Ve AB Türkiye İlerleme Raporu Açıklandı

Avrupa Komisyonu, Türkiye ile ilgili yıllık İlerleme Raporu'nu yaklaşık 1 aylık bir gecikmenin ardından yayımladı. Rapor, özellikle insan hakları ve demokrasi alanında sert eleştiriler içeriyor.

BBC Türkçe'nin verdiği bilgiye göre, Avrupa Birliği'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu raporunda, PKK’ya karşı kapsamlı bir askeri operasyon başlatıldığını, Kürt Sorunu'nda çözüm sürecinin durma noktasına geldiğini vurguladı.

Raporda, 'Barış görüşmelerinin yeniden başlaması gereklidir' ifadesi yer aldı.

Türkiye’ye yönelik yıllık İlerleme Raporu’nda Ankara’ya insan hakları, demokrasi ve yargı bağımsızlığı konusunda eleştiriler getirildi.

Göçmen krizi ve 1 Kasım seçimleri nedeniyle ertelenen raporda, Türkiye'de son yıllarda arka arkaya yapılan seçimler ve siyasi bölünmeler nedeniyle reformların yavaşladığı kaydedildi.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde Temmuz'dan bu yana artan şiddetin insan hakları konusunda ciddi endişeler yarattığı görüşü de raporda yer aldı. 'İfade özgürlüğünde birkaç yıllık ilerlemeden sonra bu alanda son iki yılda önemli bir gerileme görüldü' deniyor.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

'Yeni internet yasası Avrupa'nın çok gerisinde'

Türkiye'deki yeni internet yasasının Avrupa standartlarının çok gerisinde olduğuna da dikkat çekiliyor.

Sığınmacılara destek

Türkiye'nin Irak ve Suriye'de gelen sığınmacılar için ''benzeri görülmemiş'' bir destek verdiği kaydedilen raporda, sığınmacı krizinin çözümü için Türkiye-AB Ortak Eylem Planı'nın hazırlandığı dile getirildi.

'Gazeteciler üzerinde baskı arttı'

Raporla ilgili AP üyelerini bilgilendiren Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn, 'Geçtiğimiz yıl içinde yargı bağımsızlığının yanı sıra, toplanma hürriyeti ve ifade özgürlüğü alanlarında önemli eksikler görüldü; özellikle de gazeteciler üzerinde artan baskı ve korkutma eylemleri görüldü' değerlendirmesinde bulundu.

Temel hak ve hürriyetlerin korunması konusunda ciddi eksikliklerin halen var olduğunun altı çizilen raporda, Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılar konusunda yaptığı işbirliğinden ise övgü ile bahsedildi.

Raporda gazetecilere, yazarlara ve sosya medya kullanıcılarına karşı açılan davaların basın özgürlüğünü azalttığı yönündeki endişeler de dile getiriliyor.

Ankara saldırısı: 'Şeffaf bir şekilde soruşturulmalı'

10 Ekim'de Ankara'da meydana saldırıya da yer verilen raporda, saldırıda çok sayıda kişinin öldüğü belirtilerek, Türk demokrasisini hedef alan olayın hızlı ve şeffaf bir şekilde soruşturulması istendi.

Komisyon raporundaki önemli başlıklar şöyle:

'%10 seçim barajı başta, seçimlere yönelik düzenlemelerdeki eksiklikler giderilmeli'

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerine katılım oldukça yüksekti. Cumhurbaşkanı'nın seçim kampanyasındaki aktif rolü ve iktidar partisini destekliyor görünmesinin yanı sıra medya üzerindeki artan baskı endişe konusu oldu. Seçim döneminde medya özgürlüğü ciddi bir endişe konusu olmayı sürdürdü. Öncelikle yüzde 10'luk seçim barajı olmak üzere seçimlere yönelik düzenlemelerdeki eksiklikler giderilmeli.

'Yargı bağımsızlığı zarar gördü'

7 Haziran'dan sonra hükümet kurulamadı. Giden hükümetin devlet içindeki 'sözde paralel yapıya' karşı kampanya aktif olarak sürdürüldü ve bu bazı durumlarda yargının bağımsızlığını baltaladı. Cumhurbaşkanı iç ve dış meselelerde etkin kalarak ülke içinde anayasal haklarını aştığı eleştirisine neden oldu.

