Duygusal ihmal, duygusal istismardan farklıdır.
Duygusal istismarda, fiziksel istismarda olduğu gibi birine zarar vermeyi hedef alan tavır ve davranışlar söz konusudur. Karısını üzeceğini bildiği halde sürekli şikayetçi olarak, aşağılayarak, hor görerek, başkalarıyla kıyaslayarak, eleştirerek, alay ederek, küçük düşürerek, gururunu kırarak davranan bir koca karısına duygusal istismarda bulunmaktadır.
Yani evlilikte duygusal istismarda bulunan koca, karısını yok sayarken, duygusal ihmalde bulunan koca ise kendisi yoktur. İnsan yaşamı ilişkiler ağından oluşur.
En yakın ve önemli ilk ilişki anne-baba ile kurulur. Bu ilişkide anne-babanın birincil rolü çocuğa açıkça sevgi, şefkat, ilgi, yakınlık ve anlayış göstererek “duygusal destek” vermektir. İnsan yaşamında benzer yakınlıktaki diğer önemli ilişki karşı cinsle kurulan duygusal ilişki ve evliliktir. Evliliğin temeli, eşlerin birbirlerine verdikleri duygusal desteğin üzerine kurulur.
Tıpkı ebeveynlerle kurulan ilk ilişkide olduğu gibi, eşler birbirlerine açıkça sevgi, şehvet, ilgi, yakınlık, bağlılık ve anlayış gösterirler. Anne-babayla kurulan ilişkide duygusal destek ebeveyn tarafından çocuğa tek yönlü olarak verilirken, evlilikte iki yönlü olarak, yani eşler arasında karşılıklı olarak verilir. Ayrıca evlilik ilişkisinde ebeveyn ilişkisinden farklı olarak duygusal destek, aşk, tutku, şehvet ve arzunun yaşandığı cinselliği de içerir.
Duygusal olarak ihmalkâr erkeklerin özellikleri
Var olduğu halde yok olan kocaların neredeyse tümü bencildir.
Dünyanın kendi çevrelerinde döndüğünü zannederler.
Her şeyi tek başına yapmayı tercih eder, alınacak tüm kararları, yapılacak tüm planları eşiyle paylaşmadan kendileri yaparlar.
Eşleriyle birlikte zaman geçirmek için çaba göstermez, boş zamanlarını arkadaşlarıyla ya da bilgisayar ve televizyon başında geçirmeyi tercih ederler.
Eşlerinin ailesine ve arkadaşlarına da önem vermezler.
Kızgın, sıkkın, neşeli ya da üzgün olduklarını eşleriyle paylaşmaz, aynı şekilde eşlerinin bu tür duyularına da kayıtsız kalır ve hiçbir tepki göstermezler.
Söyledikleri ile yaptıkları farklı olur, verdikleri sözlerden kolayca vazgeçebilirler.
Genel olarak belirsiz ve tutarsız davranışlarla güvensizlik duygusu yaratırlar.
Eşlerini incitecek bir şey yaptıklarında davranışlarının sorumluluğunu üstlenip özür dilemek yerine savunmaya geçerek eşlerini suçlarlar.
Sorumluluk almaktan kaçınır, yardımcı olmaz, işbirliği yapmazlar.
Verilen sorumlulukları da zoraki yapar ya da ihmal ederler.
Doğum günü, evlilik yıldönümü gibi tarihleri önemsemez ve genellikle unuturlar.
Kendiyle ilgili şeyleri sır gibi saklar, hatta bunların açığa çıkmaması için yalan söylerler.
Hay erkekler kadar basiniza tas dussun. Kafasi olan erkek evlenmez bu devirde
var olan kadının yokluğu yok dimi dünyada evlilikte suçlu varsa hep bir şekilde erkek oluyor neden hep tek tarafli tam tersi olma ihtimali yok dimi bencilsiniz....