Uzun süre bilgisayarın başında oturmaktan sıkıldın mı? Eğer saatlerce dizi izlemek istemiyorsan 30 dakikanın altında süren mini dizileri senin için derledik! 👇
Dizi konuları; listefilm.com, beyazperde.com ve 22dakika.org sitelerinden alınmıştır.
Uzun süre bilgisayarın başında oturmaktan sıkıldın mı? Eğer saatlerce dizi izlemek istemiyorsan 30 dakikanın altında süren mini dizileri senin için derledik! 👇
Dizi konuları; listefilm.com, beyazperde.com ve 22dakika.org sitelerinden alınmıştır.
Amerika’da yaşamakta olan Rob Norris, işi gereği Londra’ya seyahat etmiştir. Burada bir gece kulübünde içerken Sharon Morris ile tanışır. İkilinin bu tanışması gece yatak odasında sonlanır. Rob‘un Londra’da kaldığı süre boyunca her gün sevişirler ve sonunda RobAmerika’ya döner. Amerika’ya dönmesinin üstünden kısa bir süre geçtikten sonra Rob‘a İngiltere’den bir telefon gelir. Arayan kişi tabii ki Sharon‘dır. Ancak haberler pek Rob‘un umduğu gibi olmaz. Sharon hamiledir. Bu haberi aldıktan sonra Rob tası tarağı toplayarak Londra’ya gider. Bu noktadan sonra ikilimiz bir ilişkinin içine girerler.
17 yıldır evli olan Frances ile Robert çifti ve iki çocukları, New York’un Westchester’ında yaşayan orta sınıf bir ailedir. Robert olayları fazla büyütmeyip geçiştirdiği için pek farkında olmasa da Frances, artık evliliklerinde iyice bunalma noktasına gelmiş, çok mutsuz bir kadındır. Kocasının en ufak yanlışları bile onu gereğinden fazla irrite etmektedir ama bunun için kavga edecek takati bile kalmayan biri haline dönmüştür.
“Kadınlar, New York’a modayı ve aşkı bulmaya gelir.” diyor Carrie. Dizide de New York’a zamanında bunun için gelmiş, iş hayatlarında çoktan iyi bir noktaya ulaşmış, ekonomik anlamda da iyi durumdaki üçü 30’larında, biri 40’larında, 4 bekar kadının bunları arayışlarına odaklanıyoruz. Bu 4 kadın arkadaştan da öte bir aile gibi. Hayatlarına dair her şeyi hiç çekinmeden birbirleriyle paylaşan, sık sık romantizm ve cinsellikle ilgili samimi sohbetlere ve tartışmalara girebilen, çok yakın bir arkadaş grubundan bahsediyoruz.
Mindy Lahiri, Hint asıllı olan ve New York’ta yaşayan bir kadın doğum uzmanıdır. Kariyeri, parası ve saygınlığı olsa da her zaman daha mükemmel olmanın peşindeki Mindy, 30’una merdiven dayamış olmasına rağmen hala hayatının erkeğini bulamamıştır. Romantik komedi filmleri izleyerek büyüyen ve büyük bir Meg Ryan hayranı olan karakterimiz, ilişkilerinde yol alırken bu filmlerden ilham alsa da hala uzun süreli bir ilişki yürütme konusunda başarılı olamamıştır.
Dory ve arkadaş grubu, üniversiteden arkadaş oldukları Chantal’ın kayboluşuyla onu aramaya başlarlar. Dory’nin liderliğinde Chantal’ın kayboluşunu araştırmaya başlarlar. Bu sırada her birinin ilişki durumlarını, yaşantılarını ve çevreleriyle ilişkilerini de izliyoruz.
Lady Dynamite'in zaman zaman gerçek üstü bir hal alan hikayesi, komedyen Maria Bamford'un kendi hayat hikayesinden uyarlanarak, bir kadının kendini bulup yeniden kaybettiği bir ruh durumunu özetliyor.
