Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, çocuklara uygulanan cinsel tacizin yalnızca psikolojik travmalara neden olmadığı aynı zamanda kendi çocuklarına bile aktarabilecekleri şekilde DNA'larının değiştiği gözlemlendi.
Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, çocuklara uygulanan cinsel tacizin yalnızca psikolojik travmalara neden olmadığı aynı zamanda kendi çocuklarına bile aktarabilecekleri şekilde DNA'larının değiştiği gözlemlendi.
Tacize uğrayanların genetik kodlarında belirgin kimyasal farklılıklar tespit edilirken taciz mağdurlarının DNA'larında 12 bölgenin 'metilasyon kısılmasına' uğradığı görüldü.
Ayrıca yapılan incelemelerde, aktif bir metil grubunun bir molekülden başka bir moleküle aktarılması olarak adlandırılan 'metilasyon süreci' gözlemlendi.
BBC Türkçe'nin haberine göre, araştırma ekibinden Nicole Gladish araştırmayı 'Genleri ampüller olarak düşünelim. DNA metilasyonu, her ışığın ne kadar güçlü olacağını belirleyen ve dolayısıyla hücrelerin nasıl fonskiyon göstereceğini etkileyen bir ışık kısıcı cihaz gibidir' şeklinde açıkladı.
Dr. Andrea Roberts ise Independentgazetesindeki konuşmasında, 'Travmanın sonraki nesillerin davranışlarını da olumsuz etkilediğini biliyoruz. Bu travma, insanları depresif yapıyor, travma sonrası stres bozukluğu yaşamalarına neden oluyor. Bu akıl sağlığı sorunları anne ya da babalıklarının yanı sıra çocuklarını da etkiliyor. Araştırmamız şimdi travmanın başka bir olası boyutuna işaret ediyor' ifadelerini kullandı.
Cinsel tacizin psikolojik anlamda yol açtığı travmaların yanı sıra 'moleküler yaralama' durumunun ortaya çıktığı da belirtilirken araştırmanın henüz başlangıç aşamasında olduğu ifade edildi.
Dr. Roberts, 'Farelerle yapılan çalışmalar, hayatlarının ilk dönemlerindeki stres faktörlerinin spermlerini etkilediğini ve çocuklarında anksiyetiye benzer davranış bozukluklarına yol açtığını ortaya koydu' diye konuştu.
Aynı zamanda çalışmaların ilerlemesiyle birlikte DNA testleriyle tacizin ne zaman meydana geldiğinin bulunabileceği belirtiliyor.
Yani sadece onun değil , çocuklarının da hayatını mahvediyor. İğrenç bir zamanda yaşıyoruz. İyi olan her şey bitti , Açlık devrindeyiz. yani' büyük ağaçlar kurudu , yenilerin Filizlenmesineyse yıllar var. Bu iki zaman arasında insan yemek ve hayatta kalmak için vahşileşicek.'
Psikolojik travmaya da yol açmıyor. Yoksa "Psikolojisi bozulmamıştır" diye rapor verilmezdi herhalde değil mi?!
bu araştırmadan yola çıkarak cinsel saldırı istismar vs nin bırakın haber yapılanın tahmini yapılmayan olayların bile ne kadar fazla ve yaygın olduğu hakkında fikir yürütülebilir, cinsel açlığın afrikasının nasıl olduğunu artık daha iyi anlayabiliyorum