Oyunun asıl amacını gerçekleştiremeyen ya da oyunu tamamen bitirdiği için heyecanını yitiren ve yeni arayışlara girenlerden anılarla verdiği görevlerin dışına taşılan 19 oyun:
Oyunun asıl amacını gerçekleştiremeyen ya da oyunu tamamen bitirdiği için heyecanını yitiren ve yeni arayışlara girenlerden anılarla verdiği görevlerin dışına taşılan 19 oyun:
Mafia 2'de, arabayı denize karşı çekip, manzaraya karşı, radyodaki 1940'lı yılların parçalarıyla ve martı sesleriyle beraber alkol almışlığım vardı evde.
Football Manager'da sezonun ilk yarısı takımımdan kovulunca bir daha başka takıma gitmedim. Gururuma yediremedim yani alt sıralardan gelen tüm teklifleri reddettim. Bildiğin oyunda Rıdvan Dilmen gibi takıldım iki yıl. Space tuşuna basa basa zaman geçiyordum. Güzel bulduğum bazı maç sonraları ise yorum yapıyordum. Çok eğlenmiştim açıkçası. Kültablasına da Güntekin diyordum.
Colin McRae'de Fiat 131'i seçerek köylerden/tarlalardan geçen bir güzergah belirleyip arka planda 'yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar' türküsünü çalıp yolda tıngır tıngır giderdim.
SimCity'de kurduğum tüm şehirlerin altında yatan temel motivasyonum 'ulan ne güzel yakarım şimdi şimdi bu şehri' düşüncesiydi. Muhteşem şehirler yaptıktan sonra tornado gönderiyor, volkan patlatıyor, 8.4 şiddetinde zelzeleler yaratıp göktaşları yağdırıyordum. Bir müddet sonra oyunun verdiği hisle Allah'a şirk koştuğumu fark ettim. Ben de o vakit oyunu bıraktım.
Süper Mario'da amacı dışına çıkmayı bırak tamamen amaçsızlık üzerine oynuyordum bazen. Mario tam kalenin önünde bayrak direğini indirmek için zıplarken direği aşıyordum. Sonra ise sonsuz bir yol ve sonsuzluğa koşan bir Mario. Kim bilir belki de her seferinde yanlış kaleye denk gelmekten bıkmış olan Mario'nun hayata karşı naif bir isyanıydı bu. Mantar kafalar yok, boru yok, boşluk yok, çekiç atan kaplumbağalar yok, kale yok. Prenses zaten hiç olmadı... Adamsın Mario.
GTA oynarken bir taksi çaldığımda taksicilik yapabildiğimi fark ettikten sonra bütün o karanlık işleri bırakıp taksicilik yapmaya başlamıştım. Bildiğin oyunu her açtığımda Bismillah diyerek garajımdan taksimi çıkarıp ekmek paramı helal yollardan kazanıyordum. Bir de arabanın arka camına Osmanlı tuğrası yapıştırabilseydim tam olacaktı.
Tomb Raider ilk çıktığı zaman Lara Croft'un apış arasını görebilmek için sağlı sollu manevralarla monitör başında saatlerini harcadığını bilirim. Oyundan değil insanlıktan çıkmıştım.
Age of Empires 2'de ağaçları kesip yerine market yapmaya çalışmış üstüne askerler ile köylülere müdahale ederek ufak bir Türkiye simülasyonu yaratmıştım.
Counter Strike'ta tabancaları keleşleri çekip havaya ateş ederek aşiret düğünü ortamı yaratırdık.
Counter Strike'ta birer metre arayla 5 oyuncu çömelir, biri de sırayla diğerlerinin üzerinden zıplar ve bitince kendi çömelirdi. Bildiğin birdirbir işte.
Counter Strike'ta saklambaç oynardım. Evet bunu yaptım zamanında ve pişman değilim.
Girdim oyuna, internet üzerinden başladım yarışa, daha ilk virajda herkesi kesip biçen bir araç... Herkes küfrü bastı tabi ki. Yarış bitti baktım kazaya sebebiyet veren adam bir Türk. Niye yaptın dedim 'Önümdeki arabada Yunan bayrağı vardı' cevabını aldım. Oyunun amacından çıkma tam olarak budur.
Assasin's Creed'de ilerlemeyi bırakıp at koştururdum. Oyunu 10 saat oynadıysam 5 saatinde ata binmişimdir. O kadar zevkli ki lan.
Hard Truck 2'yi açtıktan sonra arabesk parçaları ayarlar, bakkaldan bir koşu uzun Marlboro alıp beyaz atlet giyer ve marşa basıp Yallah şoför yallah ve uzun Marlboro eşliğinde ver elini Detroit ver elini Chicago gezerdim.
Gta San Andreas'da CJ'i striptiz kulübune sokup, striptizci hatunları izleyip 31 çekerdim.
Unreal Tournament'ta, ekran görüntüsü alarak hatıra fotoğrafı çektirmeye kalkışırdım. Elde bazukalar filan tam da askerlik fotosuna benzerdi.
Assassin's Creed Revelations oynarken çatı çıkıntısında shifte basıp geçmiş İstanbul manzarasına bakıp sigara içerdim. Sana bir çatıdan baktım aziz İstanbul...
Dust adındaki kovboy oyununda ilk bölümü bitirdikten sonra elinizde 5 dolarla bir salona girip, oraya biraz para kazanın diye konmuş olan poker ve blackjack oyunlarına kaptırıp 15 gün boyunca oyuna dijital kumarhane muamelesi yapmıştım. Windows 95 zamanında çıkan oyunu Xp'de bitirmiştim.
Call of Duty Ghost oynarken ormanda geçen bölümde macerayı bırakıp ormanın içindeki bitki, börtü böcek familyasını incelerdim.
S.T.A.L.K.E.R. Shadow of Chernobyl oynarken gece bir kulübeye sığınıp vodka içerek sabahı beklemiş düşmanlarımla savaşan dostlarıma yardım etmeyerek savaşı uzaktan izlemiştim.
Oyunda saatlerdir haritadan etrafı tarıyor, sürekli UAV'nin dolmasını bekliyor, uydu alıcılarıma tamirciler gönderiyor ve düşmanın başına acımasız bir şekilde bomba yağdırıp, ekiplere sürekli emir veriyorken ''Acaba halamlar gittiler mi?'' diye kendi kendime sorduktan sonra haritayı açıp taradıktan sonra tamamen bilinçsizce düşman arazisini izlerken çıkan ve düşmanı simgeleyen kırmızı noktaları görüp ''haa gitmemişler daha..'' deyip oyuna devam etmiştim.