Uzun ve Dolaylı Laf Sokmaların En Başarılı Filmi Kış Uykusu'nun Özet Geçilmiş Replikleri

Kış uykusu filmini izlerken ne zaman saç başa girecek bunlar diye bekleyen kaç kişiyiz acaba? Mübarekler sabah kahvaltılarında bile bir huzurla iki lokma yiyemiyorlar. Birbirlerine laf sokmaktan hepsi sinir hastası olmuş bu karakterlerin uzun laf sokmalarının daha kısa özetlerini sizler için çıkardım. İki cümleyle söyleyecekleri şeyleri kıvıra kıvıra niye öyle konuşuyorlardı hiç bilemedim. İçim çürüdü izlerken. Bir ödül de benden olsun.

Dünyanın gelmiş geçmiş en laf sokmalı filmi budur!

1. "Sen kimsin beni yargılıyorsun, sen kimsin!"

'Karşımızdakini olduğu gibi görmeyip onu tanrılaştırmak; sonra da sanki böyle bir tanrı olabilirmiş de olmuyormuş diye ona kızmak. Bana biraz haksızlık etmiyor musun?' Aydın

2. "Şov yapıyorsun be, sen kim bu konularda yazmak kim, samimiyetsiz!"

'Senin bu konularla ne işin, ne alakan var. Sen tiyatrocusun. Ayrıca inanmayan, babasının ve annesinin mezarını bir kere bile ziyaret etmemiş, göz yaşı dökmemiş birinin din, inanç ve vicdan konularında ahkam kesmesi bana samimi gelmiyor.' Necla

3. "Açıkçası bok gibi yazıyorsun, ben senin yerinde olsam değil yazı adımı bile yazmam. Git kendini intihar et."

'Evet ama yani ben de bazen internette öyle uyduruk yazarların öyle acayip övgüler aldıklarını görüyorum ki, illa herkesin bir seveni çıkıyor yani, o yüzden bunlara o kadar da şey yapmamak lazım diye düşünüyorum ben. Neyse ben seni şey yapmiyim valla, ben burada biraz kıvrılıcam.'

4. "Maşallah işine gelmeyince hemen çamura yatıyorsun."

'Bölgede yardım edilmemiş neredeyse tek bir okul bırakmayan senin gibi müzmin bir hayırsever nasıl oldu da bu kadar kararlı bir şekilde karşı çıkabildi onu anlamadım demek istiyorum.' Aydın

5. "Sen de iyice yanar döner oldun. Nooldu da bu mevzular ilgini çekti. Anlayalım?"

'Anlamayacak bir şey yok bu bir aciliyet meselesi, hemen yanı başımızda duran ilköğretim okullarının tavanı akıyor, pencereleri çürük, küçücük çocuklar eldivenleriyle ders yapıyor. Önce bu sorunları çözmeye çalışmak çok daha mantıklı değil mi? Belki haberin yok ama ne zamandır bu konuyla ilgili yardım toplamaya çalışıyoruz. Ama nedense senin hiç ilgini çekmedi. Şimdi ne oldu da birden böyle yardımsever kesildin anlamadım doğrusu.' Nihal

6. "Laf sokmalarından gına geldi gına"

'Şu küçük çok anlamlı iğneleyici sözler. Küçük alaycı dudak kıvrımları, Nasıl da bıkmışım nefret etmişim tüm bunlardan şimdi daha iyi anlıyorum.'

7. "Babamın evi burası gelin hanım haddini bil, sana mı sorucam burada kalıp kalmayacağımı!"

'Kimse sana engel olacak değil de ne demek tabii ki öyle. Bunun için kimseden onay almama gerek yok benim. Zira burası benim de babamın evi. İster gider ister kalırım. Kimse de karışamaz bana. Kaldı ki kendi gerçeğimi yüzünüze karşı söyleyebilmek için ne bedelleri ödedim ben şimdiye kadar. Hem de hiçbirinizin ödemediği bedeller.' Necla

8. "Çapsız çapsız cahil olduğun konularda yazıyorsun."

'Tabii ki isteyen herkes istediği konuda konuşmak yazmak özgürlüğüne sahiptir ona diyeceğim yok... Ama ortaya çıkan eserin de ona göre olacağı gerçeğini de kabul etmek lazım o zaman. Yani kendisini belli bir konuya adamış birinin o konuya bakışı ile amatör bir bakış arasında haliyle belli bir fark olacağını söylüyorum.' Necla

9. "Çok boş bir adamsın valla abi."

'Valla ben o kadar cesur davranamazdım. Yani ne bileyim çok bilmediğim konularda bir gazete köşesinde ahkam kesmek konusunda'

10. "Büyük adam olacaksın sandık ama tırt çıktın."

'Eskiden birçoğumuz sana hayrandık senin baya önemli işler yapacağını hatta baya ünlü biri olacağını düşünürdük. Ama öyle olmadı. Senin suçun yok tabii ki çıtayı yükseklere koyan bizdik'

11. "Kusura bakma ama tam bir eziksin."

