Japonca'da 'bağlamak' anlamına gelen Shibari sanatının kökleri 1400'lere kadar dayanır. Samuraylar esir aldıkları kişinin onurunu zedelememek ve toplumdaki statüsünü göstermek için estetik bir biçimde bağlarmış. 1800'lerin sonunda Shibari erotik bir sanat haline gelmiştir.
Shibari geometrik şekillerin insan vücudundaki kıvrımlarla zıtlığından beslenir. Bu sanatta modellik yapan kişi tuval, ipler fırça ve boya, bağlayan da sanatçının kendisidir. İnsan vücudunun kıvrımları ve ipini sert hatlarıyla doğan estetiğin yanı sıra bağlama yöntemlerine göre Shibari sanatının güç, çaresizlik, rahatlama gibi psikolojik kaygıları da vardır.
Günümüzde Shibari ustaları eğitimler vermekte ve bu sanatın bienalleri düzenlenmektedir.