'Yargıçlar ve savcılar büyük bir siyasi baskı altında kaldı'

Türk yargı sistemi 2007-2013 arasında bağımsızlık, duruşmaların kalitesi, gözaltı süreleri, insan hakları gibi konularda önemli ilerlemeler sağladı. Ancak 2014 başından bu yana bu alanda hiçbir ilerleme görülmedi. Yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığına saygı yargıçlar ve savcılar eliyle zarar gördü. Yargıçlar ve savcılar büyük bir siyasi baskı altında kaldı. Türkiye gelecek yıl yargının bağımsız ve tarafsız bir biçimde görevini yapabilmesi için gereken siyasi ve yasal ortamı sağlamalı.

'Türkiye yolsuzlukla mücadelede son yılda hiçbir ilerleme sağlamadı'

Türkiye yolsuzlukla mücadelede son yılda hiçbir ilerleme sağlamadı. Yolsuzluk algısı ülkede yaygın. Önemli yolsuzluk davalarında soruşturma ve kovuşturmada hükümetin etkisine olanak sağlayan yasal ve kurumsal çerçeve büyük endişe kaynağı. Türkiye bağımsız bir yolsuzlukla mücadele kurumuna sahip değil. Gelecek yıl büyük yolsuzluk davalarında polis ve savcılığın bağımsızlığı güçlendirilmeli. Yolsuzluk suçlarına caydırıcı yaptırımlar getirmeli ve etkin bir biçimde uygulamalı.

'İfade özgürlüğünde ciddi gerileme görüldü'

Birkaç yıllık ilerlemeden sonra son iki yılda ciddi bir gerileme görüldü. Son yıllarda hassas ve tartışmalı konuları ele almak mümkündü ancak gazeteci, yazar ve sosyal medya kullanıcılarına karşı açılan davalar ciddi bir endişe konusu. İnternet yasasında yapılan değişikilikler Avrupa standartlarının çok gerisinde ve hükümetin mahkeme kararı olmaksızın internet içeriğini engelleme yetkisini artırıyor. Türkiye gelecek yıl gazetecilere özellikle de fiziksel saldırı ve tehditler başta olmak üzere her türlü göz dağına karşı çıkmalı.

'Barış sürecinin yeniden başlaması zorunlu'

Kürt sorunu çözmeye yönelik ilk olumlu adımların ardından barış süreci PKK'nin şiddete başvurması ve hükümetin buna güçlü bir şekilde yanıt vermesinin ardından Temmuz ayında bütünüyle durdu. Türk ordusu Irak ve Türkiye'de PKK'ya karşı hava saldırıları düzenledi. Temmuz-Eylül arasında 20'si çocuk onlarca sivil ve 120 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Güvenlik güçleri tarafından işlendiği ileri sürülen ciddi insan hakları ihlallerine yönelik bilgiler var. Cizre'de 9 günlük sokağa çıkma yasağında 20'den fazla sivilin öldüğü yönünde haberler görüldü. Kürt barış sürecinin yeniden başlaması zorunlu. Bu çok fazla insanın hayatını alan bu çatışmanın çözülmesi için en iyi fırsat olmayı sürdürüyor. Yeni hükümet demokratikleşme ve uzlaşma konularında ilerlemeye öncelik vermeli.

'Türkiye Suriyelilere sığınma konusunda ciddi çabalar sarf etti'

Türkiye Suriyeli göçmenlere sığınma konusunda ciddi çabalar sarf etti. Türkiye 2 milyonu Suriyeli olmak üzere 2.2 milyonla dünyadaki en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Bunun ülkeye maliyeti 6.7 milyar euro. Suriyeliler geçici koruma altındalar ancak Türkiye göçmenlerin istihdam piyasasına girebilmesi için düzenlemeler getirmeli. Yabancıların Türkiye'de oturma izni ve sağlık hizmeti almaları zor.

'2014'te ekonomik büyüme ortalama oldu'

Türk ekonomisi işleyen bir piyasa ekonomisi olarak kabul edilebilir. 2014'te ekonomik büyüme ortalama oldu. Makrekonomik dengesizlikleri gidermek için hiç bir ilerleme sağlanmadı. Dış ticari açık nedeniyle Türk ekonomisi mali belirsizliklere ve küresel risk değişimlerine karşı kırılganlığını sürdürdü.

Kaynak: BBC Türkçe, AA, Sputnik Türkiye ve Onedio

Popüler İçerikler

Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı