'Yabancı' Romanının Nobelli Yazarı Albert Camus'nün Bir Günden Bile Az Süren Garip Marmaris Ziyareti

Yabancı'yı mutlaka duymuşsunuzdur, yazarı Albert Camus'nün de kitabın adını yansıtacak biçimde dünyaya yabancı, sorgulayan biri olduğunu çoğumuz biliyoruz. Kendini edebiyat ve felsefe arasında konumlandıran Camus, 4 Ocak 1960 yılında hayatını kaybetmişti. 

Hayatının son yıllarında yaptığı gezilerden birinde de yolu Marmaris'e düşmüştü. Bu ilginç anıyı muhtemelen daha önce duymadınız.

Önce Camus'yü bir hatırlayalım ki bu anı daha anlamlı olsun.

Felsefe diploması vardı fakat bir filozof değildi, varoluşçu fikirleri vardı fakat kendini varoluşçu olarak tanımlamaktan çekiniyordu. Hiçbir şeye ve hiçbir yere ait hissetmiyordu.

Adı tam bir 'Fransız' olan Camus Cezayir doğumluydu, annesi de İspanyol kökenliydi. Belki de aldığı Nobel Ödülü bu yüzden çok değerliydi.

Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan en genç 2. yazar olmasından ziyade bu ödüle layık görülen ilk Afrika doğumlu yazar olmuştu.

"Akıllı kişilerin en büyük talihsizliği, salakların abuk subukluklarıyla başa çıkmak zorunda olmalarıdır."

Entelektüel bakışını böyle özetleyebilmek mümkündü. Sartre'la eskilere dayanan dostluğu ve süregelen çekişmeleri, ömür boyu sürdürdüğü sigara bağımlılığı ve olaylı ölümüyle hafızalara kazınmıştı Camus.

Hayatına dair bu detayları ve dünyanın dört bir yanına yaptığı gezileri günlük tadında kaleme alan Camus bu seyahatlerinden birini Yunanistan'a gerçekleştirir.

1958 yılında, Haziran başı Yunanistan'a gelir. Tutkuyla bağlı olduğu bu topraklara yaptığı her ziyaret onun için özel bir anlam taşır ve bu ziyaretinde bir arkadaşıyla konuşurken arkadaşı ona bir öneride bulunur.

Öneri, tahmin edeceğiniz üzere karşı kıyıya, Türkiye'ye gitmesidir.

Bu öneriyi kabul eden Camus ve arkadaşları o gün akşam üzeri limana gider ve Marmaris'e doğru yola çıkarlar. Akşam olmadan ulaşmışlardır fakat Camus'nün Marmaris macerası biraz kısa sürer.

Yolculuk tarihi olan 12 Haziran 1958 tarihinde günlüğüne yazdıkları şaşırtıcı, açıkçası biraz da rahatsız edicidir.

Camus'nün yorumlarının çevirisini yüksek lisans tezi için araştırma yapan Ali Bulunmaz'ın yazısından bulduk.

On beşte Türk limanı Marmaris’e hareket. On yedide varış. Ortasında demir attığımız koy güzel ama iç karartıcı. Uzaktaki kasaba yoksul görünüyor ve tüm ahalinin yavaş yavaş iskeleye toplandığını görüyoruz…

Bizi izleyen bir yoksul çocuk kalabalığıyla çevrelendiğimiz karaya çıkış. Yoksulluk, sokaklardaki ve evlerdeki bakımsızlık yüreğimizi o kadar daraltıyor ki hiç beklemeden tekneye dönüyoruz.”

Sadece bir gece 'tahammül edebilmiş' ve ertesi sabah erkenden yola çıkmışlardı.

Edebiyatına ışık tutan deniz ve güneşin en güzel örneklerinden biriyle karşılaşıp yok saymasını bir Avrupalı refleksi olarak görenler olsa da bugüne dek bu olaydan neredeyse hiç bahsedilmedi.

O aşık olduğu Yunan adalarına döndü, edebiyatıyla yine tüm dünyaya fikirlerini yaymaya devam etti, bizler de kırgın da olsak hayranlıkla okumayı sürdürdük. Belki bu ilk izlenim farklı olsaydı Türkiye'de kendinden bir parça bile bulabilirdi.

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
YORUMLAR
04.01.2022

o dönemin marmaris'i ne güzeldir, ne saftır be camus , değerini bilememişsin.

04.01.2022

Kimi güzellik görür kimi fakirlik olabilir sanatçı adam 🤔

04.01.2022

O dönemde Türkiye de turizmin ne olduğu bilinmediğinden Marmaris halkı ufak bir kısmı balıkçılık yapmasının yanında, genel olarak Ula' da tütün tarlalarında ırgatlık yaparmış. Ne zamanki Kenan Evren, Emel Sayın ve Turgut Özal bu güzel ilçemizi meşhur etmişler, ondan sonra şehir zenginleşip güzelleşmiş.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