Oradasınız, biliyoruz. Yalnız değilsiniz.
Oradasınız, biliyoruz. Yalnız değilsiniz.
Bir işe ya da okula yeni girmiş olmanın heyecanı, bir hayalin gerçekleşmesinin sevinci,
ya da bir ayrılığın acısı... Fark etmez! Bir sabah uyandığınızda, ne sevinç, ne de acı; hiçbir şey hissetmediğinizi fark edersiniz.
Şenlik dağılmış, bir acı yel kalmıştır bahçede yalnız... Dalgalanıp durulmuşsunuzdur işte!
Sizi heyecanlandıran, şaşırtan, hevesinizi yükselten ya da şaşırtan hiçbir şey kalmamıştır sanki dünyada.
İşte buna da şaşırmazsınız.
İşe gitmenin hiçbir anlamı kalmamıştır, ama evde durup ağlamanın ya da içip dışarılarda gezmenin de... Herkes ne yapıyorsa onu yapmaya devam edersiniz. Günlük rutininizde aksama olmaz.
Sonsuz bir 'kayıtsızlık' halinde hayatı izlersiniz. Her şey ama her şey anlamsızdır.
Kontrol edemediğiniz kötü şeyler olduğunda üzülmediğinize gülersiniz. Evet, deli gibi!
Hırsları, hayalleri, emekleri... Tüm bunları uzaktan izler ve onların sonunun da sizin gibi büyük bir anlamsızlık çukurunda hissiz gözlerle boş boş bakmak olduğunu bilirsiniz.
Çünkü her şey bitecektir; insanlara verecek teselli cümleniz kalmamıştır. 'Ağlamanın bir anlamı yok, zaten bitecekti, zaten hepimiz öleceğiz, hayat anlamsız ve her şey yalan' gibi laflar sizin hakikatinizdir lakin henüz gözlerini açmamış bir insana söylenmez bunlar. Sosyal hayatın gerekliliklerini bilirsiniz.
Bu kıskançlık ya da karamsarlık değil. Gerçektir: 'buna şu an seviniyorsun lakin yarın gene üzüleceksin. Ben hiç sevinmemeyi ve hiç üzülmemeyi seçiyorum.'
Kötü haber duyunca üzgün surat.
İyi haber duyunca gülen surat.
Çünkü herkes hiçliğin gerçeğine henüz ulaşamaz. Ulaşsalar da sizin aracılığınızla ulaşamazlar.
'Hasta değilim, acı çekmiyorum. Hayata devam ediyorum. Bu yaşadığım sadece farkındalık hali' demek istersiniz ama ANLAYAMAZLAR.
Çünkü yaşamak kadar ölmek de anlamsız.
'O şey', artık hayat ateşi midir, bir coşku parçası mıdır... Nedir bilinmez. Lakin onu aramak için kökenine inersin. Gecelerce yatağında düşünür, bazen geçmişe bakar, bazen tarihe gömülürsün.
Hayatta kalmak uğruna verilen büyük savaş, avlar, domine etme oyunları, güç... Hepsi ne için? Koca bir HİÇ.
Ormanın kralı da yaşar ve ölür, minik bir ceylan da... Yıllarca emek verip büyüyen bir ağaç, bir yıldırımla yok olur.
Anlamsızlık, şehir hayatının bir yan etkisi değil; doğanın, evrenin ta kendisidir adeta.
'Onlar bulamamış, ben mi bulacağım?!'
Diziler, filmler, kitaplar senin dünyan olmuştur artık.
HİÇLİK.
Magazin programları bile izlersin. Zira her şey yalan, her şey anlamsız. Gel televizyon izle!
Hiçliğin ortasında, özgürsündür. Ne istersen yapabilirsindir.
Artık kahkahalarla gülme vaktidir.
Ama bu gayet mantıklı. Zaten fazla mantıklı düşünerek bu hale geldik. Çizgi film, magazin ve selena yı izliyorum. Haberlerden nefret ediyorum. Ciddileşen şeylerden ve herkesin aşırı abarttığı her şeyden kaçıyorum. Kilo alıyorum veriyorum. Gece 3 de cips yiyorum komedi türkiye, avrupa yakası ve cem yılmaz filan izliyorum. İnsanlara laf anlatmakla uğraşmıyorum. Çünkü en ufak cahilce bi cümle duyduğumda katil olabilirmişim gibi geliyor. O derece tahammülüm kalmadı ve katil olmaya da üşeniyorum. Eskiden etrafımdakilerin kusurlarını görmezmişim, şimdi kusurdan başka bişey görmüyorum. Genel olarak içimden konuşuyorum ama mutsuz da değilim. Durum bu.
Evet bu ruhani bir uyanıştır, bana da bir süredir tecelli etmiş bir durum. Ancak bence çok zor bir hal, gitsem nereye kadar kalsam neye yarar durumu. Kendini kimseye de anlatamıyorsun, anlamlarını da ummuyorsun gerçi. "Her şey anlamsızlaşıyor." en güzel tabir sanırım. İnsanlara bakıp sürekli hayatı sorguluyorsun. Onlara acıyorsun. Bir zamanlar üzüntüyü, sevinci her şeyi uçlarda yaşarken birden hissizleşiyorsun. Herkes neden tek tip? Neden böyle bir düzenin parçası herkes? İnsanlardaki bu hırs, takdir edilme, beğenilme arzusunun manası ne? Sosyal medyada herkese hayatlarını empoze etmenin manası ne? En önemlisi de biz niye varız? Kendimi çok yalnız hissediyorum, metroda, okulda, insanlar içinde. Ait olmadığım yerde olmanın verdiği rahatsızlık var. Belki de yaşamak bu kadar zor değildi, insanlar onu zorlaştırdı...
bu anlatılan sey zaten depresyon oluyor. depresyon öyle üzüntülü bi mod değil tam olarak yukarda yazanlar. ve baya ciddi bi hastalık, eylemsizlik hali. yataktan kalkmaya bile enerjinin olmadığı çok zor bi dönem. neyseki antidepresanlar var