'Size bir hikaye anlatmaya geldim. Beni bugün buraya getirenleri konuşmaya başlamaya, içimi açmaya; sakladıklarımı, kaçtıklarımı, yüzleşmekten korktuklarımı konuşmaya geldim. Çocukluktan başlayalım mı? Bedeninizin farkına vardığınız ilk zamanları hatırlıyor musunuz? Neye benzediğini, neye benzememesi gerektiğinin önümüze dayatıldığı o ilk zamanları? Ben hatırlıyorum. Bana söylenenleri de, parmakla gösterilenleri de, içime işleyenleri de, vücudumdan ve kadınlığımdan utanmamı sağlayan tüm cümleleri de, medyayı da, magazini de, akrabalarımı da, arkadaşlarımı da. İlk hatırladığım anı şöyle: 11-12 yaşlarındayım. Kilomun görece arttığı ve boyumun sınıftaki ortalamaya göre kısa olduğu dönemler. Sınıfta cüce diye dalga geçilen çocuk benim. Anneme şu soruyu sorduğumu hatırlıyorum; “Anne bir boy uzatma ameliyatı varmış, bacaklarına çiviler takıyorlarmış, ondan olabilir miyim sence?” Öyle bir his ki o, 11 yaşındaki bir kız çocuğuna anormal olduğunu ve ameliyat olma fikrini düşündürebiliyor. Yana kaydırdığınızda göreceğiniz üç fotoğraf farklı çocukluk yıllarımdan. Hepsinde göbeğim var. Ve bilin bakalım bu fotoğrafların ortak noktası ne? Elimin pozisyonu. Kapatmak istiyorum, hep kıyafetlerle kamufle etmek istiyorum, utanıyorum. Bunun anormal ve istenmeyen bir şey olduğunu düşünüyorum. O yaşımda televizyonda gördüğüm incecik bikinili kadınlar, gazete ve dergilerdeki sayfalarca şok diyet tarifleri, selüliti var diye linç yiyen ünlüler, insanların bedenlerine zoomlanmış taciz fotoğrafları bana hep yanlış olduğumu söylüyor. Etrafımda biraz kilo ver bak erkekler beğenmez diyenler, hamur işi yeme kilo alırsın diyenler, yürürken iyice karnını içine çek diyenler ve en tehlikelisi ben senin sağlığın için söylüyorum çocuğum diyenler bu düşünceyi daha da pekiştiriyor. Sonra ben de dönüp kendime bakıyorum ve çocuk aklımla diyorum ki; e ben böyle olmaya devam edersem eksik ve değersizim. Eksik ve değersiz olursam ne olur, tabii ki kimse beni sevmez! Bu düşünce tohumlarını zihnime nasıl ektiğimi fark edip sizlerle hikayemi paylaşmaya karar vermemse neredeyse 20 senemi alıyor.'
Benim anladığım kadarıyla tepkiler şişman olduğu için falan değil. Sosyal medyada toplumun güzellik algılarını dayatıp gerçek fotoğrafları çıkınca da acıtasyon. Arkadaşlar millete sıfır beden olayını türlü türlü makyaj işini de siz öğrettiniz ama? Makasın keskin ucu size gelince mi sesiniz çıkmaya başladı?
Kilonuza laf etmek kimsenin haddine değil . Fakat sizler de profosyonel model gibi paylaşımlarda bulunup yaptığınız oynamalarda ortaya çıkıp eleştirilince bedenimi seviyorum ayakları yapmamalısınız. İnsanların algılarını bozan, onlara sürekli marka, giyim, tarz ve görünüm dayatmaları yapanlar sizlersiniz !
ben bu ajitasyondan çok sıkıldım. hem kendini olduğundan farklı gösterip hemde bıktım usandım falan bana iki yüzlülük gibi geliyor. hiç birimizin mükemmel bedenleri yok ama tutup harikaymış gibi paylaşmıyoruz en azından. hem şikayet edip hem gençlere kötü örnek olamazsınız. ayrıca kilo sağlıksızdır ama kiloyu neden verdiğin önemlidir. biri sizi beğensin diye değil sağlıklı olmak için verin. konuşması kolay gibi yorum yapmayın hiiç 15 kilodan fazla verdim. o psikolojiyi iyi biliyorum.