Raporda ayrıca binanın ruhsatta 4 kat görülmesine rağmen, 6 kat olarak inşa edildiği, zemin raporunun bulunmadığı, tüm eksikliklere rağmen 1975 Afet Yönetmeliği hükümlerine aykırı şekilde gelişi güzel olarak inşa edildiğini vurgulayan Duran, esas hakkındaki mütalaasında şunları kaydetti:
'Dosya içinde ve iddianamede ayrıntılı olarak detaylandırılan bu oluşun, öncelikle taksirli suçun varlığı açısından TCK'nın 22. maddesinde tarif edildiği üzere madde unsurunun gerçekleştiği çok net anlaşılmaktadır. 23 Ekim 2011'de yaşanan deprem sonrasında AFAD İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen ön hasar tespit raporunda söz konusu otelin sağlam olduğu işaretlenmiş ise de dinlenen AFAD İl Müdürünün beyanlarından anlaşılacağı üzere, ön hasar tespit raporlarının herhangi bir teknik analiz yapılmadan gözleme dayalı olarak düzenlenen raporlar olduğunu, bu raporların binaların dayanıklılığını ya da sağlamlığını ölçmekten öte deprem sonucu meydana gelen etkileri tespit etmek amacına yönelik yapıldığını belirtmiştir. Kesin hasar çalışmalarının bir parçası olmaması nedeniyle ön hasar tespitinde hasarsız olarak yapılan tespitin sanıkların sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı kabul edilmelidir.'
Kentte, depremlerin ardından artçı sarsıntıların devam ettiği sırada şansına güvenen, riski göze alan, otelde birçok insanın konaklamasına göz yuman sanıkların neticeyi öngördüğünün açık olduğunu bildiren Duran, sanıkların dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak 11 kişinin ölümüne neden oldukları gerekçesiyle eylemlerine uyan TCK'nın ilgili maddelerine göre cezalandırılmalarını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıklar Mahmut ve Ahmet Arslan'nın ayrıca 3 yıl boyunca otel işletmeciliği yapmalarının yasaklanmasına hükmetti.