Varlığından The Crown Dizisiyle Haberdar Olduğumuz Prenses Alice'in Acılar İçinde Geçen Kraliyetten Uzak Hayatı

The Crown'un son sezonunda Prenses Alice ile tanışma fırsatı yakalayanlar, Prenses'in acılarla dolu hayatını John Armstrong tarafından The Guardian'da yazılan makaleyle öğrendiler. Gerçekteyse, o makale hiç yazılmadı... Aslına bakarsanız Prenses Alice'in hayatı 2012'de yayınlanan bir belgesele kadar gölgede kalmıştı. İşte The Crown'da 'Hepimizden daha çok acı çektiği' söylenen kraliyet üyesinin hayatı.

Kaynak: 1, 2, 3, 4

Kraliçe Victoria'nın torununun kızı olan Battenberg Prensesi Alice 25 Şubat 1885'de Windsor Kalesi'nde doğmuş ve Birleşik Krallık'ta, Alman İmparatorluğu'nda ve Akdeniz'de büyümüştü.

Battenberg ailesinin bir üyesiydi ve Prens Philip'in annesi, Kraliçe II. Elizabeth'inse kayın validesiydi. (Bu durum Philip ve Elizabeth'i uzaktan kuzen yapıyor.) Doğuştan duyma engelliydi. Becerikliliğinin kaynağı ise üç dil konuşabiliyor olmasıydı: İngilizce, Almanca ve Yunanca. Ayrıca iddiaya göre farklı dillerde dudak okumayı da öğrenmişti. 2012 yılında hakkında yayınlanan bir belgeselde Prenses Alice'in yeğeni Kontes Mountbatten 'Büyükannem onun engeliyle başa çıkmayı kendisi öğrenmesi gerektiğini fark etti. Aileye 'Alice ne dendiğini duymuyor ve anlamıyorsa tekrar etmemeniz çok önemli, böylece kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenebilir' dedi.' demişti.

Balkan Savaşları sırasında cephe hastanelerinde hemşirelik yapmıştı. Kimi zaman aylarca cephede kalıp oldukça ilkel koşullarda yaralanan insanlarla ilgileniyordu.

1913 yılında düzenlediği operasyonlar ve cephede kurduğu hastaneler dolayısıyla Kraliyet Kızıl Haç askeri madalyasına layık görüldü.

Yunanistan ve Danimarka prensi Prens Andrew ile 1903'te evlenmesinin ardından eşinin unvanını üstlendi ve Yunanistan ve Danimarka Prensesi Andrew oldu.

1917'de Yunan kraliyet ailesi üyelerinin çoğunluğu sürgün edilene kadar Yunanistan'da yaşadı. Birkaç yıl sonra döndüğündeyse kocası 1919-1922 yılları arasında Türkler'e kaybedilen savaştan eşi sorumlu tutuluyordu. İdamı iptal ertelenince aile 1935'te Yunan monarşisi geri getirilene kadar ülkeden bir portakal kasasının içinde kaçtı. Bu sırada Philip daha bir bebekti. Bu karmaşa Alice ve Andrew'un sallantılı evliliğine oldukça zarar verdi. 1920'lerin sonunda Alice Yunan Ortodoks Kilisesi'ne olan bağlılığını duyurdu ve oldukça inançlı birisi haline geldi.

1930'lu yıllara gelindiğinde Alice yılların stres ve çalkantısıyla o zamanki adıyla "sinirsel yıkım" olan psikolojik sorunlar yaşamaya başladı.

Hayaller görüyordu. İsa'yı gördüğünü ve dünyaya iletecek bir mesajı olduğunu söylüyordu. 

İsviçre'de bir akıl hastanesine zorla kapatılmasıyla, Prenses deneysel şizofreni tedavileri görmeye başladı. Kısa bir süre boyunca Avusturyalı nörolog Sigmund Freud'un da hastasıydı. Hastanedeki doktorlar bilinmez bir adama karşı süblime bir aşkı olduğunu ve bunun İsa'ya karşı romantik bir bağa dönüştüğünü düşünüyorlardı.

Freud X-Ray ışınlarıyla onu zorla menopoza sokarak "sakinleşmesini" sağlamaya karar verdi.

Bir süre sonra kendini hastaneden çıkarttıran Alice, Philip'in haberi olmadan annesi Victoria tarafından zorla tekrar hastaneye yatırıldı. Mental rahatsızlıklar ve kraliyet ailesinin özel hayatını koruma isteği Alice'in yıllarca tek başına, gizlilikte bırakmıştı.

1932'de kendi isteğiyle hastaneden çıkan Alice 5 yıl boyunca Almanya'da yaşadı.

Kızı Cecile 1937'de uçak kazasında ölene kadar ailesinden kimseyi görmedi. Sonra Yunanistan'a tekrar taşındı, Philip'i de götürmek istedi fakat Philip kabul etmedi.

1943 yılında Yunanistan Naziler tarafından işgal edildiğinde Prenses üç kişilik Cohen ailesini sakladı.

Nazi askerleri şüphelenmeye başladığında ise sorularını duymadığını söyleyerek kurtulmayı başardı.

1949 yılında Martha ve Mary Hristiyan Kardeşliği isimli kiliseyi kurdu ve daha sonraları imzası haline gelen kıyafeti giymeye başladı.

Kimsenin aslında bir Prenses olduğundan haberi olmadan neredeyse 20 yıl boyunca burada muhtaç insanlara yardım etti.

The Crown'un üçüncü sezonunda da görülebileceği üzere, Prenses daha sonra ülkesindeki politik krizler ve kötüleşen sağlığı nedeniyle İngiltere'ye götürüldü.

İki yıl sonra 84 yaşındayken de hayatını kaybetti...

Yıl 2012 olup da hakkında bir belgesel yayınlanana kadar, Prenses Alice'in hayatındaki acılar bilinmiyordu.

2012 yılında Prenses Alice hakkında yayınlanan belgeseli buradan izleyebilirsiniz:

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR

içerik hem yazım hatasıyla dolu hem de kadın sanki yıllardır işkence görmüş gibi abartmışsınız Prenses Alice'in acıları diye. Ne acısı çekmiş? akıl hastanesine yatan herkesin yaşadığı zorlukları çekmiş, çıktıktan sonra aç mı kalmış açıkta mı kalmış? gerçekten hayatı acıyla geçenleri bilmesem üzülcem 😒

02.12.2019

Dünyayı yöneten kraliyete mensup herkesin pozitif reklamı yapılır. Gerek bu platformda gerek diğerlerinde. Yapmazsan silinirsin...

02.12.2019

Balkan Savaşları sırasında cepse hastanelerinde hemşirelik yapmıştı. Kimi zaman aylarca cephede kalıp oldukça ilkel koşularda yaralanan insanlarla ilgileniyordu.- Zavallıcık türklere karşı savaşanlara Yunan tarafında yardım ediyormuş. Düşmanı düşmanım bile böyle göklere çıkaramazdı.

İnsanlığı takdir etmek milliyetten bağımsızdır. Yıl olmuş 2019 hala ne düşmanlığı ayrıca.

02.12.2019

alttaki yorumları okurken tek kahkahaya boğulan ben miyim ? skkdjdjsdjdjah

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