Yamyam Kelimesi Onlardan Geliyor! Düşmanını Yiyerek Yenen Bir Garip Kızılderili Kabilesi: Carib

Karayip Denizi'nin adını aldığı Carib veya Kalinago halkı, Kristof Kolomb'un Yeni Dünya'yı keşfettiği sırada Karayipler'de yaşayan Kızılderili halklarından biriydi. Bir diğer adları ile Arawak'lar. Caribler geçmişte insan eti yemeleri ile ünlüydü ve Kristof Kolomb'un onları ziyareti ile 'cannibal' yani 'yamyam' kelimesi sözlüğümüze girdi. Gelin Carib kabilesinin hayatına yakından bir bakalım. 👇

Arawakan kelimesi İngilizce yamyam kelimesinin kökeni olarak geçiyor.

Yerli halklarının çoğu gibi, Caribler de sömürgeleştirilmeden muzdarip. Bu nedenle torunları şimdi Karayipler ve Güney Amerika'ya dağılmış durumda ve en büyük grup Dominika adasında yaşıyor. 

Bugün Karayipler terimi, yalnızca Antiller Carib'in dilini değil, aynı zamanda Güney Amerika'da konuşulan birçok ilgili Hint dilini de içeren bir dil grubunu belirtmek için kullanılmakta.

Caribler, vahşi savaş yetenekleri ve yamyamlık gelenekleri ile yaygın olarak hatırlanıyor.

Taino gibi diğer kabilelerle savaşmak için yelkencilik öğrenmişler. Sepet dokumacılığı gibi birçok farklı alanda başarılı olmalarına rağmen tarih boyunca hep yakın halklar tarafından dışlanmışlar. Bugün Carib, kültürlerini ve kimliklerini korumak ve aynı zamanda çağdaş toplumun bir parçası olmak için çaba sarf ediyor.

Karib kültürünün çoğu, saldırgan özellikler taşımasıyla ilgi çekiyor.

Kolomb'un Karib kabileleri hakkındaki açıklamasına göre yamyam kelimesinin yaratılmasına yol açan Kariblerdi. İngilizce 'yamyam' kelimesi, Kolomb tarafından Kariblerin adı olarak kaydedilmişti.

Yamyamlığın varlığına günümüzdeki çağdaş Karib'in yanı sıra bazı antropologlar da inanıyor. Bununla birlikte, yamyamlık örnekleri geçmişlerinde mevcut. Onlarda bir ritüelin parçası gibi. Ayinlerle düzenleniyor.

Özenle yapılan savaş ritüelleriyle bağlantılı olmanın yanı sıra yamyamlığın manevi eylemler olduğuna dair önemli tarihi kanıtlar var.

İddiaya göre, erkek savaşçılar, özelliklerini üstlenmek için düşmanlarının etinden az miktarda yerlerdi. Bu insan eti yeme ritüeli, bir seferden önce veya sırasında, gençlerin seçkin bir savaşçının cesaretini miras alacağı umularak gerçekleşirdi. 

Daha yaygın olarak, Caribler kurbanların uzuvlarını yedikten sonra kupa olarak ve süs eşyası olarak toplardı. Ayrıca atalarının kemiklerini evlerinde tutma geleneğine de sahipler. Ölülerin fiziksel kalıntılarının, yaşayanların gücünü toplamak için kullanılabileceği inancı, Carib maneviyatının merkezinde yer alıyor.

Genellikle doğa ruhlarına inanan ve şamanizmin farklı biçimlerini uygulayan bir kabileler.

www.google.com

Sadece savaş sırasında insan eti yemiyorlar. Zarar görmemesi için yatıştırılması gereken Maybouya adlı kötü bir ruha inanıyorlar. Ruhun kendini iyi hissetmesi için ortak alanlarında toplanıp insan eti yiyorlar. 

Şamanlarının başlıca işlevi hastaları bitkilerle iyileştirmek ve Maybouya'yı uzak tutacak büyüler yapmak. Şamanlar halkın geri kalanı gibi savaşçı olmak yerine özel eğitimden geçiyor. Kötülüğü önleyebilecek tek kişi oldukları için onlara büyük saygı gösteriliyor.

Törenlerine fedakarlıklar eşlik ediyor.

Fedakarlıktan kastımız; yemek niyetine yenilmek. Ritüel için birini kurban etmeleri ve Maybouya'ya sunmaları gerekiyor. Tütün de bu dini törenlerde büyük rol oynuyor. Tütünü son kez tüketip kesilmek üzere bekliyorlar. Etleri tütünle de yakılıyor. 

Karib kabilelerinin sosyal yapısı çoğunlukla ataerkildi. Erkekler savaşçı olur ve  kanoyla seyahat ederler. Kadınlar ev işleri ve çiftçilik yaparlar. Genellikle erkeklerden ayrı evlerde yaşarlar. Bununla birlikte, kadınlara büyük saygı duyulur. Caribler genellikle küçük gruplar halinde yaşarlar.

Karayipler'in bazı bölgelerini başarıyla fethettikten sonra, Arawakan dili nesiller boyunca korunurken, Carib dili hızla yok oldu.

Bu, savaşçı Cariblerin fethettikleri adaların yerel insanlarını öldürmeleri ve daha sonra eşlerini almalarının sonucuydu. Kimse onların dilini konuşmak istemedi. Bir süre Arawak dili yalnızca kadınlar ve çocuklar tarafından konuşulurken, yetişkin erkekler Carib'i konuşurdu. Sonradan tek dil haline geldi. Artık  ikisi de günümüzde konuşulan diller değil ancak 1920'lere kadar Küçük Antiller'de konuşulmuş bir dil.

Günümüzde hala insan eti yiyorlar mı?

Bugün Güney Amerika'ya küçük etnik Carib toplulukları dağılmış durumda. En büyük topluluk 3 bin 400 kişilik. Bu topluluk demokraside olduğu gibi, Dünya'nın geri kalanıyla anlaşmak için dört yılda bir kendilerine Dominika hükümetini temsilen yetkililer seçiyor. 

Tarihi geleneklerini korunmak için, aynı zamanda ekonomik nedenlerle de canlı tutmak için Karib bölgeleri, ziyaretçilerin dans gibi kültürel eylemleri görebilecekleri ve otantik el sanatları ve sanat eserleri satın alabilecekleri turistik yerler olarak pazarlanmakta.

Şu anda kabile üyelerinin çoğu Hristiyanlık dinine mensup katoliklerden oluşuyor.

Dünya'nın çeşitli yerlerinde birçok topluluğa ayrıldıklarını söylemiştik. Bunlardan bazıları hala ritüelleri devam ettirirken, vahşi ve ıssız bölgelerde yaşamayan Caribler Hristiyanlığı seçerek insan eti yemeyi bırakmış. İngiliz sömürgesinin ardından din değiştirmişler.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Geri Dönecekler! Mamut Dışkısının Bulunması Neslinin Tükenmesi Hakkında Bildiklerimizi Değiştirdi
CIA'in Filipinler'deki İsyanı Bastırmak İçin Kullandığı Sahte 'Vampir' Katillerin İlginç Hikayesi
Dudaklarını Kesip Ağızlarına Tabak Diktiriyorlar! Suri Kabilesinin Akıllara Durgunluk Veren Ritüelleri

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
09.04.2023

Adana kebapla tanışsalar her şey çözülür aslında 😅😂

Pasif Kullanıcı
10.04.2023

Keşke bizim hülooğğ ların hepsini yeseler.. Gerçi DNA ları kalıcı olarak bozulur ama olsun

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