Bu küçük Avrupa ülkesi, Romanya ve Ukrayna arasında bulunuyor. Dünya Savaşı'na kadar Romanya'nın bir parçası olan Moldova'da Sovyet döneminden kalma bir sürü tarihi yapı görebilirsiniz. Moldova, diğer ülkelere kıyasla daha az ziyaretçi alır, bu yüzden daha sakindir. Ancak daha az ziyaretçi alması, görmeye değer olmadığı anlamına gelmez. Biz Onedio olarak Moldova'da gezebileceğiniz en güzel 13 yeri sizin için derledik!
Kişinev, Moldova'nın başkenti ve en büyük şehridir. Kişinev'de çok sayıda geniş alan, park ve tarihi bina bulunmaktadır. Ayrıca şehirde bolca restoran, sanat galerisi, gece kulübü, kaplıca ve kumarhane de bulunuyor. Şehre uğrarsanız mutlaka Puşkin Parkı'nı ve İkinci Dünya Savaşı anıtındaki turuncu piramidi ziyaret etmelisiniz. Doğuş Katedrali'nde (İsa'nın Doğuşu Katedrali olarak da geçiyor) olağanüstü freskler görebilirsiniz. Aynı zamanda yerel sanatçıların tezgahlarına bir göz atmalısınız.
Old Orhei ya da Orheiul olarak da bilinir ve Kişinev'den bir saat uzaktadır. Eski Orhei, kültürel değere sahip arkeolojik bir komplekstir. Raut Nehri'ne bakan bu kompleksin içinde Dacia kabilelerine ait sur kalıntıları, mağaralar, harabeler ve manastırlar bulunuyor. Ayrıca Tatar ve Moğollara ait kalıntılar da mevcut. Kompleksin içinde bir de müze bulunmaktadır.
Kişinev'den 30 dakika uzaklıkta bulunan Cricova Şarap Mahzeni, dünyanın en büyük ikinci yer altı şaraphanesidir. Kesinlikle görülmeye değerdir. Şaraphanenin üstünde 120 kilometrelik yollar bulunuyor. Yer altında ise 15. yüzyılda yapılmış tüneller bulacaksınız. Burada şarap depoları ve yeraltı tadım odalarını rehber eşliğinde gezebilirsiniz. Mahzende 1.25 milyon şarap bulunuyor.
Tipova Manastırı, Dinyestr Nehri'nin kıyısındaki kayalardan oyulmuş 3 ana kompleksten oluşmaktadır. En eski kompleks, Feast of the Holy Cross Kilisesi'dir ve 11. yüzyılda yapılmıştır. Diğer iki kompleks, 14. yüzyılda yapılan Aziz Nicholas ve 16. yüzyılda yapılan Horodiste'dir. Kompleksin içinde aynı zamanda bir şelale de bulunuyor. Her mağaraya keşişlerin yaşaması için hücreler oyulmuş ve komplekste toplamda 700 keşiş yaşayabilir. Ancak günümüzde mağaralarda yaşayan keşişlerin sayısı 20'den az.
Bu manastır, Moldova'nın en güzel yapısı seçildi. Komplekste 5 kilise, 1 yemekhane, birkaç manastır ve keşiş hücreleri bulunuyor. Kompleksin en önemli parçası, 19. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiş Mother of God (Tanrının Annesi) Kilisesi'dir. Sovyet döneminde akıl hastanesi olarak kullanılan manastırın oldukça zengin bir tarihi var.
Saharna, gezmesi oldukça keyifli bir köydür. Holy Trinity Manastırı'nı mutlaka gezmelisiniz. Köyün nefes kesici doğal güzellikleri karşınızda ağzınız açık kalacak. Aynı zamanda Sahara'da Meryem Ana'ya ait olduğu düşünülen bir ayak izi vardır ve bir hac yeridir. Saharna Nehri'nin 22 şelalesi bulunuyor. Eğer Saharna'ya yolunuz düşerse, mutlaka bir doğa yürüyüşü yapmalısınız.
Dinyestr Nehri üzerinde bulunan Transdinyester kendi bağımsızlığını ilan etti, ancak resmi olarak hala Moldova'nın bir parçası. Buradaki yerliler 1992'de yaşanan iç savaş sırasında kendi bağımsızlıklarını kazandıklarını söylüyorlar. Transdinyester'in kensi para birimi, polis gücü ve sınırları var. Buraya gidince Sovyet döneminden kalma bir sürü yapı görebilirsiniz. Bu yapılara Lenin büstleri de dahil.
Bender, Transdinyester'e bağlı üç şehirden bir tanesi. İç savaştan kalma kurşun deliklerini binaların üstünde görebilirsiniz. Yerel halk oldukça cana yakın ve neşeli. Giderseniz 16. yüzyılda inşa edilen kaleyi mutlaka görmelisiniz.
Gagavuzya bölgesi, 3 kasaba ve 27 köyden oluşan bir arazi parçasıdır. Buradaki kültür ve miras büyük ölçüde Türkiye'den etkilenmiştir. Yerel halkın çoğu Hristiyan olsa da, buraya ilk yerleşen insanlar Müslümanlardı. Dinlerini değiştirirlerse bu bölgede kalabilecekleri söylenince çoğu Müslüman, Hristiyanlığa geçiş yaptı. Bölgenin tarihi ve yerel yaşam hakkında fikir sahibi olmak isterseniz Komrat Müzesi'ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Soroca, Dinyestr Nehri üzerindeki konumu nedeniyle Moldova tarihi boyunca büyük ve önemli bir rol oynamıştır. Savaş ve kuşatmalar sırasında stratejik konumu nedeniyle ülke, Soroca'dan savunulabilmiştir. 14. yüzyılda inşa edilmiştir.
Căpriana Manastırı, Moldova'nın en eski manastırlarından biridir. 15. yüzyılda inşa edilmiştir. Ülkedeki en büyük manastır kütüphanesine ev sahipliği yapıyor. Manastır, 1989 yılında ulusal diriliş sembolü olarak tekrar açılmıştır.
Kvint'te Avrupa'nın en iyi konyaklarından bir şişe satın alabilirsiniz. Tiraspol yerlileri, Kvint'i ulusal bir sembol olarak görüyorlar. Bu fabrikada yılda 10 milon litre içki üretiliyor. Eğer yolunuz düşerse, günlük tadım turuna katılmanızı tavsiye ederiz.
Țaul köyünde bulunan Țaul Parkı, ülkenin en büyük parkıdır. Parkın içinde 20. yüzyılın başında inşa edilen Pommer Malikanesi bulunuyor. Park, iki bölümden oluşuyor. Üst kısımda muhteşem çiçek tarlaları ve Pommer Malikanesi'ni görebilirsiniz. Parkın alt kısmı daha çok bir orman gibi. 150 çeşit ağaç ve çalı türüne ev sahipliği yapıyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...