Bir megamarket çalışanlarının aile sıcaklığındaki iş ortamları ve aralarındaki ilişkiler, ortaya muazzam bir komedi çıkartıyor. Müşterilerle aralarında gerçekleşen zorlu pazarlıklarla, mağazada kaybolan çocuklarla, çalınan eşyalarla, soygunlarla ve akla gelmeyecek yüzlerce problemle uğraşacaklar gibi görünüyor. Aile sıcaklığında bir iş ortamına sahip bu insanların birlikte çalışıp sorunların üstesinden gelme çabaları oldukça komik anlar yaşatacak.
Tower Hamlets'teki evinde son derece dindar şekilde yetiştirilen bakire Tracey'in hayatını konu alıyor.
Los Angeles’ta yaşayan bir aileyi merkezine koyuyor. Ailenin yaşını almış babası Mort, bambaşka sorunları olan 3 yetişkin çocuğunu, kendi hayatını tamamen değiştirecek bir kararı açıklamak üzere akşam yemeğine davet ediyor. Yıllardır erkek bedenine sıkışmış bir kadın gibi hisseden karakterimiz, iş bu durumu sadece kendinden bahseden bencil çocuklarına söylemeye gelince çok da başarılı olamıyor.
Birbirinden farklı 4 kadın, bir papaz tarafından “kıyamet koptu ve dünyada kimse kalmadı”diye kandırılarak bir yeraltı mahzenine kapatılıyorlar. Dizimiz bu olaydan 15 sene sonra yapılan bir polis baskını ile başlıyor. Tutsak olan 4 kadın, polis tarafından kurtarılıyorlar ve dünyada kıyamet kopmadığını anlıyorlar.
Issa, fark yaratmak için farklı ırktan olan ilkokul çocuklarının toplumda kendini yabancı hissetmemesini ve ırkçılığı önlemeye çalışan bir sivil toplum örgütünde çalışmaktadır. Burada siyahi bir kadın olarak fikirlerini, dünyaya bakış açısını çocuklara da yansıtmaya çalışır. Ayrıca kendisinin hayatını da izliyoruz. Arkadaşlarıyla ve sevgilisiyle olan ilişkilerine, hayata bakış açısına göz atıyoruz. Dizide kendi dışında sevgilisinin ve yakın arkadaşı Molly’nin de hayatlarını yakından izliyoruz.
Hikaye, 1995 yılında geçiyor. Hikayenin baş karakterlerini çinli bir aile fertleri oluşturuyor. Özellikle 12 yaşındaki oğulları Eddie ( Hudson Yang )’ nin baş rolünde geçen hikayenin detaylı konusu ise şöyle; Yıllarca Washington’da yaşayan Taiwanlı bir aile de ailenin erkeği olan Louis Huang’ın Orlando’da western tarzı bir restoran açmak istemesi ve tüm aile Orlando’ya taşınmaları ve Huang ailesinin başından geçen olayları anlatıyor. Dizi daha çok 12 yaşında ki en büyük oğul olan Eddie Huang’ın etrafından gösteriliyor. Hip- hop’a ilgi duyan Eddie’nin ailesi bu kültüre ne kadar yabancı olduklarını tahmin etmek zor değil. Daha önce Washington’da bir çin mahallesinde yaşamlarını sürdüren aile, Orlando’ da farklı bir kültüre geçiş yaparlar ve bu kültür karşısında nasıl hayatta kaldıklarını ekran karşısında izleme fırsatı buluyoruz.
Emekli olup huzur bulmak için Miami'ye yerleşen ve aynı evde yaşayan dört yaşlı kadının komik maceralarını anlatan Altın Kızlar, hayata sımsıkı bağlı ve kalan zamanlarını eğlenceli geçirmek isteyen insanları konu ediniyor.
Sürekli komik ve ilginç olaylara tanık olan bu dört kadının olaylara bakış açıları, birbirleri ile çekişmeleri ancak içten içe birbirlerini sevmeleri gibi önemli detaylara sahip dizi, yayınlandığı dönem olan 1985-1992 arasında çok önemli bir hayran kitlesine sahipti. Tam 180 bölüm yayınlanan dizi, 4 Altın Küre ödülünü alarak hakedilmiş bir başarıya ulaştı.
