Lenf sistemi vücudumuzdaki bağışıklık sisteminin bir parçası olan koruyucu sistemdir. Lenf kanseri ise lenf sisteminde bulunan kötü huylu tümörlerden dolayı oluşur. Bu kanser oluşumunun iki ana sebebi vardır. Bunlar; hücrelerin aşırı hızlı oluşmasından veya beyaz kan hücrelerine (lenfosit) oranla bu kötü huylu tümörlerin daha uzun süreli yaşamasından kaynaklanır.
Erken tespitte tedaviye en hızlı sonuç veren kanser türüdür ve tedavi sonrasında tekrarlanma olasılığı en düşük kanser türüdür. Bu hastalığa genellikle 15-35 yaş aralığında ve 55 yaş üstü kişilerde rastlanır.
Hodgkin Lenfoma (HL): Anormal hale gelmiş bir B hücresi, kendi kopyasını yapmak için hızla bölünmesi ile düzenli çoğalır ve bu hücreler vücudu enfeksiyona karşı korumadığından tümör oluşur.
Kendini, bir çok lenf bezinde oluşan büyüme sonucu belli eder. Büyüme çok yavaş gelişir ve ağrıya sebep olmaz. Oluşumunun sebebi tam olarak bilinmemektedir ama tedaviye en olumlu cevap veren türdür.
Hodgkin Dışı Lenfoma (HDL): Genetik mutasyonlar sonucu lenfositlerde hızlı ve düzensiz hücre bölünmesi görülür ve bu yeni hücreler görevlerini yapabilecek kapasiteye sahip değillerdir. Hodgkin Lenfomada da olduğu gibi lenf bezlerinde şişme sonucu kendini belli eder.
Bu iki türünün farkı ise Hodgkin Dışı Lenfoma lenf bezi dışındaki organlara yayılma eğilimindedir. Hodgkin Lenfoma daha yavaş ilerler ve iyileşme şansı daha yüksekken, Hodgkin Dışı Lenfoma agresif ilerler ve tekrarlama olasılığı daha yüksektir.
Bu hastalıkta birden fazla alt grup olduğundan ve bazı belirleyici sebeplerden dolayı tedavi süreci değişiklik gösterebilir. Bazı durumlarda sık kontrollerle gözlenirken, bazı durumlarda kemoterapi, radyoterapi, biyolojik tedavi ve kemik iliği nakli uygulanır.
Ebru Şallı lenfoma hastalığını, ilk olarak minik Pars'ın boyun ve bacak ağrıları olduğu için doktora gittiklerini, fakat yapılan kan testinde röntgen veya ultrasonda bir şey çıkmadığını söylemişti. Sonrasında yapılan biyopsi sonucunda hastalığı fark ettiklerini söyledi.
Bu da aslında hastalığın fazlaca sinsi olduğunu gösteriyor. Ayrıca hastalığı öğrendikten sonra çekilen emarda hastalığın birçok yere yayıldığını fark etmişler. Tedavi evresinde bayağı yol kat ettiklerini fakat bu uzun yolda aynı zamanda tedavinin birçok yan etkisini gördüğünü söylüyor Ebru Şallı.
Minik Pars hayata tutunmak için çok anlamlı ve büyük bir mücadele vermiş ve büyük ölçüde galip gelmişler. Annesini ponçiği iyileşme süresine girmiş aslında. Fakat hastalık tam bittiği sırada lösemiye çevirmiş kendini, bu evrede de ilik nakli gerekmiş ve Ebru Şallı oğluna ilik vermiş.
İlik naklinin uyumluluk sürecinde 6 ay geçmesi gerekliymiş fakat Pars'ın 5. ayda ağrıları tekrar başlamış ve doktor kontrolünden sonra löseminin tekrar lenfomaya çevirdiğini öğrenmişler. Sonrasında zorlu bir hastane süreci başlamış ve Pars'ın küçük bedeni bu kadar mücadeleye daha fazla dayanamamış.
Mücadelen çok güzeldi Pars...