Vefasız Dünya Tarafından İsimleri Unutulmuş 10 Büyük Şahsiyet

10. Joseph Rosenthal

1899 yılında İkinci Boer Savaşı patlak verdiğinde, gazeteciler de Britanya Ordusu ile birlikte Güney Afrika'ya gittiler. İçlerinden biri, Joseph Rosenthal, yeni nesil bir gazeteciliğin öncülüğünü yapacaktı. Elindeki kamerasıyla savaşın en ateşli noktalarına giden ve görüntüler çeken Joseph Rosenthal, savaş gazeteciliğinde bir çığır açtı. Çektiği görüntüler, o zamanlar plazma televizyonlar olmadığı için, sinema salonlarında yayınlandı. Binlerce insan onun sayesinde savaşın gerçekten ne olduğunu birinci elden görme fırsatı buldu. Zamanında çok övülen, yere göğe konulamayan Rosenthal'in ise ismi ne yazık ki unutuldu, muhtemelen çoğu savaş muhabiri bile kendisini bilmiyordur. Çünkü, vefasız dünya.

9. Agathon

Platon'un ünlü 'Şölen' isimli eserinde kendisine yer verdiği, Aristo'nun 'bütün diğer Yunan tiyatro yazarları başkalarının karakterlerini ödünç alırken kendi karakterlerini yarattığı için' övgüyle bahsettiği, zamanında el üstünde tutulan, Elvis gibi seksi bir insan da olsanız zaman çok acımasız, bir kaç bin yılcık sonra kimse sizi hatırlamayabiliyor. Antik Yunan'da Agathon yazdığı büyük trajediler ile döneminin hem en iyi yazarlarından biriydi hem de yaptığı düzenlemelerle modern müzikallerin ilk örneklerini vermişti. Ne yazık ki geçen zaman onun eserlerini yok etti. Bütün eserlerinden bugüne sadece 40 satır kaldı (günümüz bazı pop müzik yazarlarının standardına göre ciddi bir repertuar). Bu kadarcık yazıyla da daha fazla hatırlanmak ne yazık ki mümkün değil. Günün dersi: eğer bir gün büyük bir eser yazacaksanız bir de taş tablete yazın, yok olması daha zor oluyor.

8. Artemisia Gentileschi

Ünlü sanat eleştirmeni Brian Sewell birkaç sene önce 'dünya tarihinde büyük bir kadın sanatçı yoktur' dediğinde sadece IŞİD Halifesi El Bağdadi'yi mutlu etmedi, geniş sanat camiasının ne kadar unutkan olduğunu da gösterdi. Herkesin aklına tek kaşlı güzel Frida Kahlo gelebilir ama örneğin Artemisia Gentileschi, Rönesans İtalya'sında realizm akımının en önemli temsilcilerinden biriydi. Bilinen bir feminist olduğu için dönemdaşı erkekler tarafından sevilmeyen ve yapıtlarının başkaları tarafından yapıldığı iddia edilen Gentileschi bu dedikodular yüzünden yüzlerce yıl unutuldu ve 1970'li yıllarda akademisyenler yaptıkları çalışmalarla Artemisia Gentileschi'nin sanatta yaptığı büyük devrimi ortaya çıkarmasalardı, sonsuza kadar da öyle kalacaktı. Gıybet işte böyle kötü bir şey.

7. Louis Le Prince

Prince deyince aklımıza ilk, Michael Jacksonesk halleriyle meşhur, 'cream' şarkısıyla hafızalara kazınan ve bir ara adını sembolle değiştiren şahsiyet geliyor. Halbuki bütün Prince'lerin en meşhuru olması gereken kişi Louis Le Prince'ti. Kendisi olmasa biz yine olurduk amma sinema nedir bilemezdik arkadaş. Amerika'da panaroma slideshowların ne kadar meşhur olduğunu gören Le Prince, 1886 yılında hareketli resimler konusunda epey fikir geliştirdi. İngiltere'ye döndükten sonra hemen çalışmaya başladı. 1888 yılında ilk prototip kamerasını yaptı. 1890 yılında Amerika ve İngiltere'de kamerasının patentini alarak artık icadını ortaya çıkartmaya hazırdı. Ancak anlaşılmaz bir şey oldu, Eylül ayında Paris'e giden bir trene binen Le Prince birden bire yok oldu. Ölü ya da diri kendisinden geriye hiçbir iz bulunamadı. Le Prince ortaya çıkmadığı için Edison ve Lumieres patent haklarını ihlal ederek kendi çalışmalarını yaptılar ve tarih kitaplarına girdiler. Prince ise yaptığı bu büyük icada rağmen unutulanlar kervanına katıldı.

