Kara ve hava yolu seyahati popüler olsa da nostalji arayanlar, yolculuk boyunca manzarayı seyretmeyi tercih edenler ve elbette daha ekonomik bir seçenek arayanlar için tren yolculuğu ideal bir seçenek oluyor. Eğer siz de bu nostaljik deneyimin başladığı en etkileyici tren istasyonlarını keşfetmek isterseniz, beraber bu listeyi beraber inceleyelim.
Madrid’de bulunan Atocha Tren İstasyonu 8 Şubat 1851 yılından bu yana işleyen bir demir yolu hattına sahip. Burası Madrid tarihinde görülen ilk tren istasyonu olma özelliği taşıyor. 1892 ve 2044 yıllarından istenmeyen felaketler yaşayan tren istasyonu Cordoba, Barselona, Toledo ve Sevilla’ya seferler düzenliyor. Ama bu tren istasyonunu özel yapan garın için adeta tropikal bir ormanı andırması.
Çin Halk Cumhuriyeti Tibet Özerk Bölgesinde bulunan Tanggula Tren İstasyonudeniz seviyesinden 5 kilometre kadarcık yüksekte. Gökyüzüne yolculuk yapıyormuş gibi hissettire istasyondan Şangay ile Tibet arası bilet alırsanız sizi 21 saatlik bir yolculuk ve 2 bin km bekliyor. Her gün başka rotaya gidebileceğiz Tanggula Tren İstasyonu farklı bir deneyim olabilir.
1919 yılında hizmete açılan bina mimari özellikleri ile ironik bir yapı aslında. Kubbe şeklinde girişi ve girişin iki yanında ellerinde ışıklı küreler tutan asker heykelleri bulunmakta. Stockholm, Londra ve Oslo’dan bu tren istasyonunu görmeye gelenler bulunuyor. Aktif olarak yolculuk yapamasanız bile BBC’nin güzelliği ile en güzel tren istasyonları listesinde bulunan bu yapıyı ziyaret edebilirsiniz.
Antwerpen ya da Anvers olarak da bilinen Antwerp Tren İstasyonu Belçika’nın ortasında adeta bir “saray”… 1895 - 1905 yılları arasında yapılan bu sarayımsı istasyon hacmi bakımından ilk on içerisinde bulunuyor. Gece ayrı gündüz ayrı güzel olan bu ihtişamlı tren istasyona Brüksel’den 45 dakikalık tren yolculuğu sonunda ulaşabilirsiniz.
Dünyanın en kalabalık ülkesi olunca tren istasyonunun küçük olması elbette imkansız. Durum böyle olunca Chhatrapati Shivaji Tren İstasyonu’da bir o kadar kalabalık! 004 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası korumasında olan bu taşıma merkezi için günde 1250 kadar tren seferi yapıyor, yaklaşık üç milyon yolcu taşıyor ve istasyonda18 farklı platform bulunuyor. Tren istasyonu gündüz sönük gelebilir ama gece görüntüsü oldukça fantastik.
Japonya’nın geleneksel ile yenilikçi bakış açısını harmanladığı bir yapı Kanazawa Tren İstasyonu… başkent Tokyo’ya 2 saatlik uzaklıkta bulunan istasyonun olduğu yer aynı zamanda İşikawa Vilayeti’nin de yönetim merkezi, durum böyle olunca kalabalık bir yolcu kitlesi kaçınılmaz oluyor.
Almeida Garret Meydanında bulunan Sao Bento Tren İstasyonunun en büyük özelliği istasyonun iç yüzeyi büyük ölçüde “azulejo” adı verilen özel seramiklerle kaplı olması. 20 bin seramiğin olduğu tahmin edilen duvarlarda şehrin ve ülkenin nasıl geliştiği tasvir ediliyor.
“Dünyanın en iyisi” olarak karşımıza çıkan Maputo Tren İstasyonu yıllar boyunca sömürgeciğe karşı dik duruşu, bağımsızlık savaşının izleri, efsanevi pazar yerleri ve sahil kenarında olmasıyla neden dünyanın en iyileri arasında olduğunun açık kanıtı. ‘Blood Diamond’ filmini izleyenler bu tren istasyonunu hatırlayabilir.
