Hayatta kalmak uğruna verilen büyük savaş, avlar, domine etme oyunları, güç... Hepsi ne için? Koca bir HİÇ.
Ormanın kralı da yaşar ve ölür, minik bir ceylan da... Yıllarca emek verip büyüyen bir ağaç, bir yıldırımla yok olur.
Anlamsızlık, şehir hayatının bir yan etkisi değil; doğanın, evrenin ta kendisidir adeta.
Ama bu gayet mantıklı. Zaten fazla mantıklı düşünerek bu hale geldik. Çizgi film, magazin ve selena yı izliyorum. Haberlerden nefret ediyorum. Ciddileşen şeylerden ve herkesin aşırı abarttığı her şeyden kaçıyorum. Kilo alıyorum veriyorum. Gece 3 de cips yiyorum komedi türkiye, avrupa yakası ve cem yılmaz filan izliyorum. İnsanlara laf anlatmakla uğraşmıyorum. Çünkü en ufak cahilce bi cümle duyduğumda katil olabilirmişim gibi geliyor. O derece tahammülüm kalmadı ve katil olmaya da üşeniyorum. Eskiden etrafımdakilerin kusurlarını görmezmişim, şimdi kusurdan başka bişey görmüyorum. Genel olarak içimden konuşuyorum ama mutsuz da değilim. Durum bu.
Evet bu ruhani bir uyanıştır, bana da bir süredir tecelli etmiş bir durum. Ancak bence çok zor bir hal, gitsem nereye kadar kalsam neye yarar durumu. Kendini kimseye de anlatamıyorsun, anlamlarını da ummuyorsun gerçi. "Her şey anlamsızlaşıyor." en güzel tabir sanırım. İnsanlara bakıp sürekli hayatı sorguluyorsun. Onlara acıyorsun. Bir zamanlar üzüntüyü, sevinci her şeyi uçlarda yaşarken birden hissizleşiyorsun. Herkes neden tek tip? Neden böyle bir düzenin parçası herkes? İnsanlardaki bu hırs, takdir edilme, beğenilme arzusunun manası ne? Sosyal medyada herkese hayatlarını empoze etmenin manası ne? En önemlisi de biz niye varız? Kendimi çok yalnız hissediyorum, metroda, okulda, insanlar içinde. Ait olmadığım yerde olmanın verdiği rahatsızlık var. Belki de yaşamak bu kadar zor değildi, insanlar onu zorlaştırdı...
bu anlatılan sey zaten depresyon oluyor. depresyon öyle üzüntülü bi mod değil tam olarak yukarda yazanlar. ve baya ciddi bi hastalık, eylemsizlik hali. yataktan kalkmaya bile enerjinin olmadığı çok zor bi dönem. neyseki antidepresanlar var