6. Willis Richardson

1923'ten önce Afrika kökenli bir Amerikalının Broadway'de sahnelenecek bir oyun yazması fikri, Antartikadaki buzları hohlayarak eritmeye çalışmak kadar komikti. William Richardson da küresel ısınma gibi bir etkiyle, ancak şakası yapılan bir olayı gerçeğe dönüştürdü.

Kırılgan Kadının Talihi isimli eseri bestseller olmuştu. New York Times'ın nemrut eleştirmenleri bile övmeye doyamıyordu. Kırılgan Kadın gişeden çekilir çekilmez, Richardson sadece Afrika kökenli Amerikalılardan oluşan grupların oynayabileceği yeni oyunlar yazmaya koyuldu. Siyah dramasına mesafeli olan tiyatrolar bile bu oyunları büyük bir sevinçle oynattılar. 1977 yılında vefat ettiğinde Richardson arkasında 40 büyük eser bıraktı. Ne yazık ki tiyatro alanında kültürel değişime öncülük eden bu büyük insanın eserleri daha sonra unutuldu, kendisinin yaptığı büyük değişim de yeteri kadar takdir edilmedi (yine de ismini aratınca ilk çıkanın adına yazılmış wikipedia linki olması da bir şey, Allah hepimize bunu nasip etsin).

5. Onomacritus

Antik Yunan tarihinin en büyük şairi kimdir diye sokakta sorsanız alacağınız cevap bellidir: 'Ne bileyim!' 

Hatta Taksim meydanında bir mikrofon tutsak Akhisar Belediyespor'un yetenekli forveti Teofanis Gekas'ın bile adı geçecek, bu işi biraz bilenler ise Homeros diyecektir. Ama Homeros'a sorsak Onomacritus derdi. En azından demeye çalışırdı, çünkü öyle tek seferde söylenemesin, arkadaşları dalga geçsin diye koymuş annesi bu ismi. 

Ağaçları ve kayaları bile dans ettirdiği söylenen Orpheus bir mit karakteri olarak biliniyordu. Ancak ortaya çıkan Orpheus'a ait şiirler bu mit karakterinin gerçek olduğuna işaret ettiler. Daha sonra yapılan araştırmalar gösterdi ki bu şiirler esasında Orpheus'a ait değildi. Aristo'ya göre bu şiirlerin ilhamını Orpheus vermiş olabilirdi ama şiirlerin yazarı Onomacritus'tu. Her ne kadar adı unutulsa da bütün batı edebiyatına bu tarihe kadar yapılmış en büyük katkılardan birinin altında bu yüzden Onomacritus'un imzası var. 

Eğer sokakta dolaşırken delinin teki gelip size Antik Yunan'ın en büyük şairini sorarsa, bu yüzden dramatik bir es verip 'Onomacritus' diyebilirsiniz. Yüzlerindeki şaşkınlığa iyi bakın, işte o ifade Onedio okumamanın zararı.

4. Koslu Apelles

Mantegna, Boticelli ve Rembrandt'ı etkileyen, eserleriyle Rönesans sanatçılarının dehasını fişekleyen, normalde Michalengelo, Caravaggio ve Da Vinci ile birlikte adı anılması gereken bir kişi varsa o da kesinlikle Bedri Baykam'dır. Namı diğer, Koslu Apelles.

Bodrum'un karşısındaki bu güzel adada doğan Apelles, öyle zarif ve güzel resimler yaptı ki, onun resimlerinden etkilenen Yaşlı Pliny 'doğa tarihi' isimli eserinde tam 2 sayfayı onun eserlerinin reprodüksiyonlarına ayırdı.

