Wellness, wellbeing çatı terimin altında yer alan bir modül olup, genel olarak fiziksel ve zihinsel sağlığı kapsayan egzersiz, beslenme, SPA uygulamalarını içerir. Fakat wellness teriminin kapsayıcılığı alanına son 5 yıldır mental wellness da girmiş olup, duygusal ve zihinsel dengeyi de artık içinde barındırdığını belirtmem lazım.
Wellbeing ve Wellness sektörlerinde en fazla öne çıkan konuları sıralayacak olduğumda, en fazla ürün yelpazesinin bu 8 ana kategoride piyasaya sunulduğunu görüyoruz;
Kaliteli Uyku
Fonksiyonel Beslenme
Egzersiz
Kilo Verme
Güzellik
Stres Yönetimi: Mindfulness ( Her ne kadar sektör mindfulness terimini sadece stres yönetimi, zihinsel ve duygusal denge ile bağdaştırsa da , aslında mindfulness terimi özfarkındalığın içine giren yaşamdaki her temel kolonu içinde barındırır)
Zihinsel ve Duygusal Denge: Ruh Sağlığı & Mindfulness
Sağlıklı Yaş Alma: Longevity & Wellaging ( Bu madde yukarıdaki tüm maddeleri içine alsa da, bu başlığı kullanarak daha geniş yelpazede ürün ve hizmet sunan az da olsa marka mevcuttur)
Bu kategorilerde küresel pazarda arz edilen ürünleri;
Harici ve dahili yolla alınan muhtelif bitkisel&hayvansal kökenli gıda ve besin takviyeleri
Kişiye özel tıbbi sağlık ürünleri ve teknolojik bio-hacking ürünleri
Wellness Turizmi
AI tabanlı genel ve kişiselleştirilmiş uygulamalar
olarak 4 genel maddede sınıflandırabiliriz.
2024 yılında Global Wellness Economy Monitörü tarafından, sağlık ekonomisinin 2023 yılında 6,3 trilyon dolarlık bir zirveye ulaştığını ve 2028 yılına kadar yaklaşık 9 trilyon dolara çıkmasının beklendiği belirtildi. 2025 yılında küresel wellness pazarı üzerine MC Kinsey'in son yaptığı “Wellness’ın Geleceği” isimli araştırmasında sağlık, uyku, beslenme, fitness, güzellik ve mindfulness olmak üzere altı öne çıkan kategoriye odaklanılmış. Bunun nedeni de, küresel yatırımcıların bu 6 kategoriye olan ilgisinin artması, bu alanlarda çokça gerçekleşen şirket birleşmeleri ve satın almalar. Çin, Almanya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nde 9.000'den fazla tüketici analizinin yapıldığı bu araştırmada öne çıkan iki ana fikir şu şekilde açıklanıyor;
Bu rapora göre; özellikle Y kuşağı (1981-1996 arası doğumlular) ve Z kuşağı (1990 -2010 arası doğumlular) için sağlık ara sıra yapılan bir dizi aktivite veya satın alma değil, günlük kişiselleştirilmiş bir uygulama haline gelmiş durumda. Z kuşağı denilen genç demografik gruplar wellness endüstrisini ileriye taşıyor olsa da, yaş olarak daha büyük tüketiciler olan Y kuşağının wellness kavramının genişleyen tanımına daha fazla ilgi gösterip, yaşam tarzlarına adapte ettikleri görülmeye başlanmış.
Wellness’a olan talebin her yıl %4 ile %5 oranında büyüdüğü tahmin ediliyor ve tüketiciler için her zamankinden daha önemli bir noktaya taşındığı görülüyor. Sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde, yıllık harcamaların 500 milyar doları aştığı wellness sektöründe, ABD'deki tüketicilerin %84'ü sağlıklı yaşamın “en önemli” veya “önemli” bir öncelik olduğunu belirtiyor. İngiltere’de bu rakam %79, Çin'de ise %94'e çıkıyor.
Özellikle genç nesillerin sağlıklı yaşamı giderek daha fazla önceliklendirildiğinin tespit edildiği araştırmada, ABD'deki Z kuşağı (1997 ile 2012 arasında doğanlar) ve Y kuşağı (1981 ile 1996 arasında doğanlar) nesillerinin yaklaşık yüzde 30'u, bir yıl öncesine kıyasla sağlıklı yaşamı “çok daha fazla” önceliklendirdiğini bildirirken, bu oran eski nesillerde yüzde 23'e kadar çıkıyor.
Ve şu sonuca da tabii ben hiç şaşırmadım;
Z kuşağı “daha iyi görünüm”ü üçüncü sıraya yerleştirirken, Y kuşağı daha çok yaşamla ilgili farkındalık yükselişine yani mindfulness adı altında yer alan meditasyon, nefes teknikleri, bilinçli seçim yapmayı teşvik eden geleneksel uygulamalara önem veriyor.
Ve bu istatistiklerden sonra hızla evrimleşen teknolojinin insan yaşamında wellbeing halini nasıl destekleyebileceği sorusuna gelmek istiyorum.