Dizi, bir dönem TRT ekranlarından Türk izleyicisi ile buluştu.
Tanrı’nın elçisi olduğunu söyleyebileceğimiz Michael’ın rehberliğinde, yeni ruh eşi olan etik uzmanı Chidi Anagonye ve yeni komşularıyla, adeta masal dünyasından fırlamış gibi görünen ve kendine has özellikleri (küfredememe, istediğini yapabilme, ruh halini yansıtan evlerde yaşayabilme vb.) olan yeni mahallesinde yaşamaya başlayan genç kadın bir süre sonra kendisinin oraya ait olmadığını fark eder.
Dünyadaki hayatını bencil, umursamaz ve kendisine bile pek hayrı dokunmayan biri olarak geçiren Elenaor önceleri bu yanlışı düzeltmek istese de Kötü Yer’in (Bad Place) ne kadar korkutucu bir yer olduğunu öğrenip bunu saklamaya karar verir ve yerini sağlamlaştırmak için Chidi’den iyi insan olma dersleri almaya başlar. Öte yandan bu huzurlu yerde de işler karışmak üzeredir.
Dylan (Johnny Flynn), dizinin ilk bölümünde cinsel yolla bulaşan ve tedavisi kolay olan hastalıklardan klamidyayı kaptığını öğreniyor. Nasıl kaptığına dair fikri olmasa da doktoru bu zamana kadar beraber olduğu kişileri durumdan haberdar etmesini söyleyince o da bunu yerine getirmeye karar veriyor. Kendine bir liste yapan Dylan’ın çeşitli yollarla eski partnerlerine ulaşmaya başlamasıyla dizinin hikayesi de başlamış oluyor.
Fred Armisen, Bill Hader ve Seth Meyers üç kafadar hayallerindeki belgesel filmi çekmek isterler. Film yapımcıları olarak her zaman tanınmak isteyen arkadaşlar belgesel çekimi işinde kararlıdır. 70’li yılların Rock band’larına katılmış ve dönemi yaşamış olan Fred, Bill ve Seth dönemin uyuşturucu kartellerinin içerisine girerek yaptıklarını, yaşadıklarını kayıt altına alarak onları anlatan bir belgesel çekimine karar verirler.
Veep, İngilizce Vice President’in ( Başkan Yardımcısı) baş harfleri olan VP nin gayri resmi kısaltmasıdır. Dizi, Julia Louis-Dreyfus’un canlandırdığı Başkan Yardımcısı Selina Meyer etrafında geçmektedir. Eski Senatör Meyer, artık Başkan Yardımcısıdır ama bu iş hiç de hayal ettiği gibi değildir. Meyer ve ekibi, Washington’da dönen siyasi oyunlardan sıyrılmak ve kendilerini kabul ettirmek için çabalayacaktır.
Fleabag, temel olarak günümüzde Londra şehrinde yaşayan ve kod adı Fleabag olan genç bir kadının hayatını devam ettirme çabasını işliyor.
Karakterin en yakın arkadaşı bir süre önce intihar etmiş. Nedenini ilk başta bilmiyoruz ama yavaş yavaş arkasındaki gizem aralanmaya başlıyor. Fleabag ise birlikte işlettikleri, pek de iş yapmayan kafelerini bir şekilde ayakta tutmanın çabası içinde. Aslında ekonomik anlamda kafeye bel bağladığından değil, daha çok arkadaşının anısını ayakta tutma düşüncesinde.
Bir yandan da erkeklerle çıkmaya devam eden karakterin sevgililileriyle ve ailesiyle yaşadıklarını da izleme fırsatımız oluyor.
Parks and Recreation’dan tanıdığımız Aziz Ansari’nin başrolünde olduğu Master Of None; 30 yaşında piyasa tutunmaya çalışan bir aktörün günlük hayatına odaklanacak.
