Yapılacak düzenleme içinde sosyal medyadan hakaret, yalan haber, dezenformasyon suçu işleyenlere yönelik para ve hapis cezası verilmesi de gündemde.
Ahi, 5651 sayılı yasada zaten bu düzenlemenin olduğunu vurguluyor. Ahi, basın yoluyla işlenen suçlarda olduğu gibi internet yayını yoluyla işlenen suçların da ceza artırıcı nedenler arasında yer aldığına işaret ediyor:
'Kolluk makanları açısından tek sıkıntı, bu hesapların sahipleri bulunamıyor. Bu sadece Türkiye'nin sorunu değil, aslında bütün başka ülkelerde de var. Amerika'da bile çocuk pornografisi ve insan kaçakçılığını ayrı tutuyorum; terör bağlantısı olmadıkça mahkeme kararıyla kullanıcı bilgileri alınamıyor.'
İktidarın yapmayı planladığı düzenleme kapsamında, 'trol' adı verilen sahte kimlikli hesaplara yönelik yaptırımlar da tartışılıyor.
Bu kapsamda, sosyal ağ sağlayıcılarından trol hesaplarla ilgili bilgi istenmesi ve yalan haberlerin silinmesi düşünülüyor.
Bu talebi yerine getirmeyen kuruluşlara Türkiye'de faaliyet yasağı getirilmesi seçeneği de tartışılıyor.
Avukat Gökhan Ahi, hiçbir sosyal medya kuruluşunun, kayıp çocuk vakaları, insan kaçakçılığı gibi durumlar hariç kişisel bilgileri paylaşmadığına dikkat çekiyor.
Paylaşmamalarının 'sosyal medya kuruluşlarının varlık nedeni' olduğuna işaret eden Ahi, 'İnsanların kendisini özgürce ifade edebilmesinin şartı, gerektiğinde anonimlik hakkını kullanmasıdır' görüşünü dile getiriyor.
Ahi, trol hesaplarla mücadelenin yolunun da yine 'şeffaflık'tan geçtiğine dikkat çekiyor.
İktidarın sosyal medyaya, faaliyet yasağı getirilmesine dönük bir yaptırıma pek olasılık tanımayan Ahi, bunun nedenini ise özellikle siyasal iktidarın, sosyal medyayı 'iyi bir propaganda aracı' olarak kullanmasına bağlıyor ve ekliyor:
'Gençlere, geniş kesimlere oradan ulaşıyorlar. Onun için eğer faaliyet yasağı getirirlerse, kendi bindikleri dalı keserler.'
Kim tarafından söylenen yalanlar?
AKP'nin çizdiği pembe tabloya biat etmemek, hanedan açısından ciddi sorun tabii. Bir de yasa için farklı ülkeleri incelemişler. Adı geçen ülkelerin hiçbirindeki iktidarlar, buzdolabı ve çamaşır makinesini lüks kabul etmez. Ayrıca bu iktidarları "Ağzında diş var. Aç değilsin!" şeklinde savunan mankurtlar bulunmuyor. Dolayısıyla yalana iman edilmesi için yalan haberle mücadele adı altında sansür getirmeye çalışmak halk önünde kabul görmez.
Hükümet ile ilgili yalan söylemeye ihtiyacımız mı var sanki, söyledikleri tüm yalanlar yanlışlar belgeli şekilde mevcut. Kanun düzgün işleyecekse biz değil yandaşlar düşünsün.