Rus sinemasının son 30 senesinden ön plana çıkan 15 şahane filmi derledik. İyi okumalar!
Rus sinemasının son 30 senesinden ön plana çıkan 15 şahane filmi derledik. İyi okumalar!
Danila yeni bir hayata başlamak amacıyla Petersburg’da yaşayan abisinin yanına gider. Gangster ve katil olan abisinin birini öldürüp öldüremeyeceğini sorması Danila’nın suç dünyasına girmesini sağlar. Hemen ardından bu yeni hayatında yeni insanlarla tanışır, kız arkadaş edinir ve Nautilus Pompillius isimli bir rock grubunun hayranı olur. Öldürmenin yaşamaktan daha kolay olduğunu fark etmesi aynı zamanda yanlış yolda olduğunu anlamasını sağlayacaktır.
Rusya, 1936. Devrim kahramanı Albay Kotov genç karısı, 6 yaşındaki kızı Nadia ve ailesi ile arkadaşlarından geri kalanlarıyla birlikte mutlu ve keyifli bir yaz geçirmektedir. Moskova'dan Kuzen Dmitri'nin gelmesiyle birlikte her şey dramatik biçimde değişir. Dmitri kadınları ve küçük Nadia'yı oyunları ve zekasıyla baştan çıkartır. Ama Kotov kendisini neyin beklediğini hemen anlar. Zaman, Stalin'in baskı rejiminin zamanıdır ve geceyarısı telefonlarıyla Dmitri, boşuna orda değildir...Fransız - Rus ortak yapımı olan Güneş Yanığı, Urga ve Sibirya Berberi'nin de yönetmeni ve gerçek bir 'auteur' olan Nikita Mikhalkov'un belki de en sevilen filmlerinden birisi. Üstelik En İyi Yabancı Film Oscar'ı ve Cannes Büyük Jüri Ödülü'nün de sahibi...
Keşiş Anatoly küçük bir manastırda şifa dağıtıyor, şeytan çıkarıyor ve gelecekten haber veriyor, fakat hâlâ İkinci Dünya Savaşı sırasında yaptıkları için pişmanlık duyuyor. Tanrı’nın ona layık gördüğü en büyük sınav ise, uzak bir yerlerden bir amiral ile dengesiz kızının gelmesiyle başlıyor.
Eylül 1944. Finlandiya, İkinci Dünya Savaşı’ndan çıkmak üzere. Elbette savaşın orta yerinde de aşk var. Rus askerler, Finlandiyali keskin nişancılara Guguk Kuşu adını veriyorlar. Nihayet ateşkes imzalanır. Bu arada gizli servisin tutukladığı Rus yüzbaşı İvan ile Guguk Kuşu Veiko tuhaf bir rastlantı diye adlandırılacak şekilde aynı yere sığınırlar. Bu yer Anni adlı genç bir kadının çiftliğidir. Bu insanlar bir süre bir arada yaşamak zorunda kalırlar. Çok değil sadece birkaç gün. Yalnız herkes kendi dilinde konuştuğu için sıra dışı bir iletişim ayyuka çıkacaktır.
Barents Denizi’nin kente uzak kıyılarından birinde Nikolay, karısı Lilya ve oğlu Romka ile iyi kötü bir hayat sürdürmektedir. Yaşadığı evi ve çevresini ailesiyle birlikte, tırnaklarıyla kazıya kazıya kurmuş ve bugünlere gelmiştir. Fakat kentin belediye başkanı bölgeye yapılacak karlı bir eğlence yatırımı için Nikolay’ın arazisine göz dikmiştir. Rüşvet ve yolsuzluğun kol gezdiği resmi dairede, işi kılıfına uydurup aileyi mahkeme kararı ile evden attıracaktır. Nikolay son çare olarak askerlik arkadaşı olan Moskovalı avukat Dmitriy Seleznyov’dan yardım ister. Fakat Dmitriy’nin gelişiyle ailede hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bol ödüllü yapımın yönetmenliğini Andrey Zvyagintsev üstlenirken, kadroda Aleksey Serebryakov, Elena Lyadova, Vladimir Vdovichenkov ve Roman Madyanov başı çeken isimler.
