Yakın Tarihin Kan Donduran Vahşeti Srebrenitsa Katliamı Üstünden 28 Yıl Geçti

1991-1995 arasında yaşanan ve Yugoslavya'nın dağılmasıyla sonuçlanan iç savaşın en büyük mağdurlarından birisi Boşnaklardı. Srebrenitsa Katliamı ise bu sürecin en vahşi ve kanlı sayfasını oluşturuyor. 11 Temmuz 1995'te Bosna Hersek'in doğusunda Sırp Ordusu ve milisleri tarafından başlatılan katliam sonucu, 8373 Boşnak öldürülüp toplu mezarlara gömüldü. 

Boşnak halkının en büyük ulusal acısı olarak kabul edilen ve 28 yıldır dinmeyen bu vahşi katliam, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'da yaşanmış en büyük kıyımlardan birisi. 

Katledilen Boşnakları saygıyla anarken, sürecin ayrıntılarını birlikte anımsayalım.

Srebrenitsa Katliamı, 28 yıl geçmesine rağmen tüm Boşnak milletinin en derin yarası olmaya devam ediyor. Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da Temmuz 1995'te yapılan katliamda kimlik tespitleri yeni yapılabilen 30 kadar katliam kurbanının toprağa verilmesi bekleniyor.

Bosna Hersek'in doğusunda Srebrenitsa şehrinde Temmuz 1995'te yaşanan katliamın yaraları hala sarılabilmiş değil. Peki, bundan 28 sene önce Srebrenitsa'da neler olmuştu? Günümüzden sadece 28 sene önce, Avrupa'nın ortasında bu kadar vahşi bir katliama nasıl izin verilmişti? Gerekli tedbirler neden alınmamıştı? Yaşamını yitiren insanların yasını tutarken, acı reçetenin sorumluları ve cevap bulmayan sorular acıları daha da fazla derinleştiriyor.

Sırpların, Hırvatların, Boşnakların, Arnavutların ve daha pek çok halkın birlikte yaşadığı Yugoslavya, 1990'ların başından itibaren dağılma sürecine girdi.

Sırp milliyetçiliğinin diğer halklar üstünde baskı oluşturması, buna karşılık olarak Hırvatların ve Boşnakların da kendi dini ve ulusal kimliklerine sahip çıkması neticesinde ülkede şiddetli çatışmalar başladı. Etnik, dini, mezhepsel temellere dayanan bu çatışmalar kısa zaman içinde iç savaşa dönüştü. 

Devlet bürokrasisi, Ordu ve Emniyet üstünde hakim konumda olan Sırplar; diğer dini ve etnik unsurları bastırmak ve sindirmek amacıyla şiddete başvurdu. 1991-1995 arası süren iç savaş boyunca kanlı olaylar meydana geldi. 

Yaşanan katliamları bölgeye yerleştirilen Birleşmiş Milletlere bağlı özel askerler de önleyemedi. Srebrenitsa ise bu acı sürecin en dramatik halkasını oluşturuyordu.

Sırp Cumhuriyeti Ordusu, Temmuz 1995'de bugünkü Bosna Hersek sınırlarında ilerlemeye ve kapsamlı bir askeri harekata başladı.

Ratko Mladic yönetimindeki Sırp Ordusu, Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa kentine dayandı. Savunmasız ve güçsüz durumdaki binlerce Boşnak'ın yaşadığı şehirde bir anda büyük bir panik yaşandı. Savaştan önce 24 bin civarında olan kentin nüfusu diğer şehirlerden kaçarak gelen Boşnaklarla birlikte 60 bine ulaşmıştı. Ağır silahlara sahip olan, askerlerin yanı sıra özel kuvvetlerden de milis güçlere sahip olan Sırplar, şehirde kontrolü ele geçirdi.

Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa'yı savaş dışı bölge ilan etmişti. Bundan dolayı başta Boşnak Müslümanlar olmak üzere çok sayıda Sivil, güvenli bir noktada kalabilmek için şehre geliyordu.

Bölgede 400 kadar Birleşmiş Milletler'e bağlı Hollandalı askerler görev yapmaktaydı. Şehirde yaşayan sivillerin de en büyük umudu bu askerlerdi. Sırp Ordusu'nun şehri ele geçirmesinin ardından, Boşnak kadınların ve çocukların Hollandalı askerlerin gözetiminde şehirden ayrılmalarına ve güvenli bölgeye geçmelerine izin verdiler. Boşnak erkeklerin ise içlerinde savaş suçlusu olup olmadığının anlaşıldıktan sonra bırakılacaklarının garantisini verdiler. Bu taahhüde inanan BM kuvvetleri, şehri Sırplara terk etti, on binlerce Boşnak erkeği Sırp ordusunun insafına bıraktı. Bu noktadan sonra katliamın rengi belli olacaktı.

