Her şey Amerikan Askeri Araştırma Projesi (ARPANET) ve Massachusetts Institue of Technology (MIT)’in ilk kez 1962 yılında galaktik ağ meselesini tartışmaya açması ile başladı.
Aslında abartılacak bir şey yok canım, bugün hepimizin bildiği internetten bahsediyorlar, işte. Fakat bu fikir o dönem öylesine önemliydi ki üzerine yüzlerce araştırma yapıldı. İlk araştırmalardan biri de Carl Robnett Licklider’ın dı.
Böylece ARPANET projesi yürütülmeye başladı ve ilk kez dört adres ile bağlantı sağlandı.
Nitekim, 1992 yılında bu geniş network adını “İnternet” olarak aldı.
İnternetin bazı teknik uygulamalarının geliştirmesi için çok geçmeden World Wide Web, yani www, için çalışmalara başlandı.
Ek olarak, internet kamu kullanımına açıldı.
Web’in kullanıma açılması ile birlikte internet üzerinde forumlar kurulmuş ve ses, görüntü gibi farklı formatlarda ağ bağlantısında yer almaya başladı. Web 1.0 birbirinden kopuk bilgisayarların birbirine bağlanmasını ifade ediyordu.
İnternet demokratik bir alan olmaktan çıkmıştı. Birçok bilgiye erişim sağlanabilse de kullanıcı pasif konumdaydı.
İnternet zamanla ticarileşti. Web sitesi sahipleri erişim için abonelik gibi ücretlendirme modelleri kullanmaya başladılar. Zaten tek taraflı bir iletişimin söz konusu olduğu mecralarda kullanıcı giderek etkisiz kılındı.
İlk kez 2004 yılında O’Reily Media tarafından kullanılan Web 2.0 tüm internet kullanıcı bağlantıları arasında veri dolaşımına da izin veriyordu.
Yanı sıra, direkt arkadaşınızın bilgisayarına bağlantı sağlayabileceğiniz, aracısız bir bağlantı kurabilmeye izin veren yeni web sürümü 3.0 oldu. İnternette tek taraflı iletişimin tamamen bittiği ve aracısız iletişim kurulabildiği bir yapıya işaret eder.
Web 2.0’da kullanıyor olduğumuz tüm sosyal medya uygulamalarının yönetildiği teknoloji şirketleri verilerimiz aracılığıyla para kazanmaya başladı. Diğer yandan platformlar kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerle beslenir hale geldi. Reklam gelirleri ise cabasıydı.
Web 2.0 araçları kullanıcı pasif konumdan çıkarmış ve internette yayın yapmak, içerik paylaşmak, her türlü içerikten faydalanmak ve araştırma yapmak gibi konularda özgür bırakmış; diğer yandan bu platformlara uzun süre yatırım yaptığı halde parasal karşılık alamayacağı gibi bir handikabı da beraberinde getirmiştir. İşte Web 3.0 tam da bunun önüne geçmeye çabalıyor!
Metaverse kavramının da sıklıkla kullanılmasıyla beraber artık internette güven veren uygulamalar kullanılması önemli görülüyor. Elbette, yapay zeka ve arttırılmış gerçeklik teknolojisi de 4.0'ın gündemlerinden biri olacak.
Web 4.0 ile eski sosyal medya, mesajlaşma, video, müzik gibi uygulamaların alternatif biçimleri kullanılabilir. Bu yeni uygulamalar kullanıcının daha çok zaman geçirmesinden ziyade güvenle zaman geçirmesine odaklı hazırlanan pratik çözümler sunmaktadır.
inernet ilk askeri amaclarla yaratildi. bir nukleer saldiri halinde cokmeyecek haberlesme agi kurmak istediler. klasik haberlesme merkezi buyuk santrallere baglanan kucuk santrallerle isler, merkezi santral yok oldugunda tum sistem coker. internet oyle degildir, gonderilen mesaj paketi uzerinde gonderici ve alici adresini icerir, yolunun uzerindeki merkezi santral yok olduysa baska sunuculara yonlendirilerek hedefine ulasabilir. mesela istanbuldan adanaya gonderdiginiz bir mesaj klasik sistemde daima ankara uzerinden gecmek zorunda ama ankara sistemi coktugunde internet ayni mesaji izmir antalya uzerinden adanaya gonderebilir. sebekenin yarisi yok olsa bile kalan yarisi calismaya devam eder