Bu seri hakkında ne desek az kalır dostlar... Sarkastik mizah anlayışı, arka planda işleyen derin hikayesi ve elbette bulmacaları ile türün göz bebeği Portal serisi hakkında duyduğunuzda saygınızın bir kat daha artacağı bazı bilgilere gelin birlikte bakalım.
Evet, ismi Portal olan bir seri için garip bir karar ancak karşımızda Valve var. İlk oyunun yakaladığı başarının ardından devam oyunu için kolları sıvayan Valve oyuncuları şaşırtmaya çok hevesliydi. Bunun için oyuna F-Stop adlı yeni bir mekanik eklediler ve oyundaki neredeyse tüm portalları kaldırdılar! Oyunun test aşamasında ise bu kararın oyuncuları hiç memnun etmediğini gördükten sonra mekanikten vazgeçerek ikonik portalları geri getirdiler. F-Stop'un ne olduğunu ve ne içerdiğini bilemiyoruz ancak kesinlikle değmezdi diyebiliriz.
Bir grup öğrenci tarafından geliştirilen, bir prensesin düştüğü cehennemden portallar yardımıyla kurtulmasını sağladığımız Narbacular Drop adlı oyun Gabe Newell'ın dikkatini çektiğinde öğrenciler başlarına talih kuşu konduğundan habersizdi. Valve'ın patronu tüm öğrencileri işe aldı, ortaya çıkan sonuç ise malumunuz.
Örneğin ana karakterimiz Chell ile ilgili çok enteresan bir bilgiden başlayalım. Portal 2'nin bir bölümünde ofiste kızını işe getir günü etkinliği olduğunu açıkça belli eden bir yere giriyoruz. Burada dolaşırken kız çocuklarının eserlerine yakından bakarsanız bir tanesinde Chell'in imzasını görebilirsiniz. Kısacası karakterimiz rastgele biri değil, bir Aperture Science çalışanının kızı.
Portal serisinde koridorlarını arşınladığımız Aperture Science bu evrende Half-Life'taki olayların meydana geldiği Black Mesa araştırma tesisinin en büyük rakibi ve her ikisi de temelde ışınlanma teknolojisi üzerinde çalışıyorlar. Kimin daha başarılı olduğu ise bizce çok açık. 😏 Half-Life 2: Episode 2'de ise Aperture Science'a ait Borealis adlı araştırma gemisinin Combine askerlerince ele geçirildiğini öğreniyoruz.
Kendisini Aperture Science'ın cin fikirli kurucusu olarak tanıdığımız Cave Johnson, GLaDOS yerine ana kötümüz olacaktı. İlk oyunun tamamen 50'li yıllarda geçmesi planlanmıştı ve hikaye ise Johnson'ın bilincini bir bilgisayara aktarıp sonra bundan pişman olmasından ileri geliyordu. Daha sonra bu hikayeyi Steam Deck'in tanıtımı için için Aperture Desk Job'da gördük sayılır.
Portal 2'de ilk bölümün sonunda ölmesi planlanan hınzır küremiz yerini 6 farklı karekter çekirdeğine bırakacak, farklı bölümlerde bunlar bize rehberlik edeceklerdi. Bu 6 farklı çekirdekle tanışma fikri fena olmasa da Wheatley'e bayılıyoruz!
İlk oyunu üstüne epey bir yenilik ekleyerek gelen Portal 2 esasen bunlardan daha fazlasını da barındırabilirdi. Örneğin zıplatma ve hız jellerine ek olarak bir de yapışma jeli ile tanışabilirdik. Bu oyunculara farklı nesneleri bir yerlere yapıştırma, duvarlara ve hatta tavana yapışarak yürüme imkanı sunacaktı. Bir diğer vazgeçilen özellik ise oyuncuların yüksek çekim gücüne sahip portallar oluşturmasına olanak veren mekanikti ki böylece taretleri veya engelleri doğrudan önümüzden kaldırabilecektik.
Gordon Freeman'dan Chell'e, Valve karakterlerinin sessizliği malumunuz ancak Portal 2'de az kalsın Chell'in sesini duyacaktık. Oyunun boss dövüşü kısmında Chell bir mekanizmayı harekete geçirmek istediğinde sistem ondan sesli doğrulama isteyecek, Chell'in ağzından dökülen ilk kelimeler ise 'evet' olacaktı.
Bu konuda Valve'ın hakkını teslim etmek lazım. Oyuncu topluluğunu benzerine az rastlanır şekilde destekleyen Valve yeni Portal modlarının yapılıp Steam'de yayınlanmasına olanak sağlıyor. Portal 3 henüz gündemde olmasa da oyuncular tarafından yapılan Portal Stories: Mel veya Aperture Tag gibi başlı başına bir oyun sayılabilecek modlara Steam üzerinden erişmek mümkün. İştahınız sönmediyse bir de bunları deneyin deriz!
Portal tam bir şaheser kuzenimin bilgisayarında tanışıp bitirmiştim ne zaman görsem koskoca mazi canlanır gözümde