Evet, bu aydan itibaren yeni endeksimiz EZA’yı kamuoyu ile paylaşmaya başladık. Aslında bu tek bir endeks değil, benzer bileşenleri küçük yöntem farkları ile ölçen bir dizi endeks.
SPM’nin bu endekslerine duyulan ihtiyacı tetikleyen en önemli güncel gelişme, işsizliğin zaten yüksek seyrettiği bir sırada patlayan tüketici enflasyonu oldu. Ekonominin iş yaratma kapasitesinde COVID salgını öncesinden beri gözlenen daralma sürerken, son faiz indirimleri enflasyonu da –beklendiği gibi– patlattı. Hem işsizliğin hem enflasyonun yüksek seyrettiği bu stagflasyonist ortam, başta kırılgan ve dar gelirli kesimler olmak üzere tüm kesimlerin yaşadığı ekonomik zorlukları ciddi biçimde artırdı.
Bizim EZA endeksleri uluslararası literatürde 1960’lardan beri bilinen “Sefalet Endeksi (misery index)” ile benzerlikler taşıyor. Tek tek ülkelerde ekonomik zorlukların seyrini izlemek ve uluslararası karşılaştırmalarda kullanmak amacıyla tüm dünyada yaygın biçimde kullanılan Sefalet Endeksi (SE), enflasyon oranı ile işsizlik oranının toplamından oluşuyor. SPM EZA endekslerindeki ilk iki bileşen de tüketici enflasyonu ve işsizlik göstergelerinden oluşuyor, ama biz SE’den farklı olarak üçüncü bir bileşen daha ekleyerek istihdamın kalitesindeki düşüşleri de hesaba kattık.
Üçüncü bileşen ihtiyaç duyduk çünkü enflasyon ve işsizlikteki artışlar, dünyanın her yerinde kitlelerin yaşadığı ekonomik zorlukların arttığı anlamına geliyor kuşkusuz ama Türkiye’de istihdamda olmak, bu zorluklardan etkilenilmeyeceği anlamına gelmiyor. Türkiye’de istihdamda olan nüfusun önemli bir kısmı kayıt dışı olarak ve/veya tam zamanlı olmaksızın, istihdam güvencesinin eksik olduğu geçici süreli iş sözleşmelerine dayalı olarak, evden çalışma veya taşeron iş ilişkisi vs. çerçevesinde çalışıyor. Yani Türkiye’de sadece işsizlik değil, istihdamın düşük kalitesi de önemli bir sorun. Bu yüzden SPM’nin COVID salgını sürecinde “eğreti istihdam” kavramlaştırması altında düzenli olarak izlemeye başladığı bu istihdam kalitesi boyutunu da EZA endekslerine kattık. TÜFE enflasyonu ve işsizlik oranlarına ek olarak kullandığımız “eğreti istihdam” göstergeleri yoluyla, ekonomik zorluklardan etkilenen kesimleri kayıt dışı ve diğer kalitesiz istihdam biçimlerindeki nüfusu da kapsayacak biçimde genişlettik.
Burada hemen vurgulayayım: SPM EZA endeks değerleri yalnızca TÜİK verilerini kullanılarak hesaplanıyor. Nitekim son değerler TÜİK’in 10 Şubat’ta duyurduğu işsizlik oranlarını kullanarak hesaplandı ve TÜİK’in duyurusunu takiben paylaşıldı kamuoyuyla. TÜİK 10 Şubat’ta Aralık 2021’e ait işsizlik rakamlarını duyurdu. Biz o rakamları ve onlar yardımıyla hesapladığımız eğreti istihdam göstergelerini, yine TÜİK’in daha önce açıkladığı TÜFE enflasyon oranlarıyla birleştirerek hesapladıktan sonra duyurduk EZA değerlerini. Tahmin ettiğimiz gibi büyük sıçrama oldu endeksin bütün versiyonlarında.