Artık onu bilmeyen, duymayan kalmadı!
Nusret dendiğinde bize neler ifade ettiğini biliyoruz.
Peki ya dış basın dünyaca ünlenen et restoranı zincirlerinin sahibi Nusret Gökçe hakkında neler diyor?
İşte Liz Cookman'ın kaleminden Salt Bae Nusret...
Artık onu bilmeyen, duymayan kalmadı!
Nusret dendiğinde bize neler ifade ettiğini biliyoruz.
Peki ya dış basın dünyaca ünlenen et restoranı zincirlerinin sahibi Nusret Gökçe hakkında neler diyor?
İşte Liz Cookman'ın kaleminden Salt Bae Nusret...
Etinizin nasıl tuzlanmasını istersiniz? 2017'de kesinlikle tek bir yanıt var: Salt Bae şekliyle. İnternet fenomeni ve Nusr-et Steakhouse zincirlerinin ortak sahibi Türk şef Nusret Gökçe'nin bronzlaşmış koluyla tuzlanmadıkça, ben ona tuzlu et diyemem! Ölü hayvan tüketimini azaltmaya çalışan bir dünyada, eti tekrar seksi yapmak için görevinin başına geçmiş bir adamın öyküsü bu.
Aşina olmayanlar için açıklayalım. Salt Bae'e (siz hala duymadınız mı?) Instagram videolarının geçen ay viral bir şöhrete kavuşmasından sonra Nusret'e verilen takma isim oldu. Tüm dünyadaki insanlar Nusret'in sıkı tişörtlerine, fevkalade et dilimleme becerilerine ve artistik tuzlama hareketlerine vuruldu!
O zamandan beri kısa sürede bir dansa, kek törenine, ünlü kişililerin tişörtlerine (Rihanna ve Ben Affleck'in her ikisi de resmini taşıyan tişört giymiştir), Leonardo DiCaprio'nun akşam yemeğine ve Londra'daki açılış partisine sirayet etmiştir.
Şunu kabul edelim ki, onun bir hayvan gövdesiyle dans edip, hayvanın poposundan çıkardığı gülleri öpen videosunu görmedikçe, tam olarak ne demek istediğimi anlayamazsınız.
Gerçek hayatta belki hırslı belki utangaç olan Gökçe, her ne olursa olsun sosyal medyada adını tanıtmayı başarmış. Türkiye'nin başkenti Ankara'daki restoranında onunla röportaj yaptığımız sıralarda az da olsa onunla ilgili merakımızı giderebildik.
'Vejeteryan olabilir miyim? Et satıyorum. Etten başka bir şey yemiyoruz,' diyor Gökçe, Türk basınına yabancı dil bilmediğini iddia etmesine rağmen, İngilizce dilinde anlatıyor.
Ve konuşmamız bu şekilde devam ediyor. Düzenlediğimiz 'röportaj' yarım saat süren sıralarla Nusret'le fotoğraf çektirmeyi bekleyen hayranları tarafından bölünüyor. Sıra bana geldiğinde belimi tutup 'Bir erkek arkadaşın var mı?' diye soruyor. Sanırım insanlar bunun için artık uygun kelimeyi bulmakta pek zorlanmıyor.
Nusr-et'teki yemekler tüm kalabalıkları mutlu ediyor. Nedenini görmek kolay ve basit: 'et sushi' parmesan ve avokado sosu ile süslenip, masanızın önünde pürmüz ile yakılıyor, ardından 'salt bae' tarzı tuzlanıyor. Daha sonra wasabi hardal ile süslenip ve yoğun bıyıklı bir garson tarafından servis ediliyor. Yüz saçları, Nusr-et'teki 'konsept'in bir parçası gibi görünüyor.
Tatlı için, balla ıslatılmış baklava ortadan bölünerek keçi sütü dondurma ile dolduruluyor. İhtişam bu yemeğin bir parçası ve insanlar verdikleri paralardan şikayetçi değil (en azından sosyal medya için harika bir fırsat çıkıyor!). Restoranlara, gelen et kendi çiftliğinden ve İstanbul yakınlarındaki mezbalarından geliyor. 'Ciddi bir seçim süreci var' diyor Mesut. 'Kendi hayvanlarımız var ve Nusret Bey yalnızca en iyi eti seçiyor. Restoranlarından servis etmek için 5 tondan yalnızca 100 kilo kadar bile seçebilir. Mutlak kaliteyi arıyoruz ve başka yerlerden et tedarik edersek belki de bu kadar iyi olmaz ' diyor.
Etin geri kalanına ne olduğuna dair bir fikrimiz yok.
Tabakları da kendisi hayal eden Nusret Gökçe, yani etin ustası. Her ne kadar eti Türk damak zevki yüzünden çiğ olarak servis etmeyi sevmese de bu sıralar eti pirinç ile servis etmenin bir yolunu bulmuş! Üç yıl boyunca birçok deneme yanılmadan sonra bu konsept doğmuş.
Nusr-et'teki bir kişinin bile konuşmaktan çekinmediğini belirten Mesut; 'Bir çok elimiz var, fakat tek bir beyiniz 'diye ekliyor.
Zannedersem facial hair ifadesini yüz saçı olarak çeviren arkadaşı kutlamak gerekiyor. Yüz saçı ne amık?!?!?!?!
Yüz saçı! Ölü hayvan tüketimi! Yoğun bıyıklı garson! Fazla kasmışsın ablacım yoruldum okurken.
zevkler ve renkler tartışılmaz ama şu negatif emoji verenlerin amk. neyi hazmedemiyosunuz ? götünü yaya yaya bitirdiğin işletmeden sonra asgari ücretle işe başlamayı kabul etmeyip 3 bin liraya iş beklediğin için, üniversite okumadan paranın amk adamı mı kıskanıyosunuz? nedir dert tam olarak ben çözemedim. şahsen hiç nusrete gidip kazıklanmadım ama alan da veren de memnun herhangi süpriz bi son yok. kazığı zaten yiyip hesabı instalamaya gidiyosun yani olay bu.