Talihsizlik o ki, bütün o güzelim eserler Antik Yunan'ın diğer eserleri gibi toza karıştı. Ancak onun çalışmalarından arta kalanlardan etkilenen sanatçılar sayesinde bugün bir kısmı yaşıyor. Resim alanında insanlığın devasa adımlar atmasını sağlayan bu dehanın her ne kadar adı bugün neredeyse unutulmuş olsa da, yarın öbürgün bir sergide Rembrandt'ın bir eserini görürseniz Apelles'i hatırlayabilir, onun çağlar sonra gelen öğrencisine tebessüm ederek selamınızı verebilirsiniz.

3. İbn Battuta

Tamam, adı tamamen unutulmadı ama hakkını verdiğimizi söylemek de güç. 14. yüzyılda doğan Battuta kendisinden önce hiçbir insanın gitmediği kadar büyük bir mesafe kat etti. Tam 120 bin kilometre seyahat eden Battuta, gittiği yerlerdeki insanları, yaşam şekillerini, önemli yerleri ve politik gelişmeleri de kayıt altına aldı. 

Hala daha yazılmış en büyük seyahatnamelerden biri olan eseri tam bir başyapıt olmasının yanı sıra, dönemdaşı Marko Polo'ya göre de çok daha ciddiye alınacak bir eserdi. Örneğin Marko Polo eserlerinde unicornlarla karşılaştığını iddia ederken, Battuta iki binin üstünde insanla yaptığı tartışmaları ve görüşmelere yer veriyordu. Elbette Marko Polo'nun eserlerinden daha az meşhur oldu ve daha az okundu. Bir şeyin içinde ejderha olsun, unicorn olsun, bayılıyoruz insanlık olarak. Fantezilere gerçeklerden açız.

2. Callimachus

İskenderiye ekolünden Callimachus etrafındaki herkesi etkileyen bir üstaddı. Dönemin Turgut Uyar'ı, Edip Cansever'i gibiydi. Abdülkadir Selvi Yeni Şafak için neyse, ben bu onedio yazısı için neysem, siz birazdan yazacağınız negatif yorum için neyseniz, Callimachus da antik edebiyat için oydu. 

Eğer o olmasa Ovid asla eserlerini yazamazdı, Catallus kendisine karşı kompleksle karışık bir korku duyuyor, Homer ise ondan, Melih Gökçek'in seçim döneminde yaptığı proje vaatlerinden daha fazla alıntı yapıyordu. Ancak buna rağmen modern çağ başlamadan önce eserlerinin büyük kısmı toza toprağa karıştı. Bugün sadece onun yazdığı 9 ilahiye sahibiz. Sadece bu ilahilerle bile onun tarihin en büyük ikinci şairi olduğunu söyleyebiliyoruz.

1. Aydınlı Hecatius

Tarihin babasının Heredot olduğunu söylerler. Tam olarak doğru değil. Heredot'un da bir hocası vardı. Aydınlı Hecatius. Coğrafya, etnografya ve tarih alanında önemli çalışmalar yaptı. Livy ve Halikarnaslı Dionysius onun çalışmalarından etkilendi. Hatta Heredot'un kendisinin bazı çalışmalarını intihal ettiği de ifade ediliyor. Döneminin Halil İnalcık'ı olan, tarihçilerin babası Hecatius ise şans bu ya, tarihçiler tarafından bile yeteri kadar anılmadı. Ne yazık ki bugün eserlerinin büyük kısmı kayıp olduğu için kendisinin çalışmalarının ne derece önemli olduğunu tam anlamlıyla kestiremiyoruz ama eğer söylenenler doğruysa, şu anda ismini ezberlememiz gerekir.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
İş Kadını Olan Eski Eşinden Aldığı Nafakayla Düğün Yapan Damat, Düğünden Sonra Nafaka İstemeye Devam Etti
Meteoroloji 49 Kente Fırtına Uyarısı Verince Hava Forum 58 Kilo ve Altında Olanları Tiye Aldı