1986'da başlayıp 2010'a kadar farklı TV kanallarında yer bulan ve hepimizin aklına kazınan eğlence programıdır. Aslında bir eğlence programı olmaktan da fazlasıdır. Mizahın, en kuvvetli eleştiri aracı olduğunun bilincinde olan oyuncu ve senaryo ekibi günlük dertlere ve siyasal atmosferde olanlara kayıtsız değildir. Aramızdan ayrılmış olan Levent Kırca ve daha nice güldürü ustasını saygıyla anıyoruz.
Ayakta bile duramayacak haldeki sarhoş direksiyonda uyur ya da bir yerlerde kaybolur ve haliyle nerede olduğunu bilemez. Çoğu insan tarafından, komedi tarihimizin gelmiş geçmiş en iyi sarhoş taklidi olarak kabul edilir.
Efemine bir sanatçı olan Bestami'nin şarkı söylerken takındığı tavır ve mimiklerinin yanı sıra keman çaldığı üç beş saniye dışında her an bir şeyler yiyen İsmail Hakkı Bey de gülüşüyle hatırlanır.
Yanık türküler söyleyen ve 'Aney, aney' diye bağırmasıyla hatırladığımız Küçük Hüsam, ünlü olmanın peşindedir.
Hırsızlığı karnın doyurmak için yapan ikili, halkın fakirleşmesinden dem vurur. Hırsızlık için girilen evde hırsızlar soyulur.
Fatih Terim'in soyunma odasında yaptığı maç öncesi konuşmaları ve Terim'in kendine has tavrı ve egosunu işler.
Tansu-Özer Çiller'in jet ski muhabbetlerini komik bir şekilde anlatan skeçtir. RTÜK yasaklarını ustaca delmesiyle hatırlanır.
Adamın karısının kapıyı açmasından sonra aralarında geçen absürd diyaloglardan oluşur. Kadının 'Ne koydun lan kafana?' sorusu zihinlerimizde tazeliğini hala korumaktadır.
Ortama geldiklerin insanlar 'Ben bir şey yapmadım.' der. Onlar da başlarlar marş söylemeye. Solisti oynayan Levent Kırca'nın şapkası yerinde durmaz.
Köyden hastaneye, yakınlarını ziyarete gelen bir aileyi konu alır. Önce kendi hastalarının hakkından gelirler, sonra da diğer hastaları yataklarında eziyetlere gark ederler.
Saçma sapan şakalar yapan bir aşçı ve yancılarının absürd yemek yapma hikayelerini konu alır. Sabahattin Usta'nın yancılar solda sağa; Özer Usta, Yusuf Yusuf Usta, Mevlüt Usta'dır.
Memurlara yapılan zam açıklaması için gelen Bakan sürekli zam kelimesini vurgular. 'Hay zamınıza' ve 'zamcık' gibi çok tartışmalara yol açan göndermeler bulunur.
Türk Sanat Müziği topluluğunda yer alan bir sanatçı daha fazla görünmek ister. Yaptıkları işe yaramayınca ortaya çıkar ve 'Ben solo okuyacağım!' diye bağırarak başlar şarkı söylemeye ve ortamda çığlıklar yükselir.
12 Eylül'ü ağır bir şekilde hicveden reklam arası bölümdür.
Filmlerde rol icabı her zaman kötü rolde oynayan oyuncuyu her gören tanır ancak yüzüne tükürmekten de geri durmaz. Filmleri gerçek sanan halkın yaptıkları epey canını sıkar.
Haftanın Konukları bölümünün unutulmazlarından biri de Bülent Ecevit'tir. Rahşan Ecevit ile fikir alışverişinde bulunması abartılmış ve Ecevit ti'ye alınmıştır.
Muhabir Hamit Elsabah ve kameraman Cevat Kelle'nin aksiyon dolu haber hikayelerini anlatır. Cevt Kelle, her durum için hazırlıklı olarak onlarca şey taşır.
Hikayede anlatıldığı gibi herkesin bir suçu olduğunu düşünenlerin en sonunda kendilerine sıra gelmesini anlatır. Devrimciler, gazeteciler, sendikacılar götürülür. En son olarak da sıra Recep Tayyip Erdoğan'a gelir.
Günümüzde yapılırsa, yapımda ve yayında emeği geçen herkesin müebbet yiyeceği programdı olacak o kadar. Keşke şu anda da böyle gündemi, hükümeti rahatça eleştirebilen ve kara mizah yapabilen programlar olsaydı
Ne güzeldin sen ve programın Levent Kırca 😢
Valla helal olsun ya adama cok guzel karakterler - BKM otursun aglasın