Arkeologlar, Vikinglerin, İskandinav mitolojisinde Ragnarök denen kıyametten kurtulmak için bir mağarada yaptığı eserin kalıntılarını keşfetti.
Arkeologlar, Vikinglerin, İskandinav mitolojisinde Ragnarök denen kıyametten kurtulmak için bir mağarada yaptığı eserin kalıntılarını keşfetti.
Independent Türkçe'den Uğurcan Yıldız'ın derlediği habere göre, Ragnarök hikayesinde Surtr adlı bir dev dünyayı yok etmek için çabalıyor. Bereket tanrısı Freyr ise bunu durdurmak için mücadele etse de ölüyor. Bunun ardından Surtr, Ragnarök savaşında zafere ulaşıyor ve dünyayı alevler yutuyor.
Vikinglerin 'Surtr mağarası' dediği yer yaklaşık 1100 yıl önce patlayan bir yanardağın yakınında.
Yapının içinde 120 metre boyunca koyun, keçi, sığır, at ve domuz gibi hayvanlara ait kemiklerin kurban etme niyetiyle yakıldığı tespit edildi. Bu davranışın, Ragnarök'ü durdurmak için sergilendiği düşünülüyor.
Zira araştırma ekibi, yanardağ patlamasının Vikinglerin hayatını kötü etkilediğini ve halkın büyük zorluklarla karşılaştığını kaydetti.
Öte yandan mağarada Ortadoğu'dan gelen eserler bulundu. Araştırma ekibini yöneten Brown Üniversitesi Haffenreffer Antropoloji Müzesi'nin müdür yardımcısı Kevin Smith 'Arkeologlar yapının çevresinde üçü Irak'tan gelen 63 boncuk keşfetti' dedi.
Ekip ayrıca, teknenin yakınında Türkiye'nin doğusundan gelen orpiment adlı bir mineralin kalıntılarını buldu. Bu mineral o dönemde eşyaları süslemek için kullanılıyordu. Ancak İskandinavya'da çok az örneği bulunuyor. Smith 'Onu bu mağaranın içinde bulmak bizi şoke etti' ifadelerini kullandı.
Söz konusu eserlerin İzlanda'ya ticari faaliyetle sonucunda geldiği düşünülüyor. Araştırma ekibinin aklında, bunların mağaraya neden bırakıldığı konusundaysa iki ihtimal var.
Bunlardan biri, Vikinglerin Surtr'u sakinleştirmek için eşyaları koyması. Zira bunu yaparak korkutucu devin dünyayı yok etmekten vazgeçeceğinin düşünülebileceği belirtildi.
Diğer ihtimalse eserlerin Surtr'la savaşan bereket tanrısı Freyr'i güçlendirmek için yerleştirilmesi. Smith, bulunan hayvan kemiklerinin de bu fikri desteklediğini kaydetti.
Araştırma hakemli bilim dergisi Journal of Archaeological Science'ta yayımlandı.