'Nasıl söyliyim, vıcık vıcık bir romantizm hiç inandırıcı olmayan naif bir kendine inanç var gibi. Hiç risk almıyor bir kere. Yazar sanki herkes tarafından kabul görmüş pozitif değerlere sahip çıkarak kendini sevdirmiye çalışıyor gibi.' Necla

12. "Sendeki kuyruk acısı da bitmedi valla"

'Sen de tane tane gerekçeli cümlelerle anlaşılabilir bir eleştiri yapmıyorsun ki güzelim söylediklerinin arkasında hep başka başka şeyler gizli gibi. Rahatsız edici olan o.'  Aydın

13. "Ezik olduğun için ezebileceğin birini bulunca hemen biniyorsun."

'Bulmuşsun dişine göre kurban, etinden sütünden faydalanıyorsun. Bıraksan artık şu adamcağızın peşini.' Necla

Not: Şu kanepeden kalkmadı film boyunca, laf sokma kanepesi adeta!

14. "İşe yaramazsın, işe yarasan sıkılmazsın."

Valla ben evim, odam, kitaplarım neredeyse kendimi oralı hissederim; başka bir yere de ihtiyaç duymam. Ya bu insanın kendine bir dünya yaratabilme, kendini oyalayabilme yeteneği ile ilgili bir şey. Sıkılmak ne demekmiş ya? Sıkılmak için hiç bir zaman bir saniye vaktim olmadı benim. Ayrıca sıkılmak denen duygunun son derece lüks bir duygu olduğunu düşünüyorum bugünkü şartlar altında. ' Aydın

15. "Senin hanım bizim paramızla ona buna hayır işliyor, hava atıyor."

'Yardımseverlik piyasa yapmanın yeni adı oldu çıktı bu evde.Hayatı boyunca hiç çalışmamış, hiç para kazanmamış bir kadının günah çıkarma merasimi, neyin günahını çıkarıyorsa? Yardımseverlik aç köpeğin önüne kemik atmak değildir. En az köpek kadar aç olduğunda kemiğini onla paylaşmaktır.'

16. "Benim param var bana bir şey olmaz. Sen kendine bak."

'Ben sana hiçbir zaman engel olmadım oldum mu? Ne zaman istersen git. Hatta bence git. Bir dene. Bir işe gir asgari ücretle, sabah sekiz akşam altı. Çıktıktan sonra halin ve vaktin kalırsa dünyayı kurtarmaya devam edersin.'

17. "Entel olmuşsun ama adam olamamışsın adam!"

'Aslında iyi öğrenim görmüş, dürüst, adil bir insansın. Ancak yeri geldiğinde bu erdemlerinle insanları boğan, küçük düşüren, aşağılayan bir hava taşıyorsun.'

18. "Sen çok alçak bir adamsın, çok alçak. İnsanlara belden aşağı vuracak kadar."

'Yaşlıları geri kalmışlıkları, tutuculukları, özgür düşünemedikleri için; gençleri ise özgür düşünceleri yüzünden, geleneklerden kopuk oldukları için beğenmiyorsun. Halkın, ülkenin çıkarlarının en önde olması gerektiğini söyler durursun ama her karşına çıkandan hırsızmış, soyguncuymuş gibi kuşkulandığın için halktan da nefret ediyorsun. Nefret etmediğin insan yok neredeyse'

19. "Ömrümü yedin, ömrümü!"

'En iyi yıllarım uçup gitti. Seninle cebelleşecem diye bütün güzel huylarım değişti.' Nihal

20. "Senin ne mal olduğunu biliyorum aslanım."

'Vicdan, ahlak, ideal,  ilkeli olmak, yaşamın amacı, bu sözler ağzından hiç eksilmedi. Birini küçük düşürmek incitmek karalamak istediğin zaman hep böyle sözler söylersin. Ama bence bir insan bu kelimeleri bu kadar fazla kullanıyorsa esas ondan şüphe etmek lazım. ' Nihal

21. "Seni var ya, burada evire çevire döverim lan!"

'Vicdan güçlüleri korkutmak için düşünülmüş, korkakların kullandığı bir sözcükten başka bir şey değildir. Bizim vicdanımız güçlü kollarımız kılıçlarsa yasalarımızdır.' Levent

22. "Havlama be, bir halt da yapamazsın, anca böyle gevelersin."

' Aldanmak yaptığımız her işte şaşmaz yazgısı hepimizin her sabah, parlak işler tasarlar gün boyu budalalık ederim.' Aydın

23. "Git kendini as bea! "

'Sen hayatın boyunca sıkılmaya ve yalnız kalmaya mahkum bir insansın. Çünkü korkaksın. Çünkü tembelsin. Asalak gibi yaşamaya alışmışsın. Herkes senin için bir şeyler yapsın istiyorsun.' Aydın

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
YORUMLAR
01.08.2016

kendini intihar et cümlesi bi bana mı garip geliyor:))

01.08.2016

Oyunculukları, fotoğraf gibi kareleri, hele ki o 'Türk Aydın'ı eleştirisi. Sinemamızın en sağlam işlerinden biri.

01.08.2016

"Sevgili generalim Cevdet Bey, pardon Cevat Bey ve kadirşinas yalakaları; şunu iyi bilin ki, gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam, bu bir! Kibirden, kendini beğenmişlikten, bütün bu dağları ben yarattım havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim, bu iki! Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim bu üç! Dördüncüsü; gerçeği, içtenliği, samimiyeti çok severim.Ve Dostoyevski'nin dediği gibi: gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim.Arkadaşlığın karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm.Evet buna bayılırım sayın generalim!Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir. Öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!" Yeraltı-Zeki Demirkubuz

TÜM YORUMLARI OKU (18)