"Ya İftira Atıyorsa?" Gibi Söylemlere Neden Olan "Kadının Beyanı Esastır" İlkesi Aslında Bize Ne Anlatıyor?

'Kadının Beyanı Esastır.' cümlesini mutlaka duymuşsunuzdur. Fakat bu cümle ne yazık ki birçok kişi tarafından yanlış yorumlanmıştır. Başka yönlere çekilmiş, bu söylem boşa çıkarılmaya çalışılmıştır. Biz de bu ilkenin aslında ne demek istediğini kısaca sizlere anlatmak istedik. 

Keyifli okumalar!

Kadına yönelik şiddetin, tecavüzün ve tacizin gün geçtikçe arttığı günlere uyanıyoruz. Bunlara maruz kalmamız bir yana, yaşadığımız bu kötülüklerin de suçlusu çıkarılmaya çalışılıyoruz.

Tüm bu suçlamalara ve yaşanan olaylara karşı da kadınlarda bir adalet aracı geliştirme zorunluluğu doğdu.

Bahsettiğimiz bu araç, "Kadının Beyanı Esastır!" ilkesi. Bu cümle ne yazık ki toplumumuzda özellikle erkekler tarafından çok farklı yönlere çekilmiş ve anlamından saptırılmıştır.

"Kadının yaşadığı tecavüz, taciz ya da şiddet olayıyla ilgili dediği her şey doğrudur ve sorgusuz sualsiz kabul edilmelidir." gibi bir yanlış anlaşılma, yorumlama var.

Hayır efendim ortada bir yanlış var! Doğrusu da şu şekilde...👇

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Yani, bir kadın taciz ya da tecavüz beyanıyla savcı karşısına çıktığında savcı bu beyanı esas alarak soruşturma açmalıdır. Dava açılması için tacize ya da tecavüze uğradığına dair ispat zorunluluğu yoktur.

Savcının, delil yetersizliği ya da yeterli şüphe oluşmadığı gerekçesiyle soruşturma başlatmama gibi bir durumu olmamalıdır.

Peki böyle bir adalet aracına neden ihtiyaç duyuldu? Tacize ya da tecavüze uğradığını söyleyen kadına karşı kullanılan söylemleri bir düşünelim.

"O öyle bir şey yapmaz!", "Emin misin?", "Sen kesin bir şey yaptın!" gibi erkeği aklamaya çalışan çirkin söylemlerle kadınların karşısına çıkılır.

İlk başta bazılarının akıllarına kadının iftira atabileceği gelir ve kadın da tacize ya da tecavüze uğradığına başkalarını inandırmaya çalışır.

Bu ilkenin adalet sistemimizde de yer almaması kadınların susmasını ya da tecavüze uğradığını ispatlamasını ne yazık ki zorunlu kılıyor.

Bu zamana kadar zaten kadınlardan bu iğrençlikleri kanıtlamalarını beklemek, bu davaya yenik başlamalarına da nedendir.

Kadını susturmak, erkeği aklamaktır.

Beyan konusuyla ilgili kafa karışıklığını biraz da olsa gidermeye çalıştık. Umarız ki taciz ve tecavüz olaylarının geride kaldığı günlerde yaşarız.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Popüler İçerikler

Dilber Yine Yürek Hoplattı: Yeni Pavyon Dansı Geldi!
Dilan Polat Tahliye Olabilir! Avukatı Başvuru Yaptı, Dilan Polat Adli Tıp Kurumu’na Sevk Edilecek
Kızılcık Şerbeti'nde Ortalık Karıştı: Ömer ve Görkem İlişkisi Açığa Çıktı!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
13.11.2018

Ya tekrar tekrar okudum acaba yanlış mı anladım diye, çünkü alkış falan tutulmuş dedim bir yanlışlık olmalı. Bir kadının kanıta ihtiyacı olmadan ifade vererek bir erkeği taciz/tecavüz ile suçlayarak mahkeme sürecini başlatmasını savunuyorsunuz değil mi? Suçunun kanıtlanmasından bahsetmiyorum. E mahkeme sürecini başlatmak bile bir insanın adının çıkmasına yetmiyor mu? Daha yakın zamanda bir erkeğin daha savunması bile beklenmeden ülke tarafından linç edildiğini görmüşken siz hangi yüzle bunu paylaştınız? Erkek haklıdır kadın haksızdır ve ya tam tersi bir durumu savunduğum yok. Erkeğin beyanı esas olsun, bir kadını bir dilekçede yazan 3-5 cümleyle karalama yetkisi olsun deseler ne düşünürdünüz? Ki araya serpiştirdiğiniz "kadından kanıt istemek onu susturmaktır, kadinı susturmak erkeği aklamaktır" tarzı alakasız cümleler de bariz ajitasyon. Annesi, ablası ve ailesinde zibilyon tane kadın olan bir erkek olarak bayağı art niyetli buldum bu yazıyı. 'Eğer ki ben içeriği yanlış anlamadıysam'

13.11.2018

Kadın istismarını önlemek için düşünülmüş, ancak art niyet sebebiyle erkek istismarına sebep olabilen bir şey bu. Kadının beyanına dayanarak açılan taciz davasında adam milyon kere beraat etse bile adı tacizci kalıyor. Özellikle son zamanlarda kadına şiddete karşı toplumda farkındalık oluştukça bu da sık yaşanmaya başladı maalesef.

13.11.2018

İyi de arkadaşım, tamam sen suç duyurusunda bulundun, kanıt sunmadan açtın davayı. Karşıdaki adam masum da olsa millet olarak 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.' mottosuyla yaşadığımız için o adamı direkt damgalarlar. Yazık günah değil mi ya!? Bu sadece taciz, tecavüz için değil, bütün suçlar için geçerli, kanıt olmadan dava açılamaz, açılmamalı! Evet tabi ki de saldırıya uğrayan kadın için çok zor, çok yıpratıcı, ağır bir süreç olur (hayatta kalırsa) ama olaya cinsiyetçi değil, insani bakın! Bir insana kanıtınız yokken suçlu damgasını yapıştırırsanız ve o insan masumsa?

Aynen dediğiniz gibi geçenlerde bi dava vardı kız babasını dava etmişti cinsel istismar var diye. Sonrasında ortaya çıktı meğerse babasına kızdığı için böyle bişi yapmış. Ama o adama o utanç ömrünün sonuna kadar yeter.

TÜM YORUMLARI OKU (38)