Listenin birinci sırasında bir teknoloji devi Apple var. Onu e-ticaret sektörünün başını çeken Amazon takip ediyor. Onları Google, Microsoft, Walmart, Samsung, Facebook, ICBC, Huawei, Verizon, China Construction Bank, Toyota, WeChat, Agricultural Bank Of China, Mercedes – Benz, State Grid, Deustche Telekom, Tiktok, Disney ve Home Depot takip ediyor. Ki Apple’ın piyasa değeri 1 trilyon dolara ulaştı ve bu rakam en büyük 500 Türk şirketinin toplamından fazla.
Dünyanın en değerli ilk yüz markası içinde 49 marka ABD’ye ait. Uzak Doğu’nun patronları Çin, Japonya ve Güney Kore toplam 34, Almanya ise 8 marka ile sıralanıyorlar.
Türkiye listelere bir marka dahi sokamamış. Zaten Türkiye’nin en büyük 10 markasından 5’inin bankalar olduğu düşünülürse, ne yazık ki güzel ülkemiz henüz markalarıyla dünyada söz sahibi konumda değil.
Oysaki marka olmadan olmaz!
Peki nasıl marka olacağız, nasıl marka yaratacağız?
İletişim ve pazarlama uzmanları bunun için marka kimliğinizi oluşturmanızı, ekibinizi bilgilendirmenizi ve eğitmenizi, müşteri ilişkilerini güçlendirmenizi, trendleri takip etmenizi, pazarlama ve reklam çalışmalarınızın bir bütünlüğünün olmasını ve kullanıcı deneyimini geliştirmenizi öneriyor.
Etkili bir konumlandırma, markaya sembolik anlamlar yükleme, ürünü ve faydayı önde tutma bu işin olmazsa olmazları.
Sonrası kolay.
Sonrası “markan kadar konuş” döneminin başlamasıdır. Güven, konfor, fayda ve prestij dolu bir deneyim.
Web
Instagram
Editör kardeş “markan kadar konuş”…