İşlemcilerin (bilgisayar beyinlerinin) kısıtlı olması, maliyet, kuantum mekaniğindeki bilinmeyenler gibi çok çeşitli sorunlar var ama bunları bir bir aşıyoruz ve aştıkça, robotlarımız da zekileşiyor.
Tabii yapay zekayı sadece robot, yani fiziksel bir canlıya benzer bir yapı olarak düşünmemek lazım. Yapay zeka illa bir robota yüklenmek zorunda değil. Sadece bir yazılım da olabilir. Ve şimdiden söyleyeyim: Yapay zekada çığır açacak, devrim yaratacak buluşları ilk etapta yürüyen, koşan, insana benzeyen robotlardan beklemeyin. Sıradan bir bilgisayar yazılımı (bir oyun gibi) gözüken çalışmalardan gelecek.
Yapay zekanın kullanım alanları?
Yapay zekanın kullanım alanlarını saymakla bitmez. Birçok ülkede doktorlar, “uzman sistemler” olarak bilinen yapay zeka yazılımlarını kullanıyorlar. Bunlar, örneğin, hastanın semptomlarından yola çıkarak, doktorun aklında tutamayacağı kadar devasa bir tıp veritabanını saniyeler içerisinde tarayarak olası tanıları doktora bildiriyor. Ancak sıradan bir yazılımın aksine bunlar, önceki deneyimlerden yola çıkarak öğrenebiliyor, benzer hastaları tespit edebiliyor. Düşünsenize, bir doktorun 25 yıl önce baktığı, benzer semptomlu bir hastayı ve tüm detaylarını hatırlaması ne kadar muhtemeldir? Ancak bir yapay zeka, hastanın hastaneye geldiği üçüncü günün ikinci öğününde hastanın ekmeğinin ne kadarını yediğini bile hatırlayıp, veri setine dahil edebilir! Tabii biraz uç bir örnek verdim; ancak yapay zeka ile yapılabileceklerin sınırsızlığını anlatmaya çalışıyorum. Yapay zekanın en temel formu olarak görülebilecek uzman sistemler, bu tür problemleri göreli olarak kısa bir sürede alt edebiliyor.
Benzer şekilde, jeolojik ve biyolojik araştırmalarda görev alan uzman sistemler var. Çok sayıda değişkene bağlı olan araştırmalarda, belirli tespitleri yapmak müthiş zor olabiliyor insanlar için. Örneğin 60 farklı türün, son 300 bin yıllık evrimsel analizini yapmaya kalkarsanız, müthiş büyüklükte bir veri setiyle boğuşmanız gerekir. Yapay zekanın temelinde yatan algoritmalar, bu sorunu alt etmemize yarıyor.
Ancak bunlar insanların görmek istedikleri yapay zekalar değil tabii. İnsanlar düşünen, kendi kararları olan yazılımlar ve robotlar görmek istiyorlar. Bu çok katmanlı bir araştırma, dolayısıyla bir anda son haliyle elde etmek mümkün değil. Unutmayalım: Doğanın ve evrimsel süreçlerin 4 milyar yılda üretebildiği gibi bir zekayı, sadece son birkaç yüz yıllık bilimimiz ile üretmeye çalışıyoruz. Bu nedenle zorluklar ve aksamalar çok normal. Buna rağmen alınan yol ise baş döndürücü ve giderek heyecan verici bir hal alıyor. “Tasarım evreni” denen, olası tüm tasarımları barındıran, hayali bir mühendislik evreni içerisinde, hesap makinası düzeyindeki aletlerden kuantum bilgisayarlar düzeyindeki sistemlere doğru, sadece birkaç on yılda ulaşmak gibi müthiş sıçramalar yapabilmek için, eşit derecede müthiş keşiflere ihtiyacımız var. İşte geleceğin tüm teknolojilerinde olduğu gibi, yapay zekada da sınırlandırıcı faktör bu. Yine de, zamanla oraya ulaşacağız.