Fransa ve İspanya'nın arasında bulunan Andorra, seyahat planlaması yapılırken sıkça göz ardı edilen küçük bir ülkedir. Ancak büyüklüğüne rağmen, muhteşem tepeleri sayesinde kış aylarında inanılmaz bir kayak deneyimi yaşayabilir, yaz aylarındaysa içinizi huzurla dolduracak doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz. Eğer bir gün Andorra'ya yolunuz düşerse mutlaka görmeniz gereken 15 yeri sizin için sıraladık!
Andorra'nın başkenti olan Andorra la Vella, turistler tarafından sıkça ziyaret edilen yerlerden bir tanesi. Deniz seviyesinden 1.029 metre yükseklikte olan şehir, dünyanın en yüksek başkentlerinden biridir. Şehrin ana caddesinde hediyelik eşya satan dükkandan lüks mağazalara kadar her şey bulunuyor. Cadde aynı zamanda birçok galeri, kafe, restoran ve otele sahip. Andorra la Vella'ya giderseniz şehrin idari kompleksinin çatısında yer alan Plaza del Poble'ye mutlaka uğramalısınız. Halka açık bu meydanda gezinti yapmak kadar huzur veren bir aktivite yok. Bunun yanında, ahşap işçiliği ile 12. yüzyıldan kalma Sant Esteve Kilisesi'ni de ziyaret etmenizi öneririz.
Casa de la Vall, Andorra la Vella'nin en gözde turistik yerlerinden bir tanesidir. 1580'de inşa edilen ve şimdi hükümet merkezi olan şehir, süslü arması ve eski yöneticilerden kalma diğer amblemleriyle dikkat çekiyor. Casa de la Vall'ın içinde, 16. yüzyıldan kalma duvar resimlerinin bulunduğu bir resepsiyon ve bir Konsey Odası (Sala de Sessions) bulunmaktadır. Burada, ülkenin yedi komününün anahtarları olan 'Yedi Anahtarın Dolabı' bulunuyor. Bu dolap aynı zamanda Charlemagne zamanından kalma belgeler de dahil olmak üzere ülkenin arşivlerini bulunduruyor.
Pireneler'de bulunan en popüler kayak merkezi olan Vallnord, kayak sevdalıları için mükemmel bir tesis. 2.625 metrelik bir zirveye sahip olan Vallnord, bünyesinde Arcalis, Pal ve Arinsal olmak üzere üç kayak merkezini bulunduruyor. Daha deneyimli kayakçılar için Arcalis ve Arinsal daha uygun olsa da, yeni başlayanlar Pal'da keyifli zaman geçirebilirler. Birinci sınıf kayak okullarının yanında paintball gibi aktivitelerin de bulunduğu Vallnord, aileler arasında oldukça popüler. Maceraperestler için helikopter kayağı ve kar bisikleti gibi aktiviteler de mevcuttur.
Devasa bir dağ bisikleti parkuru olan Bikepark sayesinde Vallnord için sıcak sezonlarda da oldukça yoğun geçiyor. Vallnord'da ekonomik hostellerden lüks otellere kadar bir sürü konaklama seçeneği sunuluyor.
Canillo köyünün biraz kuzeyinde bulunan, tam adıyla Església de Sant Joan de Caselles kilisesi, ülkenin en iyi Romanesk kiliselerinden biri olarak kabul edilir. 11. yüzyılda inşa edilen taş bina, zarif iç mekanı ve St. John and the Apocalypse retablosu sayesinde her sene yüzlerce ziyaretçiyi misafir ediyor. Ayrıca Romanesk İsa figürü de kesinlikle görülmeye değer.
Andorra la Vella'da bulunan Caldea, Avrupa'nın en büyük spa tesisidir. Caldea, 6.000 metrekareden fazla eğlence ve tedavi alanına sahiptir. Tesiste Hint ve Roma hamamları, şelaleler, sıcak mermer arduvazları ve havuzları da dahil olmak üzere birçok spa alanı bulunuyor. Bu tesiste şehrin termal kaynağından çıkan sular kullanılıyor. Hayatınızda en az bir kere Caldea'ya kesinlikle gitmelisiniz.
Casamanya Dağı'nın eteklerinde bulunan Ordino kasabası, sakin sokakları, şirin dükkanları, zarif ve eski kiliseleri ile ünlüdür. Casa d'Areny-Plandolit isimli tarihi yapı da bu kasabada bulunur. 1633'de inşa edilen bu yapı, 19. yüzyılın ortalarında Baron de Senaller tarafından restore edildi. Günümüzde halka açılan bu yapı, 1843'den kalma ferforje bir balkona sahiptir. Zemin katında kilerler ve bir demirci dükkanı bulurken, üst katta eski bir cephanelik bulunur. Bir yemek odası, bazı köklü ailelerin armalarının bulunduğu kütüphane ve Andorra milli marşının kopyasının sergilendiği müzik odası da yapının en çok dikkat çeken odalarından.
Hazır Ordino'dayken, Posta Müzesine (Museo postal de Andorra) de bir uğrayın deriz. Müzede ülkenin posta hizmetinin yıllar içindeki gelişimi görsel ve işitsel materyallerle anlatılıyor. Ayrıca pulların nasıl yapıldığı ile ilgili bir bölüm de müzenin içinde bulunuyor. Sayısı 50.000'i geçen Andorra pullarından oluşan koleksiyon insanı gerçekten etkiliyor. Sesli tur imkanı sayesinde müzeyi dünyanın her yerinden gelen ziyaretçiler rahatlıkla gezebiliyor.