Soğuk bir kış günü küçük gruplar halindeki birtakım kadın ve adam 'Winter Palace' isimli mekanın girişinde beklemektedir. Filmin anlatıcısı olan karakter bu sırada konuşmaya başlar ve The European isimli bir silüetin peşine takılır. Birlikte sarayın sayısız odasında dolaşmaya başlarlar. Her oda Rusya tarihinin farklı bir bölümünü kronolojik olmayan bir sırayla anlatmaktadır. Rus sinemasından dünyaya açılan en saygıdeğer yönetmenlerinden biri olan Aleksandr Sokurov imzasını taşıyan film, yönetmenin diğer filmleri gibi son derece sıra dışı ve akılcı bir yapıt.
Yaz, efsanevi rock starı Viktor Tsoy ile onun akıl hocası olan genç müzisyen Mike ve Mike’ın eşi Natasha arasında geçen aşk üçgenini konu ediliyor. Genç bir müzisyen olan Viktor, yeni bir grup kurmanın hazırlığındadır. Kino adını verdikleri grubun kurulma arifesinde ülkede Iggy Pop, Talking Heads, Lou Reed, Led Zeppelin, David Bowie’nin gibi sanatçıların kaçak plakları elden ele dolaşmakta, rock’n’roll ve blues kültürü yaygınlaşmaktadır. Victor’un hayatı tam da bu dönemde Zoopark grubunun lideri Mike Naumenko ile tanışması ile bambaşka bir hal alır. Victor, kendisini bir anda, Mike ve Mike’ın eşi Natasha arasında bir aşk üçgeninde bulur. “(M)uchenik”, “Izmena” ve “Yuryev den” gibi filmlere imza atanv Kirill Serebrennikov’un yönetmen koltuğunda oturduğu filmde Viktor Tsoy’u Teo Yoo canlandırıyor. Senaryosunu yönetmen ile Lily Idov, Mikhail Idov ve Ivan Kapitonov’un birlikte kaleme aldığı biyografik yapımın kadrosunda Roman Bilyk, Irina Starshenbaum, Filipp Avdeyev, Nikita Efremov, Alexander Kuznetsov gibi isimler yer alıyor.
Deniz kenarındaki bir kulübede yaşayan 8 yaşındaki Alisa, büyüyünce balerin olmak ister. İçi kapanık bir kız olan Alisa’nın dilekleri yerine getirebilme, istediği zaman havayı değiştirebilme gibi özel yetenekleri vardır. Yıllar geçip 17 yaşında bir genç kız olduğunda Moskova’ya giden Alisa, bir adama aşık olduktan sonra hayatın gerçekleri ile yüzleşmek zorunda kalır.
Leningrad Devlet Üniversitesi’nde Bilimsel Ateizm profesörü olan Artemy (Leonid Gromov) Leninsk yakınlarında küçük bir köyde yaşayan kardeşini ziyaret eder. Burada, nişanlısını partiye götürmek için oraya gelen Valery (Leonid Bichevin) adında genç bir adamla tanışır. Genç adam ve Artemy parti için beraber yola koyulurlar. Yolda araçları bozulur ve yardım istemek için yakındaki bir çiftlik evine giderler. Burada Artemy çiftçi Alexey ile Tanrı hakkında koyu bir sohbete koyulur. Aracı tamir ettikten sonra yollarına devam ederler. Artemy gittikleri partide bolca alkol alır, başka bir kadınla daha tanışır ve hep birlikte dönerlerken tekrar o çiftçinin yanına uğramak ister. Her şey işte bu ikinci çiftlik ziyaretinde başlar.
50'li yılların Sovyetler Birliği'nde bir grup caz müziği meraklısı, Batı tarzı dansı, giyim kuşamı benimseyen ve cinsel özgürlüğü savunan gençlerin Komünist Parti’nin gençlik kolu Komsomol’dan gördükleri baskı ve iki grup arasında yaşanan mücadeleyi işleyen filmin eğlenceli müzikal görüntülerinin yanı sıra güncel politik bir mesaj verdiği yorumu yapılıyor. Sinema eleştirmenlerinin bir kısmı dinledikleri müzik, dansları ve savundukları düşünceler yüzünden Komsomol’dan kovulan kendilerine Stilyagi diyen asi gençlik grubuna yönelik baskıların günümüzde, tekrar kendisine devlet başkanlığı koltuğunu açan Vladimir Putin’in döneminde yaşananlarla paralellikler taşıdığını dile getiriyor. Filmin yönetmeni Valery Todorovsky de Putin dönemine yönelik açıkça atıfta bulunmasa da bir siyasi mesaj verdiklerini kabul ediyor. Kendilerine zorla kabul ettirilmek istenen klişeleri, tek düze ve monoton hayatı, hareketleriyle, kıyafet ve farklı saç stilleri ile protesto eden, kendilerini o zamanların yasaklı müzikleri olan bugi-bugi ve değişik giyim stilleri ile ifade eden bu grubu ve Rus tarihi için çok zorlu geçen yasaklarla dolu 40-50’li yılları anlamak için film bulunmaz bir fırsat...