Dizimiz Los Angeles’ta aktör, aktris veya senarist olmak için çabalayan, ara sıra küçük küçük roller yakalasalar da bir türlü kariyerlerinde büyük bir sıçrama yapamamış bir grup catering firması çalışanını merkezine alıyor. Çeşitli parti ve organizasyonlarda yiyecek-içecek servisi yapan ve geçici olarak gördükleri bu işlerinden pek de memnun olmayan karakterlerimizin bu partilerde başlarından geçen eğlenceli olayları izlemek de bize düşüyor.
Jake, işinde iyi, yetenekli ve ekibi içinde yakalama oranı en iyi polistir. Ama öteki yandan ciddiyetten yoksun ve sıkı çalışması gerekmemiş biri olarak oldukça da rahat biridir. Ekibe yeni gelen patron, emrindekilerin “rozetin hakkını vermesi” gerektiğini düşünen biri olarak işe koyulur ve Jake’ten başlar. Bu da komik pek çok olayın yaşanmasına sebebiyet verir.
Sacred Heart adlı eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan 3 asistan doktorun ve 1 hemşirenin bin bir gariplikle dolu hayatını konu alıyor. Daha dün hiçbir şey bilmezken, kendilerini bir anda hasta bakarken bulan asistanlarımızın başlarından belalar da tabii ki eksik olmuyor. Gün boyu hastane ve çevresinde yaşadıkları trajikomik olayları ve bunlarla baş etme şekillerini izlerken bölümün ne ara bittiğini farkına varamayacaksınız.
Ilana, son derecek çatlak, hayatınızda görüp görebileceğiniz en tembel insan, neredeyse tek yaptığı iş esrar içmek. Ilana, Jaime adında gay bir göçmen ile aynı apartmanda yaşıyor. Lincoln adında dişçi bir sevgilisi var ama açık bir ilişki yaşıyorlar. Abbi ise arkadaşına göre daha aklı başında ve sorumlu biri ama o da çoğu zaman Ilana’ya uymaktan vazgeçemiyor. Abbi, çizim yapıyor ve sanatla uğraşmak istese de hayat şartları gereği bir spor salonunda temizlikçi olarak çalışıyor.
Abbi’nin ev arkadaşını ise şimdiye kadar hiç görmedik, ama son derece sinir bozucu bir insan olan ev arkadaşının sevgilisi Matt, Abbi’nin evinden hiç çıkmıyor. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim; dizideki neredeyse tüm kötü şeyler Abbi’nin başına gelirken, Ilana bir şekilde her işten kendini sıyırabiliyor.
Jeff Winger (Joel McHale) işini yapmakla meşgul bir avukattır. Fakat bir gün, avukatlık lisansının iptal edildiğini öğrenir ve lisansını tekrar almak için yolu Greendale Vakıf Koleji’ne düşer.Dizinin baş kahramanlarını oluşturan, Jeff’in de içinde bulunduğu, çok zıt karakterlere sahip bir kaç öğrenci, şans eseri de olsa aynı kulüpte bir araya gelerek başta abes bir görüntü sergilese de gün geçtikçe aralarında samimi bir ilişki başlayacaktır.
O, hem bir at hem de 90'ların favori komedi dizi yıldızı. Bu da 20 yıl sonraki hali. Huysuzun teki olsa da pırlanta gibi. Ama hakiki pırlantadan çok, ucuz bir taklidi.
20’li yaşlarının ortasına gelmiş ve tabiri caizse bir baltaya sap olamamış olan iki kuzen, Earnest ve Alfred, hayatlarına yeni bir yol çizmenin eşiğindedir. Eğitim gördükleri Princeton Üniversitesi’nden atılan, parasız ve evsiz kalan, ailesinin ve sevgilisinin gözünden tamamıyla düşmüş olan karakterler, ya ailelerinin yanında kalmak ya da hayatlarına sıfırdan başlamak şeklinde iki seçeneğe sahiptirler. Rap dünyasına fazlasıyla merak salan ve bu alanda ilerlemek isteyen kuzenler, soluğu rap dünyasının merkezi halinde olan Atlanta’da alırlar. Şehre gelmedeki ilk amaçları kendilerini geçindirmek ve ailelerine yardım etmek olan iki kuzen, Hem şehir yaşantısıyla, hem de rap dünyasıyla tanıştıktan sonra çeşitli bağlantıları da kullanarak birden yıldız haline gelirler. Kuzenlerin bu değişik hikayesi ise komik olduğu kadar garip ve eğlencelidir de.
