Ukrayna, daha çok gece hayatı ve partileri ile akla gelen ülkelerden biri olsa da, tarihi ve turistik yerleri, birbirinden görkemli şehirleri ile gezmek için muhteşem bir ülke. Vizeniz alıp başınızı gidebileceğiniz Ukrayna'da hemen hemen her zevke göre bir aktivite bulabilirsiniz. Ukrayna'nın dillere destan olmuş şehirlerini ve güzelliklerini görebilmeniz için bu içeriği hazırladık!
Ukrayna'nın en büyük üçüncü şehri olan Odessa, gece hayatı, tarihi ve turistik noktaları ve büyüleyici plajlarıyla her ziyaretçinin severek gezebileceği şehirlerden bir tanesi. Yerel halkın çoğu, Odessa'nın ülkedeki en güzel şehirlerden biri olduğu konusunda hemfikir. 'Karadeniz'in İncisi' olarak da adlandırılan Odessa, büyük bir şehir olmasına rağmen labirentvari yapısı, tenha meydanları ve pastel rengi evleri sayesinde samimi bir his uyandırır. Ayrıca Odessa Opera Binası ve Şehir Bahçeleri de görmeye değerdir.
Vorskala Nehri'nin üzerinde yer alan Poltava, 18. yüzyılda Kazaklar ve Rus Çarı I. Peter arasında yapılan savaş kalıntılarına ev sahipliği yapar. Bu kalıntılara Zafer Sütunu, Petrovsky Parkı ve Poltava Savaş Alanı da dahildir. Şehir Varsayım Katedrali'nin (Assumption Cathedral) çarpıcı çan kulesi ile tanınır. Geçmişte önemli savaşlarla anılan Poltava, artık orkestraları, tiyatro ve müzeleri ile sakin bir kültür şehridir.
Khorol Nehri üzerinde bulunan Myrhorod, yeraltı kaynaklarının mineral bakımından zenginliğiyle ünlü olan bir kaplıca şehridir. Ziyaretçilerin bu şifalı sularda banyo yapabileceği noktalar vardır. Eğer yüzmeyi tercih etmiyorsanız, bir tekneyle ya da deniz bisikletiyle nehirde dolaşabilirsiniz. Myrhorod'da bulunan ormanlık alanlar da oldukça ünlüdür. Romantik bir deneyim için yeşil arazilerde at gezintisine çıkabilirsiniz.
Desna Nehri'nin kıyısında bulunan Çernigiv, ülkenin en eski şehirlerinden biridir. 7. yüzyıldan kalma şehir, altın kubbeli Aziz Catherine kilisesi ile ünlüdür. Şehirdeki Ortaçağ mimarisinin zenginliği, sizi adeta bir zaman yolculuğuna çıkartır. Şehrin Kızıl Meydan'ında bulunan Pyatnytska Kilisesi, güzel bahçeleri ve 18. yüzyıldan kalma Kachanivka Sarayı da görülmeye değerdir.
Karpat Dağları'nın eteklerinde yer alan Çernivtsi, ülkedeki en az bilinen yerlerden biridir. Avusturya-Macaristan mimarisiyle inşa edilen yapılardan dolayı şehir aynı zamanda 'Küçük Viyana' olarak da bilinir. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan Çernivtsi Üniversite Binası gerçekten görülmeye değerdir. Art Nouveau mimarisi size hitap ediyorsa, bu şehri mutlaka görmelisiniz. Şehirdeki kitapçılar, kütüphaneler ve kafeler, burada bulunan entelektüel ve şiirsel atmosferi yansıtıyor.
Podilla Bolgesi'ndeki Bakota köyü, Kiev'li Aziz Antuan tarafından yaptırılan ünlü bir mağara manastırına ev sahipliği yapmaktadır. Yeraltı mağaralarındaki manastır, 12. yüzyıldan kalmadır. Ziyaretçiler, mağaralarda yaşayan bazı keşişlerin kalıntılarının yanında, iyi korunmuş freskler ve resimler görebilirler.
Günümüzde Bakota, kırsal konumu nedeniyle artık Ulusal Çevre Parkı'nın bir parçasıdır. Ayrıca köy, pitoresk Dinyester Nehri kıyısında bulunduğu için sarp tepelere sahiptir. Ziyaretçiler bölgede doğa yürüyüşüne çıkarak muhteşem yerel flora ve faunayı keşfedebilir.