Rus sinemasının usta yönetmenlerinden biri olan Andrei Konchalovky’nin son filmi, kendisinin Rus sinemasına muhteşem dönüşünü de müjdeliyor. Filmde, bilfiil kendilerini oynayan köylüler ve onların öyküleri anlatılıyor. Bu insanların yaşadıkları ilginç coğrafya, neredeyse diğer tüm insanlara ve medeniyetlere uzak, adeta dünyanın öbür ucunda, tamamen izole ve oraya ulaşmanın tek yolu da aradaki gölü tekneyle geçmek. Bu özelliğinden dolayı bu rüya gibi coğrafyada neredeyse her şey gerçeküstü bir hal almış. Dünyayı avucu içine alan benzerliğin tamamen dışında yer alan bu kapalı toplumun dış dünyayla tek bağlantısı, diğer bir deyişle köyün can damarı ise, postacı. Fakat postacının tutkun olduğu kadın köyü terk ederek kente taşınınca ve bunun üzerine bir de postacının teknesinin motoru çalınınca, köyün alışılageldik tüm düzeni aniden alt üst oluyor.
Arktik Okyanusu'nda ıssız bir adada bir kutup istasyonu. Sergei deneyimli bir meteorologdur, Pavel ise üniversiteden yeni mezun olmuştur. Pavel, telsizden aldığı önemli mesajı Sergei'ye anlatmak için doğru anı bulmaya çalışır. Fakat bu süre içinde korku, yalan ve şüpheler atmosferi zehirlemeye başlar.
Genç bir yazar, Moskova'daki bir yayınevine kısa hikayelerden oluşan koleksiyonunu getirir. Koleksiyon, okunmak üzere büroda kalır. Ancak koleksiyonu açan ve yazıları en az bir sayfa okuyan herkesin hayatı gizemli bir şekilde etkilenecektir. Koleksiyonda dört öykü ve okuduktan sonra hayatları değişen dört okur vardır...
Bir grup bilim insanı, yerel bir medeniyete yardım etmek için Arkanar gezegenine yolculuk eder. Bilim insanlarının amacı kendi tarihlerine göre Orta Çağ döneminde olan medeniyete yardım etmektir. Ancak hiçbir koşulda şiddet kullanmamaları ve kimseyi öldürmemeleri gerekmektedir. Bilim insanlarından biri olan Rumata yerli aydınları cezalarından kurtarmaya çalışır. Bilim insanlarının aklında bir soru vardır: Tanrı'nın yerinde olsaydınız ne yapardınız?
Zamanın başlangıcından bu yana aydınlık ve karanlığın savaşı devam etmektedir. İnsanlar haricinde dünyada yaşayanlara yani kurtadamlar, vampirler, büyücüler, kahinler ve değişkenler gibi yaratıklara 'diğer' denir. Savaşın bir galibi olmayacağını anlayan Aydınlığın Lordu Gesser, Karanlığın Generali Zavulon'la bir anlaşmaya varır. Buna göre hiçbir 'diğer' bir başkasını kendi tarafına geçmeye zorlamayacaktır. Anlaşmaya uyulup uyulmadığını denetlemek için Karanlık Taraf gündüz, Aydınlık Taraf gece nöbet tutacaktır, bu sayede gücün dengesi korunacaktır. Ta ki Anton o kapının zilini çalıncaya kadar...
Erkekleri yakisikli oluyor sadece yada ben sarisin sevdigim icin bna oyls geliyor 😻😻
Nelyubov (Loveless) unutulmuş.