Her şey Richard’ın çok önemli bir algoritma bulması ile başlıyor. Peşine düşen büyük şirketler, fikirlerini çalmak isteyen firmalara rağmen Richard ve arkadaşları kendi şirketleri Pied Piper’ı kurar. Silicon Valley Dizisi, bu rekabetçi piyasada genç girişimcilerin hayatta kalma çabasını hem gerçekçi hem de eğlenceli bir açıdan anlatmaktadır.
Uluslararası Gizli Haberalma Servisinin(ISIS) New York bürosunda çalışan casus Sterling Archer’ın maceralarına odaklanıyor. Archer hem annesi hem de patronu olan Malory için çalışırken bir yandan eski kız arkadaşı olan ajan Lana Kane ile uğraşıyor. Dizinin alışılmadık bir zaman yapısı mevcut. Karakterler 1960’larda gibi giyiniyorlar, 1991’de dağılan Sovyetler Birliği’ne vurgu yapılıyor ve modası geçmiş bilgisayarlar kullanılıyor ama cep telefonu ve GPS gibi teknolojilerde mevcut. Yapımın yaratıcısı Adam Reed’e zaman-mekan ilişkisindeki bu durum sorulduğunda ise ‘iyi tanımlanmamış’ olduğunu söylemekle yetiniyor.
Kendini “The Gang” olarak adlandıran bir gruptan bahsedilmektedir. Bu grup yaşlarına göre kabiliyetsiz olarak nitelendirilebilir çünkü kendilerinden beklenenler konusunda oldukça vasat performans sergilemektelerdir. Ayrıca grup için ahlaki değerlerden yoksun tanımı da yapılabilir. The Gang, ya da dilimizdeki söylenişi ile “Çete”, sadece 5 üyeden ibarettir ki bunlar da Dennis ve Deandra Reynolds kardeşler, onların babası (üvey) olan Frank Reynolds ve kardeşlerin arkadaşları olan Mac ve Charlie’dir. Kişisel çıkarları doğrultusunda birbirlerini satmaya hiç çekinmeyen bu ekibin elemanları; yine aynı şekilde kişisel çıkarları için her türlü sadakatsizlik, tembellik ve aç gözlülüğü de yapabilirler. Oldukça sahtekar olduklarından bahsetmemiz de de fayda var. Düşündüklerini icraata geçirme konusunda fazlasıyla başarısız olan bu grup toplum içindeki imajları, tabiri caizse karizmaları konusunda da birbirinden takıntılıdır. Ve The Gang’in üyeleri kendi çıkarları için her türlü rezilliği de utanmadan yapabilmektedir. Evet, bir bara sahipler; Amerika’da İrlanda stilindeki bir barı işletiyorlar fakat ne kadar bara sahip olsalar da genel olay örgüsü bar dışında geçmekte.
Friends; 20’li yaşlarında olan; karakterleri ve hayat hikayeleri birbirinden farklı 3’ü kadın ve 3’ü erkek olan bu 6 gencin New York’ta yaşadıkları komik ve hayat dolu maceralarını anlatıyor. Ayrıca diziye konuk olan 34 farklı oyuncu da bu hikâyeye ortak oluyor. Kâh üzülüyorlar kâh gülüyorlar, bazen aşk bazen ayrılık dolu çok kaliteli bir yapım. Sürekli vakit geçirdikleri Central Perk Cafe’de onların komedilerine çoğu sahnede ortak oluyor. Çekimleri 10 yıl süren bu yapımda, karakterlerin yaşları da dizi süresince gerçek hayatla aynı şekilde büyütülmüş ve hayat hikâyeleri bu duruma göre şekillendirilmiştir.
big bang theory de olmalıydı
the big bang theory nerde aq
How I met your mother yok , californiacation yok ve Blue Mountain State kimse bilmez ama mutlaka olmalı . ( özellikle erkekler için tam geyik bir dizi )