilim insanları, pet örneklerini X-ışını lazerleriyle bombaladılar. Kraus ve meslektaşları, elmas oluşumunu engellemek yerine, oksijenin aslında bunu daha olası hale getirdiğini keşfettiler. Sonuçlara göre ortamda oksijen mevcut olduğunda elmaslar, daha düşük sıcaklıklarda ve basınçlarda oluşabiliyor.

Kraus, "Oksinin etkisi, karbon ve hidrojenin ayrılmasını hızlandırmak ve böylece nano elmasların oluşumunu teşvik etmek" diyor.

'Bu, karbon atomlarının daha kolay birleşebileceği ve elmasları oluşturabileceği anlamına gelmekte' şeklinde sözlerine devam ediyor. Bu çalışmada oluşturulan elmaslar sadece birkaç nanometre genişliğinde, ancak araştırmacılar buz devi koşullarında bu elmasların milyonlarca karat (en az 200 kilogram) ağırlığa kadar büyüyeceklerini düşünüyorlar. Bunun gibi gaz dünyalarındaki yoğun gazlar elmasların düşüşlerini yavaşlatsa da, sonunda elmaslar katı çekirdeğin etrafında bir tabaka oluşturmak için batıyorlar.

Gezegen madenciliği için en yaratıcı planlar ve teknikler bile elmasları oluşturabilecek kadar yoğun basınçlı derinliklere, on binlerce kilometrelik gazın alt kısımlarına, bu değerli taşları toplamak için inmeye yeterli değil.

Bununla birlikte araştırmacılar, PET materyali üzerine lazerler tutarak nano-elmas yapma tekniklerinin ticari olarak uygulanabilir olabileceğine inandıkları için, keşif başka bir şekillerde pratik olabilir. Bu elmasların değerli taş endüstrisini tehdit edecek kadar büyük olması pek olası değil, ancak aşındırıcılar, kuantum sensörleri ve tıbbi kontrast maddeleri gibi diğer alanlarda kullanılabilirler. Stanford Üniversitesi'nden Dr Benjamin Ofori-Okai, 'Nano elmasların şu anda yapılma şekli, bir demet karbon veya elmas alıp patlayıcılarla patlatmak' diyor. 'Bu, çeşitli boyut ve şekillerde nano elmaslar yaratıyor ve bunun kontrol edilmesi oldukça zor. Bu deneyde gördüğümüz şey, aynı türün yüksek sıcaklık ve basınç altında farklı bir reaktivitesi” diye sözlerini bitiriyor. Deneyin daha gelişmiş hale gelmesi ile daha tutarlı sonuçlar üretebilir.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Ağaçların Emdiği Yeraltı Sularını Yapraklarına Taşımak İçin Ne Kadar Güç Harcadığını Biliyor muydunuz?
Milyarlarca Yıldır Dünyamızı Isıtan ve Aydınlatan Güneş'in Sonu Nasıl Olacak?
Mars'ta Bulunan Gizemli Mineral, Kızıl Gezegenin Karmaşık Bir Volkanik Geçmişi Olduğunu Ortaya Çıkardı

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
YORUMLAR
15.09.2022

Öncelikle her içeriğini merakla ve hayranlıkla okuyorum uzayla ilgili söz sahibi olan ülkelerin bu tarz çalışmalar sayesinde dünya ekonomisinde ki dengeleri değiştireceğini düşünüyorum…

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