Futbolseverlerin izlemeye doyamadığı, çok özlediği efsane takımlar vardır. Bu takımların namı nesilden nesile aktarılır, rakip takım taraftarları tarafından bile saygıyla anılır. 2000'li ve 2010'lu yıllarda efsane olmuş bu takımlardan bazılarını sizler için derledik.
'Los Galacticos' dönemi aslında 2000 yılında Figo transferiyle başlamış olsa da Galacticos'un ilk Şampiyonlar Ligi'ni kazanan takımı bu takım oldu. Elbette ilk Los Galacticos'un saha içi beyni Zidane'ın aynı sezonun başında transfer edilmiş olması bunda büyük etken. Real Madrid o sezon ligde şampiyon olamasa da Şampiyonlar Ligi'ni rakiplerine büyük üstünlük kurarak kazanmayı bilmişti.
2003 Şampiyonlar Ligi şampiyonu, 2000'li yılların 'Milan Efsanesi'ni başlatan takım. Shevchenko'nun gerçek anlamda yardırdığı, defans hattının göz korkuttuğu, Pirlo-Seedorf-Gattuso'lu Milan orta sahasının ilk 11'de yardırmaya başladığı takım bu takımdır. Bazı futbolseverler bu takımın temelini Fatih Terim'in attığını söylerler ki haklılık payı yok diyemeyiz.
'Ulan ne takımdı bee' nidalarıyla andığımız, forvette Nistelrooy'un yardırdığı, Beckham'ın kariyerinin en olgun futbolunu oynadığı ve diğer United efsaneleri Giggs, Keane, Scholes'un her zamanki gibi futbol dersi verdiği bir takımdı. Manchester United 2003'ten sonra tam 4 sene bu takımın seviyesine ulaşacak bir takım kurmak için uğraştı.
Nam-ı diğer 'The Invincibles'. Premier Ligi namağlup bitirebilen tek takım olan bir Arsene Wenger başyapıtı. Arsenal'in bu başarısını İngiltere'de hala hiçbir takım tekrarlayamadı.
Listede bahsettiğimiz diğer takımlara göre daha başarısız olan bu takım yine de futbolseverler tarafından özel bir yere sahiptir. Nasıl olmasın ki? Kadrosunda 2000'li yılların efsane isimleri Zidane, Ronaldo, Figo, Beckham, Roberto Carlos, Raul gibi isimleri bulunduran bu takımı izlemek çok ama çok zevkliydi. Fazla hücumcu bir takım olduğu için kupa başarısı gösteremedi ama maçları gayet keyifle izleniyordu.
Jose Mourinho İngiltere'ye ilk geldiğinde 'ben özel biriyim' diyor ve tüm rakiplerine meydan okuyordu. Herkes bunu bir ukalalık olarak görmüştü ama Jose öyle bir takım yarattı ki o takım Premier Ligin puan rekorunu kırarak şampiyon oldu. Şampiyonlar Ligi'nde çok iyi performans sergilemesine rağmen Liverpool'a takılan Chelsea, buna rağmen o sezonun en dominant futbolunu oynayan ekipti.
Tarihin en mucizevi Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanan takım özlenmez mi? Şampiyonlar Ligi'ni film senaryolarında yazılsa abartılı olacak bir hikayeyle kazanan 2004 - 2005 Liverpool'u kesinlikle herkesin çok özlediği takımlardan.
Ronaldinho'nun 'God Mode' açtığı, forvette Eto'o'nun golleriyle coşturduğu, oyun kuruculuğunu Deco'nun üstlendiği, Messi'nin henüz genç yetenek olduğu dönemler. Elbette Xavi, Iniesta ve Puyol gibi Barcelona efsanelerinin de katkısı yadsınamaz. Tarihin izlemesi en zevkli takımlarından biri 2005 - 2006 Barcelona'sıydı kesinlikle.
Juventus, o sene şikeyle anıldığı için şu muhteşem takımın kesinlikle hakkı verilmiyor. Oysaki şu kadroya bakar mısınız; Buffon, Cannavaro, Zambrotta, Viera, Nedved, Del Piero, Ibrahimovic ve dahası... Gerçekten çok yazık olmuş bu takıma.
'Efsane Milan' vedasını bu takımla yaptı. 2003 yılında Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Milan, 2005'te trajik şekilde Liverpool'a elenmiş ama takım iskeletini korumuştu. Kaka'nın önderliğinde Şampiyonlar Ligi'nde tüm rakiplerini tıkır tıkır eleyen Milan, 2007 yılında kazandığı Şampiyonlar Ligi'nden sonra çok uzun sürecek bir düşüşe geçecekti.
Özellikle PES oynayanların en sevdiği takımlardan biri bu İnter takımıydı. Forvette Adriano ve Ibrahimovic ile kaleyi gördüğünüz yerden bazuka yollardınız. Gerçek hayatta Adriano o kadar etkili olamasa da bu Inter'i izlemek de gayet zevkliydi.