Macaristan sınırına oldukça yakın olan Ujgorod, Macar ve Rumen nüfusu ile canlı ve şirin bir kasabadır. Tarihi 9. yüzyıla dayanan Uzhhorod Kalesi ve 17. yüzyılda yapılan Yunan Katolik Kalesi görülmeye değerdir. Yerel lezzetlerden bazılarını denemek isterseniz, ünlü şarap mahzenlerini keşfedebilir ya da Macaristan'dan gelen bir tür gulaş olan leziz bogrács'ı deneyebilirsiniz.
Ukrayna'nın batısında yer alan şehir, uzun bir göç geçmişine sahiptir. Şehrin mimarisinde ve kültüründe her milletten bir bir dokunuş görebilirsiniz. Kamyanets-Podilski, kalesi, katedrali ve yıkılan surları gibi yapılarla doludur. Smotrych Nehri üzerindeki konumu nedeniyle, çok sayıda açık hava etkinliği bulunmaktadır. Yapılabilecek etkinlikler arasında Smotrych Kanyonu üzerinde balon gezileri ve araba yarışları da yer almaktadır.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yerini alan Lviv şehrinin tarihi, ziyaretçiler için tam bir şölen niteliğinde. Çoğu 13. yüzyıla dayanan anıt ve antik binalar, şehrin tarihi zenginliğini gösteriyor. Şehrin her yerinde galeriler, tablolar, heykeller, sanat enstalasyonları bulunuyor. 50.000'den fazla esere ev sahipliği yapan Lviv Ulusal Sanat Galerisi de görmeye değerdir.
Ukrayna'nın batısında 16. yüzyılda kurulan Zhovkva şehri, Saint Lawrence Kilisesi ile ünlüdür. 17. yüzyıldan kalma ahşap kilise, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Ayrıca, Holy Trinity Kilisesi ve Zhovkva Kalesi de şehrin sembollerinden sayılır.
Yalta, Karadeniz'e bakan bir tatil yeri olarak bilinir. Şehirdeki sahil şeridi gerçekten görülmeye değer. Çarpıcı manzaralar için, Darsan Tepesi'nin zirvesine teleferikle çıkabilirsiniz. Ayrıca bir uçurumunun tepesinde bulunan Froros Kilisesi'ni de unutmamak gerekir. Anton Çehov'un şimdi müze olarak hizmet veren eski evini ziyaret edebilirsiniz.
Ukrayna'nın başkenti Kiev, daha çok gece hayatı ile bilinse de, şehrin birbirinden güzel tarihi yerleri ve görkemli kiliseleri ile kültür gezileri için idealdir. Kiev, Mağaralar Manastırı ve Aziz Sofya Katedrali gibi UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan birçok yapıya ev sahipliği yapar. Bunların yanında, şehirde birden fazla müze bulunur. Ayrıca ünlü Kukla Tiyatrosu gibi tiyatrolarda eğlenceli dakikalar geçirmek de mümkün.
Slavske, ülkenin en iyi kayak merkezi olarak bilinir. Kayak yapmayı seviyorsanız, Slavske tam size göre. Burada tatil sezonu genellikle Kasım ayından Mart ayına kadar sürer. Eğer Slavske'yi yaz aylarında ziyaret ederseniz, meyve ve mantar toplayabilir, at binebilir, doğa yürüyüşüne çıkabilir ya da balık tutabilirsiniz.
Dinyeper Nehri kıyısındaki Zaporijya, şehrin ortasında yer alan ana Khortytsia Adası ile tanınır. Ada aslında bir milli parktır ve engebeli bir araziye sahiptir. Adada plajlarda güneşlenebilir, yüzebilir ya da tekne gezintisine çıkabilirsiniz. Eğer biraz daha adanın tarihine odaklanmak isterseniz, ünlü silahların ve dönem rekonstrüksiyonlarının bulunduğu askeri müzeye gidebilirsiniz. Rock of the Fool (Aptalın Kayası) ve Pillar Island (Sütun Adası) da Zaporizhia çevresinde bulunan diğer küçük adalardır.
Vinnytsia şehrinin oldukça rahat bir havası ve muhteşem mimarisi ziyaretçilerin ağzını açık bırakıyor. Böyle tarihi bir şehre gitmişken Yerel Tarih Müzesi'ne uğramazsanız olmaz. Müzede 30.000 yıldan daha eski olduğu düşünülen bir mamut iskeleti bile var!
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Tarihi ve kültürel güzelliklere saygımız sonsuz ama bu memleketin hatunları da maşallah :)