Yapıcı Olmak Üzerine Bir Sanat: Japonların Kintsugi Felsefesi

Bu felsefe karşımıza kırık çömlekleri estetik bir şekilde onarmaktan çıkıyor. Başlangıçta çok dikkat çekmese de konuya biraz daha derinden baktığımız zaman bu felsefe bize kendi kırklarımızı nasıl onaracağımız hakkında ipuçları veriyor. Hadi gelin bu felsefeyi biraz daha detaylı inceleyelim...

Eski bir Japon felsefesi olan Kintsugi, kırılan nesneleri eskisinden daha güzel bir hale getirmeyi amaçlar.

Bu felsefeye göre kırılmak bir bozulmaya neden olmaz tam aksine kırılmak yeni bir varoluş şeklidir. Göründüğünden daha derin anlamlara olan bu felsefe çoğu zaman seramik objeler için uygulanır.

Kintsugi, budist öğretisinden türetilen Wabi-Sabi anlayışına dayanır.

Wabi sade şıklık anlamına gelirken Sabi ise kusurlardan zevk almak anlamına gelir. Kelime anlamlarına baktığımızda bu felsefe için ideal bir tanımdır. Wabi ve sabi kelimeleri bir araya geldiğinde ise ortaya çıkan anlam kusurlardan zevk almaktır.

Anlamlardan da görüldüğü gibi bu felsefe kusurları benimseme fikrine dayanır.

Bu felsefeyi günlük hayata aktardığımızda ise sorunlarımızı görmezden gelmek yerine sorunların varlığını kabullenerek daha güzel hale getirmek olduğunu düşünebiliriz.

Kintsugi aynı zamanda kusursuzluğu hayata dahil etmenin çok zor olduğunu ve hiçbir şeyin mükemmel olamayacağını düşünür.

Kusurları bir bakıma normalleştiren bu sanat 15. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Hem de çok basit bir şekilde...

Japon komutanın çok sevdiği çaydanlığı bir gün kırılır ve komutan çaydanlığının onarılması için emir verir.

Çaydanlık komutana geri geldiğinde tamir edilmiştir aslında ama bir yerlerde bir yanlışlık vardır. Çünkü gelen çaydanlık komutanın çok sevdiği çaydanlık değildir ve komutan kendi çaydanlığını ister.

Kırılan çaydanlığın eski haline dönmesi imkansız olduğu için bir zanaatkar çaydanlık üzerinde çalışmalar yapmaya başlar.

Zanaatkarın çalışmalar sırasında estetik kaygısı ve komutanın çaydanlık sevgisi ortaya Kintsugi felsefesini çıkarır. Çalışmalar sonucunda çaydanlık eskisinden daha güzel hale gelir ve komutan sevdiği çaydanlığına daha anlamlı şekilde sahip olur.

Hikayede de görüldüğü gibi bir şeyi çok sevmek başka şeylerin güzelleşmesine ve anlam kazanmasına neden olabilir.

Bu felsefenin inanışına göre kırılan hiçbir şey sahip olduğu değeri kaybetmez. Aynı zamanda her şey onarılarak yeniden kullanılabilir.

Bu işlemi uygulamak ise oldukça basittir. Yapmanız gereken tek şey kırılan yerlere lame ya da dore gibi renkler ile kontur çekmektir.

Bu renkleri elde etmek içinse altın ya da gümüş tozlarının içerisinde reçine koyulur ve bir karışım elde edilir: Kırık yerlerin üzerinden ince çizgiler geçilir ve tamam. İşte az önce kırık olan eşyanız artık sağlam ve anlamlı.

Minimalist yaşam tarzları ile tanınan Japonların böyle bir felsefeye sahip olmaları aslında o kadar da ilginç değildir.

Ancak işin göründüğü kadar basit olmadığını da sizlere anlattık. Özet olarak bu felsefede önemli olan kırığı onarmak değil o eşyanın değerini görebilmektir.

Peki siz bundan sonra bu felsefeyi uygulamayı düşünüyor musunuz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Antik Dünya ve Modern Sanatın Birleşimi: Büyüleyici İhtişamıyla Göz Kamaştıran Neoklasik Mimari
İtalya'nın Eşi Benzeri Olmayan Bir Ülke Olduğunu Gösteren Birbirinden İlginç Gerçekler
Gördükten Sonra Dünyaya Bakış Açınızı Değiştirecek Her Biri Birbirinden Enteresan 15 Görsel

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!