Bosna Kasabı olarak da adlandırılan Sırp Komutan Ratko Mladiç, emrindeki askerlere katliam emrini verdi.

www.qha.com.tr

Bu emirle birlikte 8372 savunmasız Boşnak, Sırp Ordusu tarafından depolarda ve dağ eteklerinde kurşuna dizilerek öldürüldüler. Kimlikleri belli olmaması için cansız bedenleri parçalara ayrılarak sayıları 64'ü bulan toplu mezarlara gömüldüler. Srebrenitsa topraklarında bugün dahi çok sayıda kemik ve ceset parçalarına rastlanıyor. Kimlikleri tespit edilen yeni isimler her sene toprağa veriliyor. Sırp Ordusu ise katliam suçlamalarını kabul etmeyerek, öldürülenlerin hepsinin Bosna Direniş Ordusu askerleri olduğunu iddia etmeye devam ediyor.

Boşnak Müslümanları lideri Bilge Kral lakaplı Aliya İzzetbegoviç, Srebrenitsa'da yaşananların İkinci Dünya Savaşı sonrası gerçekleşmiş en büyük katliam olarak nitelendirdi.

Katliamdan 15 yıl sonra, 27 Haziran 2017 tarihinde Hollanda mahkemesi, Srebrenitsa Katliamı ile ilgili Hollanda askerlerinin şehri Sırp Ordusu'na teslim etmesinin çok büyük bir suç olduğuna karar verdi ve Katliamın sorumluları arasında Hollanda askerlerini de gösterdi. 

Lahey Adalet Divanı ayrıca, bir hafta süren katliamın Soykırım olarak tanımlanmasına da karar verdi. Alınan Soykırım kararırının gerekçesi olarak ise, Sırp Ordusu'nun bilinçli olarak genç Boşnak erkekleri öldürdüğü ve bu yolla binlerce Boşnak ailenin manen çökertildiği ifade ediliyor. 

Srebrenitsa Katliamı sonrası Bosna içlerinde ilerleyişini sürdüren Sırp Ordusu ise saldırılarına devam etti. Savaş, NATO'nun askeri müdahalesine kadar fiilen devam etti.

Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi, Srebrenitsa Katliamından dolayı çok sayıda üst düzey Sırp yetkiliyi mahkum etti.

Yargılama sürecinde savaş sırasında işlediği isnat edilen 11 ayrı suçtan hüküm giyen Sırp Lider Radovan Karadzic hakkında karar 24 Mart 2016'da açıklandı. Mahkeme, Karadzic'i 8 bin Boşnak'ın öldürüldüğü Srebrenitsa Katliamından dolayı suçlu buldu ve 40 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Karadzic ayrıca yargılandığı 11 davanın 10'unda da suçlu bulundu. 

Srebrenitsa'da her sene Temmuz ayının ikinci haftası itibarıyla katliamda yaşamını yitiren insanlar anılmaya başlıyor ve törenler Sırp saldırılarının sona erdiği 22 Temmuz'a kadar devam ediyor. 

Her sene kimlikleri yeni belli olan isimler törenler ve dualar eşliğinde toprağa veriliyor. Srebrenitsa Katliamı sonrası tüm dünyadan yükselen tepkiler ve artan baskılar neticesinde, başta Belgrad olmak üzere Sırp yönetimlerin hüküm sürdüğü şehirlere uluslararası koalisyon güçleri müdahale etti. 

Yaşanan çatışmaların ardından Yugoslavya bütünüyle parçalanarak bölgede yeni devletler kuruldu. Günümüzde eski Yugoslavya topraklarında Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Bosna Hersek, Karadağ, Kosova gibi farklı ülkeler yer alıyor.

Mavi Kanatlı kelebekler ise toplu mezarlara gömülen Boşnakların simgesi oldu.

Ölüm çiçekleri ile beslenen bu kelebek türü sayesinde, çok sayıda toplu mezar yeri keşfedildi ve kimlikleri belirlendi. Bundan dolayı Srebrenitsa Katliamı sırasında yaşamını yitirenler için Mavi Kelebekler sıfatı da kullanılır. Boşnak halkı ise her sene kaybettiği evlatlarını büyük bir acıyla yad etmeye devam ediyor.

İlgini çekebilir...

Yıllardır Dinmeyen Acı: Srebrenitsa Soykırımı'nın 19 Kurbanı Daha Toprağa Verildi

Popüler İçerikler

Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
YORUMLAR

Türkleri öldürüyoruz diye 8500 canımızı bizden söküp aldılar toprağa 8500 çiçek ektik... Yattıkları yerde Allah incitmesin 💔 Zijvela Bosna

12.07.2023

90'lı yıllar ve Avrupa'nın orta yerinde yaşananlara karşı sessiz duranlar da en az katliamı gerçekleştirenler kadar suçludur.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