Bahsedeceğimiz, belki de her insanın hayatının bir döneminde muhakkak tecrübe etmesi gereken bir şey. Eş-dostla geçirilen vakit her ne kadar güzel olsa da, tek başına seyahatin kattıkları onu bambaşka bir konsept haline getiriyor.
Belki hiç yapmadın, belki tekrarlamak istiyorsun; zamanı geldi mi dersin?
İnsan yalnız kaldığında kendine odaklanmaya meyilli. Bazılarımız bundan olabildiğince kaçarken, bazılarımızın aradığı asıl şey de özüne dönmek.
Her istenildiğinde yalnız kalınabildiği için, tek başına seyahatlerdeki rahatlama hissi çok daha fazla olabiliyor.
Yüzmeyi öğrenmenin en iyi yolu nasıl denize atlamaksa, yeni ufuklar da alışılmadık durumlarla gelir.
Dilimizi konuşacak biri olmadığında, başka bir dil öğrenme hızımız kat be kat artar.
Tek başınıza çıktığınız bir seyahatte istemediğiniz bir yeri gezmez, istemediğiniz yemekleri yemez, istemediğiniz konuları konuşmazsınız.
Arkadaşlarınızla çıktığınız yerlerde hem yabancı insanlar sizinle tanışmaya çekinebilir, hem de siz yeni bir arkadaş yapmaya daha az gerek duyabilirsiniz. Ama yalnızken öyle mi?
'What the hell am I doing here? I don't belong here...'
Biz insanlar, hayatlarımız olarak adlandırdığımız fanuslarımızdan çıktığımızda başta panikliyor, sonrasında rahatlıyoruz. Çünkü milyonlarca başka zorluk ve kolaylıkla çevrelenmişiz, sadece farkında değiliz!
Yalnızken de birine gidilebilir, birinden dönülebilir. Yaşayanlar anladığına göre devam edelim...
Dediklerinizin anlamını sadece sizin bilmeniz, işi tuhaf bir boyuta taşıyor. Dikkatli olmak lazım.
Sadece siz gördünüz, hep de size özel kalacak. Bob Dylan'ın da bununla ilgili bir sözü olacaktı...
Bambaşka yerlerde, insanlar öyle farklı hikayeler yazdı ki, bildiklerimiz okyanusta bir damla gibi. O hikayeleri dinlemenin verdiği his, tek başına seyahatlerin en ilgi çekici yanlarından biri.
Şimdi sen de Maximum Genç’e katıl, aklından geçenleri hayata geçirmeye başla!
Kesinlikle tavsiye ediyorum . Ya da en fazla bir kişi ile gezin. Ya erasmusta gezi planlardim sonra peşime 8 tane adam takılırdı. Bir kere yaptım o hatayı sonra hep tek gezdim. İsveç'e gelmişiz. Adam diyor ki ya gezip ne yapacağız döner yiyip geri dönelim. Senin ben AMK dedim