Yukarıda Manchester United'ın 2003'ten sonra 4 sene iyi bir takım yaratmak için çabaladığından .bahsetmiştik. 2006-2007'de şampiyon olan kırmızı şeytanlar esas tarihe geçecek takımı 2007 - 2008 sezonunda yakalayacaktı. Cristiano Ronaldo'nun 'genç yetenek' seviyesinden 'süperyıldız' seviyesine tam anlamıyla çıkışı bu takımla oldu. Tahmin edeceğiniz üzere Manchester United o sene hak ettiği Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu da kazanmıştı
Yakın tarihin değil belki de tarihin en iyi takımlarından biri 2008 - 2009 Barcelona'sıydı. O sezon tüm kupaları silip süpüren Barcelona, oynadığı futbolla da rakiplerine diz çöküp tövbe istetiyordu.
2008 - 2009 Barcelona'sı bir sonraki sezon da neredeyse aynı ezici futbolu oynuyordu. İşte o takımı durdurabilen tek takım bu Inter oldu. Barcelona'yı elerken defans yaptığı için eleştirilse de gerektiğinde hücum futbolunu da gayet başarıyla oynayabiliyordu.
2008 - 2009'da Barcelona tüm kupaları kazansa da bazıları bu takımın tarihin en iyi Barcelona'sı olduğunu söylüyor. Onlardan biri de Sir Alex Ferguson. Barcelona o sene yine ligi ve Şampiyonlar Ligi'ni kazanmış, sadece kupada uzatmalar sonucu Real Madrid'e kaybederek tüm kupaları kazanma şansını kaçırmıştı.
O dönemin dominant Barcelona'sını gerçek anlamda durdurabilen, La Liga'yı 121 golle rekor kırarak şampiyon bitiren, kontratak futbolunun en güzel örneklerini sergileyen efsanevi bir Real Madrid... Şampiyonlar Ligi'nden yarı finalde penaltılarla elenen bu takımın hakkı bugün bile hala pek fazla verilmiyor. Özellikle Ronaldo ve Mesut Özil ikilisinin tam anlamıyla coştuğu yıllardı o yıllar.
Jurgen Klopp takımlarının keyifli futbol oynattığı futbolseverler tarafından bilinen bir şey. 2011 ve 2012 senesinde Dortmund Almanya'da şampiyon olmuş olsa da en olgun futbolunu bu dönemde oynuyordu diyebiliriz. Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid'i saf dışı bırakan Dortmund, o dönem kendisinden daha iyi belki de tek takım olan Bayern Münih'e kupayı kaptırmıştı.
'Alman Panzeri' denince akla birçok Alman takımı gelir. 2010'lu yıllarda ise bu tabirin en çok hakkını veren bu takımdı. Bayern o sezon rakiplerini tam anlamıyla eziyor, Şampiyonlar Ligi'nde o dönemin en iyi takımlarından Barcelona'yı yarı finalde 4-0 ve 3-0'lık skorlarla rezil ediyordu (daha sonra daha beterini yapacaktı o ayrı). Robben ve Ribery'nin kanatlarda yardırdığı ve Lahm, Müller, Schweinsteiger'in tam anlamıyla panzer gibi oynadığı sezon bu sezondu. Ayrıca Manuel Neuer de 'dünyanın en iyi kalecisi' tartışmalarında bu sezon 'ben de varım' dedi ve içinde bulunduğumuz yıla kadar hakkıyla bu tartışmaların içinde oldu.
2012'den sonra ufak bir tökezleme dönemine giren Barcelona 2014 - 2015 sezonunda gerçek anlamda efsane bir geri dönüş yapıyordu. MSN (Messi, Suarez, Neymar) üçlüsüyle futbol tarihine damga vuran bir ileri üçlüye sahip olan Barcelona, o sezon tüm kupaları silip süpürüyordu.
Tarih ikincileri pek yazmaz ama biz yine de yazalım. 2014 - 2015 yılının bir diğer flaş takımı ise Juventus, o sezon İtalya'da ikide iki yapıyor ama Şampiyonlar Ligi'nde finalde Barcelona'ya kaybediyordu. Pirlo önderliğinde adeta 'taş gibi takım' olan Juventus, en az Barcelona kadar Şampiyonlar Ligi'ni kazanmayı hak ediyordu.
İşte karşınızda modern futbol tarihinin en mükemmel peri masalını yazan takım. Her futbolseverin gönlünde yeri ayrı olan 2015 - 2016 Leicester City takımını izlemesi de çok zevkliydi. Kante'nin orta sahadaki dominantlığı, Mahrez'in muazzam hücum performansı ve Vardy'nin hiç bitmeyen enerjisiyle Leicester City o sezona damga vurmuştu.
Real Madrid 2016 - 2018 arası 3 kez arka arkaya Şampiyonlar Ligi'nde şampiyon olmuş olsa da o 3 takımın arasında en iyisi 2016 - 2017 sezonuna aitti. Diğer seneler ligde Barcelona'nın epey gerisinde kalan Real Madrid, 2016 - 2017 sezonunda hem ligi hem de Şampiyonlar Ligi'ni kazanarak duble yapmıştı.
2000 yılının Galatasaray'ı nerede?
90'lı yıllarda bir AC Milan takımı vardı. Dillere destan. Kimler yoktu ki o efsane takımda; Marco Van Basten, Frank Rijkaard, Ruud Gullit, Rivaldo Baressi, Costacurta, Maldini, Ancelotti, Donadoni ve Massaro vs aklıma ilk gelen oyuncular siz esas bu kadroyu araştırın gerçek efsane neymiş bir görün bakalım :)