Günlerdir Türkiye'nin dört bir yanından gelen yangın haberlerini takip ediyoruz. Bir yandan insanlar öfkeli çünkü yangına gerektiği kadar müdahale edilmediğini düşünüyorlar. Ancak yandaş medyanın yangından önce yaptığı haberlere göre yangınla mücadele konusunda oldukça iddialı bir ülkeymişiz!
Bakan Pakdemirli, yangınlardan birkaç hafta önce verdiği röportajda insansız hava araçları sayesinde 'çakmak yaksalar yakalıyoruz' açıklamasını yapmıştı. Ayrıca 24 saat gözetleme yapıldığını ve duman çıktığı gibi müdahale edildiğinden bahsetmişti.
Pakdemirli sözlerine gerektiğinde anında itfaiye ekipleri ve helikopterleri yangın bölgesine gönderdikleriyle devam etmiş. Bu söylemlerin üzerinden henüz birkaç hafta geçtikten sonra yangınlar meydana geldi. CHP'li Engin Altay'ın iddiasına göre 6 saat boyunca yangın bölgesine 1 tane bile helikopter gönderilmemişti.
Haberde iddia edildiğine göre, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın filosunda gerçekleştirdiği teknolojik dönüşüm sayesinde orman yangınlarında 12 dakikaya indirilen ilk müdahale süresinde yeni hedef 10 dakika olarak belirlenmiş. 2003'te bu süre 40 dakikayı buluyormuş. Bugünkü yangınları ele aldığımızda, yangınların bu kadar büyümesindeki temel sebebin müdahalede geç kalınması olduğu düşünülüyor.
Olaydaki bir başka şaşırtıcı nokta ise 2016'da THK uçaklarının başka bir ülke için yangın söndürülmede kullanılmasına rağmen 2021 Türkiye'sinde ormanlarımız cayır cayır yanarken havalandırılmaması.
Bu yıl yangınlara müdahalede insansız hava araçları, drone ve insansız helikopter gibi araçların yanı sıra, 'Yangın Cell' ve 'Yangın Görev Sistemi' adı verilen yüksek teknolojili uygulamalar da kullanılacağı vadediliyordu.
Karacabey'in değindiği bir diğer nokta ise yangınla mücadelede insansız hava araçlarını Avrupa'da kullanan ilk ülkenin Türkiye olduğuydu. Ancak son yangınlarda bu 'başarı'nın hiçbir getirisi olmadığına bizzat tanık olduk.
Haberde yer alan, 'Bakan Pakdemirli, Avustralya'da bir türlü söndürülemeyen yangınları hatırlattı. Türkiye'nin yangınlarla mücadelede çok başarılı olduğunu söyledi.' kısmı ise biraz manidar...
Haberin içeriğinde İspanya, Kanada, Fransa ve ABD ile kıyaslama yapılarak Türkiye'nin yangınla mücadelede en başarılı ülke olduğu dile getirilmiş. Sayılar üzerinden ilerlemek yerine son günlerde tanık olduğumuz pratikler göz önünde bulundurulduğunda başarımız tartışılır hale geliyor.
Gurur kaynağı olarak görülen Ateş Kuşları, 2019'da büyük bir ihtişamla gerçekleştirilen Teknofest'te gösteri uçuşu yapmıştı. Orman yangınları için umudumuz olabilecek olan Ateş Kuşları'nın, bugünkü yangınlarda neden kullanılmadığı sorulduğunda artık hurdaya döndükleri ve bu nedenle de kullanılmaz oldukları söylendi. Ateş Kuşları'nın 2017'de Gürcistan'daki orman yangınına müdahalede etkili bir şekilde kullanıldığını da ekleyelim.
Aslında Pakdemirli 2020'nin Kasım ayında yaptığı röportajda 2020'deki normalin üstündeki sıcaklıkların 2021'de de devam edeceğini, bu nedenle de orman yangını riski olduğunu dile getirmiş. 'Bu kadar ön görülebilen bir risk için nasıl olur da daha güçlü önlemler alınmaz?' diye sormadan edemiyor insan.
Şerefsizler ordusu
yalancıyı s.kmiyorlar ya devam anasını satayım. Bu ülkedeki yandaşlık haddini aştı artık şerefsizliğe döndü. Gördükçe sinirlerim bozuluyor
İşin en ilginç ve mide bulandırıcı yanı, bu medya kuruluşlarında çalışanların hepsi akp yandaşı değil. Önemli bir kısmı da Atatürkçü ve solcu geçinen gizli yandaşlar. Sorsan hepsi "yok ekmek parası", "yok emir kuluyum" vs diye zırvalar. Hiç kusura bakmayın da bir milletin geleceğiyle oynayarak kazanacağın ekmek parasına edeyim senin. Ekmek parası kazanıcam derken hem kendi çocuklarının hem de diğerlerinin geleceğini satıyorsun aslında. Hırsızlık yapsan bunun yanında daha onurlu amk, hiç olmazsa vereceğin zarar 3-5 kişiye olur en fazla.