La Cortinada, Andorra'nın en ilgi çeken köylerinden biridir. Çayırlar ve engebeli dağlarla çevrili köy, 12. yüzyıldan kalma Sant Martí de la Cortinada Kilisesi'ne (Església de Sant Martí de la Cortinada) ev sahipliği yapıyor. Ortaçağ'dan kalma kilise, Romanesk freskleri, kömür ocağı ve güvercinliği ile dikkatleri üzerine topluyor. Yapıya 17 ve 18. yüzyıllarda eklenen ferforje korkuluklar, ahşap sunak, zarif mobilyalar ve günah çıkarma alanı tarihsel zenginliğinin altını çiziyor.
La Cortinada dışındaki diğer bir köy ise El Serrat. Valira del Nord Vadisi'nden geçen yolun sonuna konuşlanmış bu dağ köyü, muhteşem bir konuma sahip. El Serrat, kuş gözlemcileri ve doğa yürüyüşü yapanlar arasında oldukça popülerdir.
Les Escaldes, Andorra la Vella'dan birkaç dakika uzaktadır. Kasaba, ismini etrafındaki kaplıcalardan alır. Kükürt ve nitrojen bakımından zengin olan kasabanın suları, 22 ila 66 derece arasındadır. Kasabadaki diğer ilgi çekici yerler arasında heykeltıraş Josep Viladomat'ın eserlerinin sergilendiği Viladomat Müzesi ve eski Capilla Sant Rom kalesinin kalıntıları bulunur. Monet, Matisse ve Gauguin gibi sanatçıların eserlerini sergileyen Thyssen Müzesi ve sanat eseri koleksiyonlarının sergilendiği Centro de Arte de Escaldes-Engordany de görülmeye değerdir.
Vadiye gittiğiniz zaman, Andorra la Vella'nın kuzeyinde bulunan Les Escaldes'ten başlayarak Sant Miquel Engolasters kilisesine giden dar ve dolambaçlı yol boyunca ilerleyin. Vadideki Engolasters Gölü balık tutmak için idealdir.
Yaklaşık 12.000 kişiye ev sahipliği yapan Encamp kasabası Andorra'nın en çok turist çeken şehirlerinden biridir. Şehrin yakınında bulunan Pic dels Pessons dağı, doğa yürüyüşü yapmak ve bisiklet sürmek için idealdir. Kış sezonunda Grau Roig ve Pas de la Casa yamaçları ülkenin en önemli kayak merkezlerinden biri haline geliyor. Aynı zamanda şehirde çok sayıda arabanın sergilendiği Ulusal Otomobil Müzesi de bulunuyor. Bu etkileyici koleksiyonun içinde 1885'den kalma buharlı makinelerin yanı sıra antika motosikletler ve bisikletler de var.
Andorra'dan İspanya'ya giden ana yol üzerinde bulunan Santa Coloma Kilisesi, ülkenin en eski kilisesidir. Andorra'da göreceğiniz diğer kiliselerden farklı olarak inşa edilmiştir. Üç aşamalı uzun kulesiyle dikkat çeken kilisenin tarihi 9. yüzyılda dayanıyor. Yapı, 12. yüzyıldan kalma 'Coloma Bakiresi' heykelini, Mozarabik freskleri ve yazıları da içinde barındırıyor. Kiliseyi gezmeyi bitirdikten sonra, Sant Vicenç d'Enclar kalesine gidebilirsiniz.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan vadi, ülkenin yaklaşık yüzde 10'unu kaplar. Andorra'nın kalbi olarak sayılan Madriu-Perafita-Claror, nesli tükenmekte olan hayvanların yaşadığı bir buzul vadisidir. Çayırları, sarp kayalıkları, sık ormanları ile muhteşem manzaralara sahiptir. Vadiye sadece yürüyüş yolları ile gidebilirsiniz. Yürüyüşünüz boyunca, insanların yüzyıllar önce yaşadığı yerleşkelerle karşılaşacaksınız.
Andorra'nın koruyucu azizi olan 'Meritxell Leydimiz' (Mare de Déu de Meritxell, ülkenin manevi rehberi olarak bilinir. Bunun yanında, her yıl 8 Eylül'de, Andorra Ulusal Bayramı ile aynı gün düzenlenen bir festivali bulunuyor.
Bu yapı, Merixtell Şapeli ile ilişkilidir ve kucağında İsa'yı tutan Meryem Ana heykeli ile temsil edilir. 12. yüzyılda yapılan orijinal heykel bir yangında tahrip olmuştur. Etkileyici kemerler bulunan avluya da mutlaka uğrayın. Bu kilise aynı zamanda önemli bir hac güzergahı olan Marian Rotası'nın bir parçasıdır.
Minyatür Müzesi (Museo de la Miniatura) Ordino'da zaman geçirmek için harika bir yoldur. Alanında en iyi olarak kabul edilen Ukraynalı sanatçı Nicolai Siadristy tarafından hazırlanmış eserleri görmek için mikroskoplara ihtiyacınız olacaktır. Altın ve platin gibi metallerin yanı sıra kağıt, ahşap ve pirinç tanelerinden yapılan koleksiyon, matruşkalardan dini figürlere kadar bir sürü şeyin minyatür halini içeriyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Andorra vize işlemleriyle uğraşmamakta o kadar haklı ki... Zaten adamlar İspanya ya da Fransa dan giriş alabilir, onun için de Schengen gerek. Aktarma ile uğraşmak da cabası. Içerikleri biraz daha mı özenli hazırlasak ya da gerekli bilimum detayları da mı versek? hani gereksiz heveslenen olur falan...
Oraya kadar gitmeye değmez abartılmış sadece
Cok da bisi yokmus, dag tas, degmez.