Eminönü-Adalar hattında 29 Temmuz’da kaydedilen görüntüde belediyeye bağlı güvenlikler tarafından simit satan bir gencin darp edildiği görülüyordu.
Adalar Gerçek gazetesinden Aysel Kılıç’a konuşan Kayacan, güvenliklerin saldırı anını da şu sözlerle anlattı:
“O gün Burgazada’da simit satıyordum. Öğlen vaktiydi. Adalar Şehir Hatları vapuru iskeleye yanaşınca Büyükada’ya gitmek için simit tepsimle bu vapura bindim. Biner binmez güvenlikçiler kollarımdan tuttu. ‘Vapurda simit satamazsın’ dediler. ‘Simitlerini aşağıya makine dairesine bırak’ dediler. Onları takip ettim. Aşağıda bulunan makine odasına iner inmez bir güvenlikçi simit tepsimi aldı, diğeri de yüzümü tokatladı. Elleri öyle ağırdı ki düşmemek için kendimi zor tuttum. Güvenlikçi tokat atmaya devam ederken, diğeri de copla vurdu. Burnum kanıyordu. Vurmamaları için yalvardım ama onlar vurmaya devam etti. Sadece güvenlikçilerin girdiği bu saklı odadaki çığlıklarımı yolcuların duyup gelmesini çok isterdim. Ama ne duyan oldu, ne de gören.”
Kendisinin görüntülerini çektikleri için güvenlikçilerin ‘çok keyiflendiklerini‘ anlatan simitçi, saldırganların “Bu görüntüleri başka satıcılara da gösteririz” dediklerini söyledi.
Kayacan, güvenliklerin “Olayı polise söylersen seni öldürürüz” diyerek tehditler savurduklarını da aktardı: “Heybeliada’da indiğimde iskelede polis ekibi karşımdaydı. Ama korktum, onlara anlatamadım. Su buldum, kanayan burnumu temizledim. Aileme bile haber vermedim. Ama eve gittiğimde herkes olayı duymuştu. Amirlerine kendilerini beğendirmek için olsa gerek, güvenlikçiler darp görüntülerimi kendi WhatsApp gruplarında paylaşmışlar. Sonra da benim gibi simit satıcısı olan gençlere bu görüntüleri gösterip ‘Siz de vapurda bir şey satarsınız sizi de böyle yaparız’ diye tehdit etmişler.”
Kayacan, şunları söyledi: “Geceleri uyuyamıyorum. Psikolojim bozuldu. Simit satmaya da çıkamıyorum. Çok zor günler geçiriyorum. Bana yaşatılanların başka simitçilere, satıcılara yaşatılmaması için herkesin davama sahip çıkmasını istiyorum.”
Dünya yüzünde ilk işlenen günah kibirdir. Kibir illaki para ve şöhret ile olmuyor. Adam alıyor 1500 tl asgari ücret ama biraz yetki bulunca hemen onu kendi gibi aynı şartlarda yaşayan bir insana kullanabiliyor. Bu dünyada fakirin fakire yaptığı zulmü kimse kimseye yapamaz.
moruk video ülkenin özeti gibi kime birazda olsa yetki versen kendini allah sanıyor
Polise söylersen öldürürüz-müş. Ulan şerefsizler, madem korkuyorsunuz neden bu boku yiyorsunuz? Şu güvenlikçiler de kendilerini bir halt sanıyor ya ona deliriyorum işte. Bir diğeri ise zabıtadır, bu iki meslek sınıfı istisnai durumlar dışında kendilerini polisle bir tutabiliyor. Kaldı ki polisin bile durduk yere darp hakkı yoktur.