Sıradaki tren istasyonumuz güzelliği ile değil yükseliği ile ünlü aslında. Avrupa’nın en yüksek tren istasyonu İsviçre Jungfraujoch Tren İstasyonu. Interlaken’e yakın konumuyla dikkat çeken istasyon; deniz seviyesinden tam 3500 metre yükseklikte bulunması sizi korkutmasın, karla kaplı Alp Dağları’nda ve eteklerini izlerken bu korku geçecektir. Tabii en yüksek tren istasyonu olunca fiyatlar da yüksek bilginize.
Bu modern tren istasyonun 2006 yılında Dünya Kupasını yetiştirilmesi hedeflenerek inşaası tamamlandı. Adeta bir alışveriş merkezi gibi görünen Berlin Hauptbahnhof 14 perondan oluşuyor.
Stratejik bir konuma sahip olunca Belçika’nın Liége-Guillemins Tren İstasyonu da özellikle fransa ve Almanya’da yaşayanlar için çok tercih ediliyor. Mimari tasarımı ile oldukça beğenilen istasyon cam ve çeliğin bir araya geldiği bir doku adeta…
1925 yılından beridir ABD’nin en güzel tren istasyonlarından olan Chicago Union Tren İstasyonu sadece bir istasyon değil aynı zamanda yemek yiyebilir, mağazaları gezebilirsiniz. Adeta bir film platosunu andıran tren istasyonu 01:00 - 05:00 saatleri arasında kapalı.
1868 yılında inşaa edilen bina Neogotik mimarinin de en güzel örneklerinden biri… Pancras Tren İstasyonu için yerli halk “demir yollarının katedrali” söyleminin boşa olmadığını anlıyoruz. Victoria döneminden kalan bu güzel binada bulunan istasyon Paris, Brüksel, Lyon, Rotterdam ve Amsterdam gibi Avrupa şehirlerine; Cambridge, Nottingham ve Brighton’a seferleri bulunuyor.
Paris Tren İstasyonu olarak bilinen ama gerçekte adı Gare du Nord adeta Fransa’nın kalbi çünkü bu tren istasyonundan istediğiniz bölgeye kolayca gidebiliyorsunuz. Yıllık yolcu kapasitesi ile şaşırtan Gare du Nord’un kapısından yaklaşık olarak yılda 200 milyon insanın geçtiği tahmin ediliyor.
Listemizde en eski tren istasyonunda sıra… Yaroslavl Tren İstasyonu Rus tarihi boyunca yaşanan birçok olaya tanıklık etmiş bir bina. Haberleşme ve ulaşım bakımından da öneme sahip olan tren istasyonundan sadece Rusya değil çevresinde bulunan yerlere de gidebilirsiniz.
1910 yılında yapılmış bu şatafatlı bina mimar olan Hubbock tarafından tasarlanmış. Bölgenin sıcağının etkilemediği istasyon şehir içinde yolculuk etmek için oldukça uygun.
Avusturalya’nın en işler yerinden biri olan Southern Cross Tren İstasyonundayız. Nicholas Grimshaw mimari zekasının ürünü olan binanın çatısı bir dalgayı andırıyor. Görselliğinin yanı sıra ışıklandırması, havalandırması ve fütüristik yapısıyla oldukça başarılı bir tren istasyonu.
İstanbul Fatih’de bulunan Sirkeci Tren İstasyonu ilk olarak 1890 yılında hizmet vermeye başladı. Günümüzde sayısız İstanbul’da bulunan tarihi yapılardan sadece biri. Hem Osmanlı hem de Fransa mimarisine ait dokunuşlarını görebileceğiniz istasyon sadece iç cephesi ile ilgi çekici… Yeşilçam fimlerinde kavuşmaların ve ayrılıkların popüler noktası olan Sirkeci Tren İstasyonu içinde demiryolu müzesi de barındırıyor.
Hazır ironik yapılardan bahsetmişken tabii ki Haydarpaşa’dan bahsetmemek olmaz. “Seni yenicem İstanbul!” repliğinin binlerce kez tekrar edildiği yer olan Haydarpaşa Osmanlı Devletinin son dönemlerinde Bağdat ile İstanbul arasındaki ilk bağlantısı olan bir istasyon aslında daha fazlası… Avrupai katedralleri andıran görünüşünde 2 Alman mimarın imzası bulunuyor.